Alçaklar Ve Diyalog
Haber şöyle: “Floridalı rahip Terry Jones, gelen tepkiler üzerine 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünde Kuran'ı Kerim'i yakma eyleminden vazgeçmesine rağmen, bazı Amerikalılar çirkin eylemlerine devam etti.”( https://www.habervaktim.com/haber/141421 /beyaz_saray_onunde_kuran_yirttilar.html)
İşte alçaklık bu!
Bu kendini beğenmiş küstahlar, güya kendilerini büyük, Müslümanları küçük görüyorlar. Kendilerini medeni, Müslümanları vahşi görüyorlar. Kendilerini barışçı, Müslümanları kutsal savaşçı, kan dökücü görüyorlar. İçlerinde İslam ve Müslümanlara karşı derin bir kin ve nefret var. Böyle şartlanmışlar, kulaklarına böyle fısıldanmış evlerinde, okullarında, çevrelerinde. Bu yüzden zevk için Müslüman öldürebiliyorlar.
İşte hemen her gün internete düşenlerdenyeni bir haber: “Afganistan'da görev yapan bir Amerikan topçu birliğine mensup askerler, eğlenmek için rastgele ateş açarak sivilleri öldürmekle suçlandı.”
(https://www.habervaktim.com/haber /142642/bunlar_resmen_hayvan.html)
Bu yüzden dün ve bugün haçlı seferlerine devam ediyorlar batılılar. Irak ve Afganistan bir din ve medeniyet savaşıdır. Bunu ancak aptallar görmez. George W. Bush bunu açıkça söylemişti de, uyardılar hemen. “Böyle dersen Müslümanlar uyanır ve saflarını belirler. Biz biliyoruz, ama onlara ‘bu haçlı savaşıdır’ demeyeceğiz. Bu terörle mücadele ve demokrasi götürme savaşı diye aldatacağız” demişlerdi.
Yeryüzünde oluk oluk kan döken Yahudi ve Hıristiyanlar tutar bir de İslam’a “kılıç ve kan dini” demezler mi? Bu ne utanmazlıktır böyle?
Ne kadar medeni oldukları dünyanın değişik yerlerinde yaptıklarından belli olmuyor mu? Kim savaşçı, kim barışçı? Kim medeni, kim vahşi?
İşte görüyorsunuz, Kuran'ı Kerim'i yakma eyleminden o kadar uyarılara rağmen vaz geçmemişler. Bu ne kadar çirkin bir alçaklıktır böyle? Bu çağda bu beyin, bu seviyesizlik, bu ahlaksızlık? Hayret doğrusu…
Batılı İslam ve Müslümanlara karşı peşin hükümlerle büyüyor. Bu bir gerçek. Burada bir soru soralım, bu peşin hükümlerin yok olmasını istemez miyiz? Bu bizim yararımıza olmaz mı?
Elbette isteriz, elbette bizim menfaatimize…
Peki, bunun için aramızdan birileri çıkar da çabalarsa, bu tür diyalog çalışmalarına neden karşı çıkarız?
İslâm’ın bunca irşad ve tebliğe dair emri varken buna neden karşı çıkalım? Bunsan daha abes iş mi olur?
Ama diyalog çalışmalarına karşı çıkanlar yok mudur?
Elbette vardır. Ama bir de haklı gerekçeleri vardır.
Nedir mi o?
Bu karşı çıkışın gerekçelerini kimileri şöyle açıklıyorlar: “Diyalog faaliyetlerinde İslam hakkında eğip bükmeler var, yağcılık ve dalkavukluk adına bazı ilkelerin gizlenmesi veya çarpıtılması var. Batıl dinleri de hak din ve ehlini de cennetlik gibi göstermeler var.”
Diyalog faaliyetlerine karşı çıkışlar bu gibi gerekçelerden ise, bunda haklıdırlar. Dinde müdâhane, yani yağcılık ve dalkavukluk haramdır. Üstelik din kimsenin babasının malı değildir ki şirinlik için ekleme çıkarma yapılsın! Olsa olsa muhataba tebliğ yapılırken mütebessim ve sevgi dolu yumuşak bir dil, (kavl-i leyyin) ile tedricilik ve öncelikler dikkate alınır.
Peki, kimilerinin yaptığı bu tür yanlışlara düşmeden tebliğ ve irşad adına yapılan diyaloga ne denir?
“Allah” denir!
Bunu kim yapıyorsa Allah onlardan razı olsun.
Sıcak savaş ancak zaruret olursa yapılır. Bu gün o savaşlar sivilleri de vurduğundan, hayırsız ve hikmetsizdir.
Çağın cihadı aslında ilim, sanat ve kültür alanlarındadır. Tebliğ insanlarımız olan mürşitlerimizi buna göre yetiştirmeliyiz her halde.