Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

O, referandumun sonucunu göremedi

O, referandumun sonucunu göremedi

Geçen hafta bugün “referandum sonuçları”nı değerlendiren yorumlar yapıyorduk... Meğer, “Evet” veya “Hayır” demenin ne de çok gerekçeleri varmış... Kimi, 8 yıldır gayet rahat sürdürdükleri “yaşam tarzları”nın değiştirileceğinden endişe ediyormuş, kimi de “lâikliğin tehlikede olduğundan” ve “sivil dikta” geleceğinden!..
Aslında, AK Parti iktidara geleli beri bu “korku” pompalanıyordu topluma... Bazılarının bu “korku pompalaması”ndan başka sermayeleri de yoktu... Bir yandan “korku” pompaladılar, bir yandan da AK Parti ile “argüman yarışı”na girdiler... Onlara göre, AK Parti; “örtü istismarı” yapıyordu, o halde kendileri niye yapmasın?..
Öyle ya; başörtülüler, bir “oy deposu” idi...
Eğer, “türban sorununu biz çözeriz” derlerse, AK Parti’nin kozunu elinden alır, “oy kaleleri”ni yıkarlardı.
Öyle yaptılar!..
“Biz çözeriz” dediler...
“Nasıl çözeceksiniz?” diye sorulduğunda da, “Arkadaşlar çalışıyor” cevabını verdiler...
Ancak, CHP’de “başka arkadaşlar” da vardı ve onlar da çalışıyorlardı!.. Onlar da, hazırlattıkları ve bilboardlara astıkları afişlerde, “başörtülü” hanımları “rahibe”lere benzetmişlerdi... Yani, “Evet” diyenler, aynı zamanda “rahibe kıyafetine evet” diyeceklerdi!..
“ASIL”LAR VE “FOTOKOPİ”LER!
Milletimiz, “CHP’nin gizli ajandası”nı gördü elbet... Demek ki, bunlar; bir yandan “Biz çözeriz” diyorlar, bir yandan da “başörtüsü”nün “rahibe kıyafeti” olduğunu düşünüyordu!..
Bu “zihniyet” açığa çıkınca;
Milletimiz de gereğini yaptı...
CHP’nin tuzağına düşmedi...
Hem, niye düşsün ki;
Hiç “asıl” ile “fotokopi” bir olur mu?.. Hiç “asıl” dururken “fotokopi”nin peşinden gidilir mi?.. Hiç “gerçek”ler dururken, “yalan”lara itibar edilir mi?..
“Hayır” cephesinin lokomotifleri olan CHP ve MHP’nin uğradığı “hezimet”te, işte bu “yalan”ların büyük rolü oldu.
Şimdi herkes, onların “yalan”larını konuşuyor, yenilgilerinin tek sebebinin “yalan” olduğunu söylüyorlar...
Öyle ya;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kampanya süresince ne söylediyse “yalan” çıktı!.. “Villa” dedi, yalan çıktı... “Başörtüsü” dedi, yalan çıktı...
“Genel af” dedi, yalan çıktı!..
“Yalancının mumu” da, yatsıya kadar değil, ancak “referandum akşamı”na kadar sürdü.
Sonuç yüzde 58 Evet,
Yüzde 42 Hayır!..
HER YERDE HESAPLAŞMA VAR!
Referandum akşamından bu yana;
AK Parti, SP ve BBP’nin öncülük ettiği “Evet” kampanyasının niye “ezici bir üstünlük” sağladığını, CHP, MHP, DSP ve DP’nin de aralarında bulunduğu “10 parti”nin niye “hezimet” yaşadığını tartışıyor kamuoyu...
“Zafer”in de, “hezimet”in de sebepleri elbette çok... Ama en büyük sebep; “Evet” diyen partilerin “milletle iç içe” olmaları, liderlerinin “bizden biri” olmaları!..
“Hayır” diyen parti liderleri ise; hem “milletten kopuk”lar, hem de “milletin inancı”na uzaklar!..
Bu tesbit, kayda değer bir tesbit.
Bir başka tesbit de şu ki;
Referandum, taşları yerinden oynattı!..
Bugün CHP ve MHP başta olmak üzere, bütün partilerde bir “iç hesaplaşma” başladı...
CHP’de “kurultay gerginliği” yaşanıyor...
Eski Genel Başkan Deniz Baykal, referandum sonucunu “hezimet” olarak yorumlayıp, “estirilen Kılıçdaroğlu rüzgârı”nın bir işe yaramadığını ve “parti yönetimi”nin değişmesi gerektiğini söylüyor!..
BAYKAL OPERASYONU ALEVİLER İÇİN Mİ?
Bu arada, “Deniz Baykal’ın kaset olayı” ile ilgili ilginç yorumlar da yapılıyor.
Meselâ, önümüzdeki günlerde “Demokrat Alevi Girişimi” adıyla yeni bir örgütlenmeye hazırlanan Su TV Genel Müdürü Yalçın Özdemir diyor ki;
