Ne o, beğenmediniz mi?
Ben de beğenmedim.. Ancak ben bugüne değin tartışmalı hiçbir karara imza atmış değilim..
Avrupa Adalet Divanı kararını muhtemelen, ağırlıklı olarak Yargıtay üyelerimiz, Yargıtay Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı sayın Tansel çölaşan ve 367 sabıkası olan Anayasa Mahkemesi üyeleri de beğenmemişlerdir..
Tezatı farkediyor musunuz?
Avrupa ülkeleri benim indimde yüzlerce yıldır Türk düşmanlığı yapmakta birbirleriyle yarışmaktadırlar..
İslâm'a olan kinlerini de unutmayınız..
Avrupa bu işte..
Orası da Türkiye'deki yargı sisteminden, daha doğrusu, yargıçların taraf olmasından, taraflı kararlar vermesinden müştekiler..
Ya bizler?
Amiyane tabirle arada kaldık..
Yanlışlara katılmamız mümkün değil.. Amma nötr kalmamız halinde bile çok ağır ithamlarla karşılaşmamız kaçınılmaz.. çünkü, yargı mensupları siyasi kalıplara girmişler..
Ellerinde değişmez tek ölçü laiklik..
İçtiğiniz su, yediğiniz ekmek, alışveriş yaptığınız bakkal, kıyafetiniz, inancınız sebebiyle laikliği yıkma girişiminde bulunduğunuza hükmedilebilir.. İşte o zaman ayvayı yersiniz..
Türk insanının ekserisi adliye koridorlarına aşinadır.. çünkü gerek şahıslarla, gerek devlet adına çalışan kurumlarla mahkemelik olmayan kim var acaba?
Gerekli önlemleri almak baş vazifesi, hem de buna muktedir olacak güç ve yetkiye sahip AKP Başkanı Sayın Tayyip Erdoğan son günlerde bayağı yumuşak üsluplarla mahkemeden çıkacak kararın adil olacağına inanmış gözüküyor.
Sanki 367 komedisini yaşamamışlar..
Sanki Baykal'ın güvendikleri irşad olmuşlar, fikir değiştirmişler..
Kendileri bilir..
Ben hiçbir zaman AKP'ye acımadım.. Adeletin düştüğü duruma acıdım..
Türkiye'nin geleceğinden endişe duydum ve güç sahiplerinin derhal harekete geçmelerini vurguladım..
Allah'a şükür ki partili değilim..
Şunu da ayrıca tebaruz etmekte fayda görüyorum..
6 yıldır hiçbir partiye, ya da adaya oy vermedim.. Bundan böyle de vereceğimi sanmıyorum..
Hangi taktir ettiğim yönlerine oy vereceğim?
Ne zaman bir oligarşik despotluk görsem içim yanar.. Kalemimle, fikrimle despotizmi yıkmak veya zayıflatmak, veya vatandaşlarımı uyarmak isterim..
Maalesef başarılı olduğumu söyleyemem..
Yani böyle durumlara muttali olduğumdan dolayı Abdüllatif Şener gibi mi tavır koyacağım?
Allah göstermesin..
Sayın Şener iyi ki çeçenistan'da politika yapmıyor.. Yapsaydı Kadirof familyasına destek çıkardı muhtemelen..
Zor günler yaşıyoruz..
Bu zor günlerin çemberinden çıkamadığımızı gören, yıllarca Türkiye'yi oyalama-boyalama taktikleriyle presleyen Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı resmen tavrını netleştirdi..
Ve dediler ki: "PKK terör örgütü değildir.."
Normal görüyorum.. Mertçe düşündüklerini resmiyete geçirdiler.. Bizim AB hayranları niye kabullenmiyor, anlamış değilim..
Onların laikçiliği de Türkiye aleyhtarlığıdır herhalde..
Bilmiyorum, "Değiştirilemez, değiştirilmesi dahi düşünülemez" nasları da var mıdır?
Bildiğim şu:
Bir askeri darbe olur da Anayasa'yı, 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de olduğu gibi safdışı eder, kendi yapacakları, yaptıracakları Anayasa için akıllara muhal ne gibi maddeler yüklerler, bilemeyiz..
Bu günün balta kesmez laikçileri direnirler mi, uydum kalabalığa formülüyle, harem ağalığına mı soyunurlar?
Ne dersiniz?
Cumhurbaşkanı’nı yargılamayı göze alan yargıçlarımız AB Adalet Divanı hakkında ne diyecekler? Sözleri geçer mi?
Boşverin, aldırmayın sevgili okurlarım.. Aysun Kayacı dedikleri çıplak manken mi daha mert, bizim siyasi liderler mi derseniz, cevabı bu yazıdan çıkar..

---------

Ormanda aslan yoksa tilki kahraman olur
Zamanı geldiğinde başaklar saman olur
Ancak ahmak kârıdır celladını methetmek
Tedbirsiz kişilere zillet pek yaman olur