Açlıktan İntihar Eden Müslüman
Dört çocuk babası hasta vatandaş Silvan'da üç tekerlekli arabasıyla zaman zaman meyve sebze satarak, bazen hamallık yaparak geçimini sağlamaya çalışıyormuş. Bir akşam yorgun argın, aç bîilaç evine gelmiş, karısına iftara ne pişirdin demiş. Kadın, beş paramız yok, iftara yemek pişiremedim deyince adam çocuklarına sarılmış ağlamış, sonra öbür odaya geçmiş. Karısı bir müddet sonra merak etmiş, içeriye girmiş ki, kocası kendisini iple asmış. Henüz ölmemişmiş, ipi kesmişler hastaneye kaldırmışlar, bütün çırpanmalara rağmen kurtarılamamış...
Adamın bu yürekler acısı ölümünü duyan komşular 1500 lira toplayıp dul kadına vermişler.
Belediye yetimlere biraz un, şeker, yağ göndermiş...
İnternet sitelerinde bu konu ile ilgili yüzlerce okuyucu mesajı vardı. Birkaçında çok vicdanlı kimseler "Dört çocuk yapmasaydı" diyorlardı.
Ah komşular ah komşular!.. Şu 1500 lirayı adam kendini asmadan verseydiniz de kadıncağız, kocası ve çocukları için bir çorba pişirebilseydi.
Ah Belediye ah!.. Şu unu, yağı, tuzu adam ölmeden verseydiniz de iftara bir şeyler hazırlayabilselerdi.
Ah Müslümanlar ah.. Siz zekatlarınızı doğru dürüst, yerli yerinde dağıtmış olsaydınız bu memleket böyle mi olurdu?
Ah cemaatler, tarikatlar, hizipler, fırkalar!.. Açlıktan intihar edenlerin hakkı olan zekatları hangi vicdanla keyfe mâ yeşa topluyorsunuz siz?
Ah ah ah!.. Hazret-i Ebubekir zamanımızda Emîrü'l-mü'minîn olsaydı Kur'âna, Sünnete, Şeriata aykırı olarak zekat toplayanlara savaş açardı. Ey bu devrin Ebubekir'i, nerdesin zuhur et!..
* (İkinci yazı)
ZEKATLARINIZI KUR'ÂNA, SÜNNETE, ŞERİATA UYGUN ŞEKİLDE VERİNİZ
MÜSLÜMANLARDAN zekat parası toplanacak. Bu paralar derneğin, vakfın veya başka bir tüzel kişiliğin kasasına, bütçesine konulacak, yani zekat paraları dernek havuzuna ilave edilecek. Sonra bu paralarla personel maaşları, kiralar yol ve otel masrafları karşılanacak. Bu paralarla cami, okul, yurt yaptırılacak. Bu paralarla kitap ve broşür bastırılacak...Bunlara benzer işler ve masraflar yapılacak...
Yukarıda saydığım işler için zekat alınmaz, bunlara zekat parası harcanmaz.
Bazı modern ilahiyatçıların bu konudaki fetvaları (yahut ictihadları),
Kur'âna,
Sünnete,
İcmâ-i Ümmete,
Fıkha,
Şeriata,
Sevad-ı Azama,
Cumhur-i Ulema yoluna,
Vicdana... aykırıdır.
Binaenaleyh bu gibi fetvalarla amel edilemez.
Kur'ân-ı Kerîmdeki çok açık, çok seçik beyana göre zekat sekiz sınıfa verilir. Tevbe suresinin 60'ıncı ayetinde bu sekiz sınıf açıklanmıştır:
1. Fakirlere.
2. Miskinlere.
3. İslâm devleti tarafından kendilerine zekat toplama işi verilmiş olan âmillere (memurlara, vazifelilere).
4. Müslümanlığa ısındırılmak istenen meüellefe-i kulûba.
5. Kölelere.
6. Borçlulara.
7.Allah yolunda cihad yapacak mücahidlere.
Hâtemü'l-fukaha Ömer Nasuhi BilmenHocaefendi hazretleri, Büyük İslâm İlmihalinin zekat bahsinde şöyle diyor:
"Mücahid: Bundan maksat, Allahü Teâlâ yolunda gönüllü olarak cihada iştirak etmek istediği halde nafakadan, silâh ve sâireden mahrum olan gazi demektir. Buna da, noksanlarını tedarik etmesi için zekat verilebilir. Buna "fî sebilillah infak" denir."
8.Yolculara.
