LİDERLERİN meydanlardaki öfkeli, hırslı dili referandumun içeriğini bastırdı! Referandum bir hakaret ve tehdit yarışına dönüştü.
Yüce Divan tehdidi, ‘bertaraf’ tehdidi...
En vahimi liderlerin birbirlerini “PKK’nın işbirlikçisi” diye karalamasıdır! Referandum bir “hain” suçlaması yarışı haline geldi.
Başbakan’a göre Kılıçdaroğlu ve Bahçeli PKK’nın işbirlikçisidir, çünkü “CHP, MHP, PKK hepsi evet’e karşı aynı cephede!”
Kılıçdaroğlu ve daha çok da Bahçeli, Başbakan’ı PKK işbirlikçisi olarak suçluyor. “Açılım”dan dolayı ve PKK’nın kendi hesabınca teröre ara vermesinden dolayı!
Bu “işbirliği” suçlamaları saçmadır ve vahimdir; siyasi hırsın sağduyu ve insafı nasıl yok ettiğinin örnekleridir.
Daha kötüsü, bu suçlamaların yarattığı katı bloklaşmalar, Türkiye’nin sorunu çözmek için manevra yapma imkânını ortadan kaldırmaktadır!
Ne yapsan “hain”sin; peki bu sorunu çözmek için kim ne yapabilir o zaman?!

Siyasi kabileleşme
Halkoyuna sunulan pakette yargının tarafsızlığını geliştirecek unsurların bulunduğu bir gerçektir.
Yargı ancak hem bağımsız hem tarafsız olduğu zaman âdil olur.
Tek görüşlü, tek kaynaklı yargısal kurumlar tarafsız olamaz. Paket, benim de eleştirdiğim yönleri olmakla beraber, en azından, Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nın kaynağını çeşitlendiriyor, kapalı devreyi çeşitliliğe açıyor.
Fakat paket siyasi öfkelerin altında ezildiği için içeriğini konuşmuyoruz.
Miting meydanlarında liderler taraftarlarını öbür tarafa karşı tahrik ediyor! Bu kadar katılaştırarak evet veya hayır oylarını artırmak mümkün mü?!
Liderler maalesef mümkün sanıyor!
Evet bu öfkeli konuşmalar ‘inanmış’ tabanları keskinleştiriyor ama siyasetin bu kavgacı tarzından rahatsız olan seçmen kitlelerini ürkütüyor!
Acil ihtiyaç hasıl olduğunda bile Türkiye’nin “ortak akıl” üretemeyeceği bir siyasi kabileleşmeye doğru savruluyoruz.

Referandumun anahtarı
İşte tablo: Araştırmacı Adil Gür “referandum bıçak sırtında” diyor; evetler yüzde 45, hayırlar yüzde 44 dolaylarında... Kararı yüzde 11’lik kararsızlar verecek!
Muhalefetin oy toplamı kabaca yüzde 55 olduğu halde bu defa neden “bıçak sırtında” dolaşıyor muhalefet?! Paketin içeriği muhalefetin tabanında da şu veya bu ölçüde doğru bulunduğu için değil mi? Hükümete yaptıkları suçlamalarda ölçüyü kaçırmanın yarattığı inandırıcılık sorunundan değil mi?
Öbür yanda, 2007’deki referandumda yüzde 67 evet alabilen Ak Parti bu defa niye “bıçak sırtında” dolaşıyor? 2007’de gerçekten mazlum konumundayken bu defa pazusunu göstererek öfkeli bir kampanya yürüttüğü için değil mi?
Liderlerin yürüttüğü bu “kıyasıya” kampanya, taraftarları keskinleştiriyor ama vatandaşların bir bölümünü ürkütüyor, kaygılandırıyor.
Liderler görmelidir ki, son kararı keskin taraftarlar değil, bu kaygılı kitle verecektir.
Ne dersiniz, bugüne kadar öfkelere göre saf tutmaktan uzak duran bu kararsızların öfkeye meyletmesi mi, itidale yönelmesi mi daha büyük ihtimal?
Referandumun anahtarı burada...