“Eğer Kılıçdaroğlu CHP’nin başına getirilmeseydi, Baykal devam etseydi, Aleviler büyük oranda evet diyecekti. Bunun önünü kesmek için Kılıçdaroğlu CHP’nin başına getirildi. Çünkü bu referandumda evet oylarının yüzde 70’in üzerinde çıkması demek, CHP’nin Cumhuriyet tarihi boyunca izlediği tüm politikaların iflası anlamına gelecekti.”
Yabana atılmayacak bir değerlendirme...
Yalçın Özdemir, devam ediyor sözlerine:
“Aleviler, bugüne kadar statükoyu korumaktan yana oldu; bugün de oylarını ağırlıklı olarak CHP’ye verdi. Bence bu CHP için kullandıkları son oydur. Ortada kısmi de olsa özgürleşme getiren bir paket var ve darbecilere yargılanma yolu açılıyor. Bu Alevilerde bir kırılma yaratacaktır.
Çünkü 12 Eylül cuntasının cezaevlerinin yüzde 60’ı Alevilerden oluşmaktaydı. Evet çıkması, bu nedenle bir düşünce payı, bir kendini sorgulama süreci başlattı. Şu an dilekçe verenlerin çoğu Alevi...”
“DERİN PKK” İŞBAŞINDA!
Referandum sonuçları, sadece CHP ve MHP’de değil, Hüsamettin Cindoruk’un başında bulunduğu Demokrat Parti’de de “deprem”e yol açtı...
Cindoruk, kısa süre sonra partinin başından gidecek... Önemli olan, yerine kimin geleceği!..
Referandumdan “yüzde 58 evet” çıkması, partilerin yanısıra PKK’da depreme yol açtı... PKK’nın döşediği “mayın”ın patlaması sonucu, Hakkari’de “9 Kürt vatandaşı”nın ölmesi, aralarında küçük kız çocuklarının da bulunduğu 4 kişinin yaralanması, PKK içinde de “hesaplaşma” olduğunu gösteriyor!..
Bu katliamı “Derin PKK’da çözülme” olarak değerlendirenler de var, bu saldırının “Evet” diyen Kürt vatandaşlardan “intikam” almak olarak yorumlayanlar da...
Uzun lâfın kısası;
Herkes bir “hesaplaşma” içinde...
Sistem, “12 Eylül Darbecileri” ile hesaplaşıyor, “parti”ler ve “örgüt”ler de kendi içlerinde bir “iç hesaplaşma” yaşıyorlar!..
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI MESAJLARI
Bütün bu gelişmeleri, geçen haftaki Vakit’in “haber ve yorum”larında sizlerle paylaştık...
Diğer gazetelerde yazılanları da, “arşiv” sayfamızda aktarmaya çalıştık.
Bizler bu değerlendirmeleri yaparken, Vakit’in imtiyaz sahibi Nuri Aykon, maalesef “ölüm döşeği”ndeydi ve son nefeslerini veriyordu.
Kadir Gecesi’nde, “teravih namazı”nı kılmış, “çay bahçesi”nde oturduğu esnada, yıllardır muzdarip olduğu “yüksek tansiyon” kendisini oracıkta yakalamış...
6 gün boyunca “koma”da kaldı...
Tam ümitlerimiz artmaya başlamıştı ki, “vefat” haberini aldık... Evet, geçen hafta bugün Hakk’a yürüdü Nuri Aykon... Ne yazık ki, çok arzuladığı halde referandumun sonucunu göremedi...
Ertesi gün de dualarla uğurladık onu...
Cenaze törenine, gazetemiz yöneticileri, yakınları ve vatandaşlar katıldı... Haberi alır almaz “cenaze namazı”na gelen Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın duyarlılığına teşekkür ediyoruz.
Yine duyarlılık gösterip, “başsağlığı” mesajı gönderen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “bakan”lara, “parti liderleri”ne, “milletvekilleri”ne, Fethullah Gülen Hocaefendi’ye, “STK temsilcileri”ne, “meslektaş”larımıza ve “okurlarımız”a yürekten teşekkür ediyoruz.
Onlar bizi yalnız bırakmadılar,
Allah da onları yalnız bırakmasın...
“Vakit’in yayın hayatı”na geçmesinde büyük katkıları olan Nuri Aykon’a Cenab-ı Hakk’tan af ve mağfiret, sevenleri ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.
“Güle güle gülen adam.”
Allah (c.c.) mekânını cennet eylesin...
Bizler; inşallah, açtığın yoldan kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi