AHTİSAARİ ve arkadaşları Kürt meselesinde tam da araya girmişti ki Hakkâri’de 9 vatandaşımız vahşice bir mayının kurbanı oldu... Referandumdan güçlenerek çıkan hükümet barış adımları atabilirdi... PKK’nın pazartesi günü ateşkesi uzatması sağlanabilirdi.
Bütün bunları engellemek için bu kanlı provokasyonu yaptılar!
Kimler?.. Kim olacak, Ergenekon, derin devlet falan!..
Hemen belirteyim yukarıda yazdıklarım zırvadır!
Komplo mantığının nasıl sakat olduğunu göstermek için yazdım.
Böyle genel ve âfaki akıl yürütmelerle somut bir olayı izaha kalkmak, bilimsel metoda da hukuki düşünceye de aykırıdır. Hakkâri’deki acı olay ancak bu olaya ilişkin
somut bulgularla izah edilebilir, ortada henüz somut bulgular yok.
Ortada olan, sadece, PKK’nın mayın döşeme metodudur... Bu mayınlara Mehmetçik gibi Kürt vatandaşlarımız da çarparak hayatlarını kaybetti... Bundan hareketle de kesin hüküm verilemez. Somut bulgular lazımdır.

Ahtisaari’nin görüşmeleri
Gelelim Ahtisaari’ye... Endonezya ve Kosova’da uluslararası krizlerin çözümünde başarıyla arabuluculuk yapmış, Nobel Barış Ödülü’nü kazanmış saygın bir insan... Başkanı olduğu “Türkiye Bağımsız Komisyonu”nun AB üyeliği konusunda Türkiye’ye nasıl büyük destek verdiğini de biliyoruz.
Diyarbakır’daki temaslarında bir özel niyet aramak yanlıştır.
Ahtisaari ve arkadaşları dün Başbakan’la görüştüler. Başbakan’a Ahtisaari’nin söylediği aynen şudur:
- Geçmişim peşimi bırakmıyor. Geçmişte arabuluculuk yaptım ya... Hep bu açıdan bakılıyor. Hayır böyle bir işlevim de niyetim de yok. Bu Türkiye’nin iç meselesidir...
Ahtisaari Başbakanlık’taki görüşmesinde sadece izlenimlerini anlattı, nasıl çözüm olabileceğine dair en ufak bir tavsiyede bulunmadı. Kaldı ki bir dost olarak, çözüme ilişkin şahsi görüşlerini anlatabilirdi de...
Ahtisaari ve arkadaşlarının Başbakan’la görüşmesinde ağırlıklı iki konu ele alındı: Türkiye’nin dış politikası ve AB perspektifi... Bir de yeni anayasa yapımı...
Hatta Ahtisaari ve arkadaşları bu konuda tavsiyede bulunmuşlar, “anayasayı politikacıların yapması, uzlaşmayla yapılması” gibi...
Başbakan’ın Ahtisaari’ye söyledikleri de kamuoyuna zaten açıkladığı hususlar.
Görüşülen konular bunlar.

BDP tahrik ediyor
Ahtisaari’nin Diyarbakır ve Ankara görüşmelerinin, ne zaman döşendiği bile belli olmayan Hakkâri’deki mayınla ne ilgisi olabilir?!
Mayınlarla insan öldürmek çok vahşi, çok kalleşçe bir davranış... BDP, Hakkâri’deki vahşeti devlete, hükümete yıkmak için hemen tahriklere başladı. Hükümetle görüşme taleplerini de iptal ettiler.
Tamam da son on gün içinde iki yatılı okula saldıranlar kimlerdi?! Batman’da Özdemir kardeşleri vahşice katleden mayınları kim döşemişti?
BDP’liler bu vahşetlere tek kelimeyle tepki gösterdiler mi?
Benim aklıma gelen, PKK’nın döşediği mayınlardır ama Hakkâri olayı hakkında henüz bir bulgu yok. En azından ihtiyatlı olmak, tahrikten sakınmak gerekmez mi?
Kürt meselesi gittikçe zorlaşıyor. Böyle yüksek gerilimli konular tek taraflı sağduyu ile çözüm yoluna konulamaz. Her tahrik yeni tahriklere yol açar.
BDP’nin demokratik bir parti değil, bir ‘müfreze partisi’ olması çözümü zorlaştıran en önemli etkenlerden biridir.
Akan kanlar, yanan canlar yetmedi mi?! Sağduyu için zaman geldi de geçiyor bile!.