Zamanımızda müellefe-i kulûb yoktur. Köle yoktur. İslâm devleti ve veliyyülemr bulunmadığı için zekat âmili (memuru) yoktur.
Allah yolunda cihad eamm mânâda (en geniş mânâda) yorumlanamaz. Gerçek cihad yapılması, gerçekten o cihada katılmak isteyip de maddî gücü olmayan mücahid olması gerekir. (Elmalılı Hamdi Efendinin tefsirine bakınız.)
Filan dernek, filan hocaefendi, filan yazar da bir tür cihad yapmaktadır, binaenaleyh zekat onlara verilebilir fetvası veya ictihadı bâtıldır. Çünkü mevrid-i nasta ictihada mesağ yoktur.
Zekatın mutlaka temlik edilerek (yani mülkiyeti zekatı alan kimseye veya vekiline teslim edilerek) verilmesi gerekir. Bu temlik ve temellük şarttır. Temlik olmazsa zekat verilmiş olmaz. (Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 155 numaralı yayını olan "Zekât" adlı kitabın (Yazarı: İsmail Ezherli) 54'üncü sayfasına bakınız.
Yine Diyanet'in adı geçen kitabında şöyle yazılıyor:
"Zekâtı câmi, okul hastane, çeşme, yol ve diğer hayır müesseselerinin inşasına harcamak caiz değildir.Adı geçen yerlere sarf edilen zekât, hak sahibine temlik edilmediği için zimmetten sâkıt olmaz. O, zekâttan başka bir sadaka yerine geçer." (S. 55)
Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, Türk Hava Kurumu gibi derneklere makbuz mukabilinde verilen veya banka hesabıyla gönderilen para zekat yerine geçer mi?
Geçmez, çünkü bunlar tüzel kişidir, gelen parayı bütçelerine, havuzlarına koyarlar; Kur'âna, Sünnete, fıkha, şeriata uygun şekilde zekat verilecek kimselere fıkha uygun şekilde dağıtmazlar.
Bir kimseyi zekât vermek konusunda vekil kılabilirsiniz. Diyelim 100 TL. zekat vereceksiniz. Bu parayı bir zarfa koyarsınız. Vekilinize, "Sizi, bu zekâtı fakir veya miskin bir Müslümana vermeniz için vekil kılıyorum" dersiniz. O da vekilliği kabul ettim der. En kısa zamanda zekât alabilecek fakiri veya miskini bulur ve emaneti teslim eder.
Zekat, beş vakit namazdan sonra İslâm'ın en büyük ibadetidir. Müslüman bir toplum zekâtını doğru dürüst (Tekrar ediyorum: Doğru dürüst), yerli yerinde, Kur'âna, Sünnete, fıkha, şeriata uygun şekilde vermezse, Allaha isyan etmiş, büyük günah işlemiş olur.
Zekât almaya hakları olmadığı halde alanlar hâin ve merduttur.
İşin içinde para, mal, madde, zenginlik olduğu için zekât ile zamanımızda din sömürüsü yapılmaktadır. Herkesi suçlamıyorum, uygunsuz işler yapanları suçluyorum.
Yüce Şeriat, zekât parası ile cami bile yapılmaz diyor. Cami elbette yapılacak ama zekât parası ile değil.
Zekât konusunda şazz fetva ve ictihadlarla amel edilmez. Beşinci hicrî asırda bir âlim "Zekatla cami yapılabilir..." demiş olsa, onun bu sözü, fetvası, ictihadı geçerli olmaz. Çünkü cumhur-i ulemânın kavillerine, fıkhın ve şeriatın kesin hükümlerine muhaliftir.
Reformcu, yenilikçi, değişimci, Fazlurrahmancı, bid'atçi, BOP'çu, ılımlı İslâmcı, kimisi Kemalist, kimisi şu veya bu ideoloji mensubu, Mason Afganîci birtakım yoldan çıkmış bozuk ilâhiyatçılara kulak vermeyiniz, kanmayınız, aldanmayınız. Zekât konusunda cumhur-i ulemâya, Sevad-ı Azama, Ehl-i Sünnet ve Cemaat fıkhına, Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye tâbi olunuz.
Zekâtlarınızı öncelikle muhlisen lillah (Allah rızası için ihlasla) Müslüman miskinlere, fakirlere, ülkemize sığınmış Müslüman mültecilere veriniz.
Namazı kılınız, zekatınızı veriniz ki, Allahın yardımına, korumasına, kurtarmasına layık olasınız