DTP
DTP kapatılsın mı? Hayır! Ben parti kapatmaya, dernek kapatmaya karşıyım. Parlamentoda toplumun farklı dini, etnik, kültürel ve ideolojik kesimlerinin temsilinden yanayım. Herkesin inandığı gibi yaşamasını ve düşündüğünü özgürce ifade etmesini savunuyorum. Yeter ki, silahsız, saldırısız, başkalarına yönelik açık ve yakın bir tehlike oluşturmasınlar, genel ahlaka, kamu güvenliğine, kamu sağlığına zarar verici bir tutum ve davranış içinde olmasınlar. Zaten bu da evrensel bir kural değil midir?. Kim suç işliyorsa onu cezalandırırsın.. Parti dediğin ne ki, dört duvar bir tabela.. Başka bir de tüzük. Zaten yasaya uygun değilse tüzük; parti kurulamaz. Daha sonra yasaya aykırı bir düzenleme sözkonusu oldu ise, reddedersin, iptal edersin, gerekli değişikliği yapmazsa ve hukuki gerekleri yerine getirmezse münfesih olur..
Kürtlerin başına gelenleri de önemsiyorum. Tenkil, tedip, tehcir.. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşananlar, 1970 sonrası, 1980 sonrası yaşananlar. Terörize edilen bir halk! Faili meçhuller. Dillerinin yasaklanması, kültürlerinin baskı altına alınması, kimliklerinin yok sayılması. Hepsi doğru..
Zaten bu coğrafyada herkes dertli. Şu başörtüsü konusunda yaşananlara, darbelere, çetelere baksanıza.. Aydınlara az mı zulüm yapıldı?.. Soğuk savaş yıllarında sağcı-solcu diye bizi bize kırdırmadılar mı?
Konum bu değil. Bugün gelinen noktada DTP'nin izlediği politika.. Eğer bu ülkede herkes sorunlarının çözümü için DTP'nin yaptığını, desteklediği hareket gibi bir hareketi desteklerse ne olur? Bu kimin işine yarar? Sonunda paylaşılacak bir şey kalmaz geriye korkarım. Ve benim asıl korkum da bu. Birileri bizi bize kırdırıp, bu topraklara el koymak istiyor.. Bu gerekçe ile hak mücadelesinden vazgeçmek de gerekmiyor elbette. Ama bunun yolu kör bir şiddet de olmamalı.
Bana göre Güneydoğu insansızlaştırılıyor ve kötü bir şekilde kanlı bir oyuna alet oluyoruz. Ve bu işte kimse masum değil..
Bir sorunu 3 şekilde çözersiniz.
1-Siyaset yoluyla.. Toplumu ikna edersiniz, onların meşru temsilcisi karar verir, bu sorun çözülür
2-Yargı yoluyla.. Bir hak ihlali sözkonusudur. Haklı olduğunuzu yargıda isbat edersiniz, sorun çözülür. Yargının içinde bulunduğu durumu biliyorum, ama adil bir yargıyı birlikte; Türk'ü Kürd'ü birlikte başarmak zorundayız..
3-Güç kullanarak. Gücü yeten yetene. İlk iki çözüm başarısız olduğunda 3. çözüm yolu devreye girer..
Eğer demokratik çözüm diyorsanız bunun yolu siyasettir.. Siyaset bir miltan örgütün sloganlarını tekrarlamaktan ibaret bir iş olmasa gerek..
Güç kullanarak varolma ihtimali en azından bugünkü şartlarda pek mümkün değil. Bunu başka bir ülke ile ittifak kurarak yapabilirsiniz, bu da size fayda sağlamaz.. Bölgede şiddet yoluyla varolmak için tek bir ülkeyle değil, en azından dört ülkeyle askeri anlamda hesaplaşmanız gerek.. Ve bunu yaparken de bir yabancı güçle ittifak kurmanız gerek. Bu sürecin sonunda dört ülkeyi dize getirseniz, anlaşmaya mecbur etseniz bile, size destek veren güç sizin kendi zebunu haline getirecek ve eski dostlarınızdan istediğiniz şeyin o güçten alamayacaksınız..
Şu Nevruz “kutlamaları”nı hatırlayın bir.. Derin güçler her iki tarafı da kullanıyor..
Halkın otobüsünü yakarak, vatandaşın dükkanını yağmalayarak, özgürlük - demokrasi mücadelesi verilir mi?
Bayram böyle mi kutlanır?
DTP'yi halkın gözünde küçük düşürmek için bu eylemlerin bir kontr gerilla eylemi olduğunu düşünüyorsanız, nasıl bu kadar kolay bir şekilde böyle bir oyuna geliyorlar o zaman?..
DTP, şikâyet ettiği düzenden daha vahim bir düzen kurmayacağından emin mi, kendi halkı için. Halka zulmedenin dersinin rengi, küfredenin konuştuğu dil, hırsızın doğduğu yerin ne anlamı var.. Doğduğumuz yeri biz mi seçtik? Doğduğumuz zamanı biz mi seçtik, doğduğumuz ana babayı biz mi seçtik?.
Adalet isteyenler, önce kendileri adil olmalı.. özgürlük isteyenler, başkalarının özgürlüklerine sahip çıkmalı. Saygı görmek isteyenler, saygı göstermeli..
DTP'ye iktidar verin, önce kendi derin devletini, kendi Ergenekonunu kurar. Kendi çetesinin oyuncağı olur.
Böyle bir siyasi mücadele verilmez. Bu marksist devrim hareketi de değil, bir burjuva hareketi de değil.. DTP'liler, PKK'nın nasıl, kimler tarafından örgütlendiğini bilmiyor mu? Daha sonra nasıl kontrolden çıktığını ve hangi hesaplaşmalarının aracı olduğunu, bugün geldiği noktayı..
DTP, bu hali ile bırakın Türkiye için bir şans olmayı, Kürtler için bile bir talihsizlik vesilesi.. DTP, Kürt halkının dini kimliğini önemsemiyor.. DTP, tarihi sadece kendi ideolojik amaçları için kullanıyor.
Ben Bulgaristan'daki, Yunanistan'daki Türkler için ne istiyorsam, buradaki Kürtler ve diğer etnik topluluklar için de onu istiyorum. Oralardaki Müslümanlar için ne istiyorsam, buradaki gayrimüslimlere de onları vaad ediyorum.. DTP'liler, eğer hukuk devleti, insan hakları, demokrasi mücadelesi veriyorlarsa, başka kimlerin hakları ile ilgileniyorlar?
Sanırım herkesin oturup nerede yanlış yapıyoruz sorusunu sorması ve herkesin birlikte bu derin çetelere karşı ortak mücadele vermesi gerek. Ya bu kanlı oyunları birlikte sonlandırırız ya da birbirimizle çatışarak bu kanlı örgütlerin servet ve iktidarlarına gönüllü hizmetkârlık yapmış oluruz.
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.