İsrail'le savaş
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Associated Press ajansına verdiği beyanatta, İsrail'in Mavi Marmara'da yaptığı katliamı bir nevi ilan-ı harp gibi gördüğünü ifade etti.
Şöyle:
"Eski dünyada, eski zamanlarda böyle bir şey olsaydı savaş çıkardı."
Aslında Türkiye ile İsrail zaten savaşta.
Tabii ki soğuk savaştan söz ediyoruz.
Soğuk, ama savaş.
Sebebi: Türkiye'nin Ortadoğu'da takip ettiği "komşularla sıfır sorun, azami işbirliği, tam entegrasyon" siyaseti.
Türkiye'yi Siyonist emperyalizmin uydusu olmaktan çıkaran siyaset.
Sadece Türkiye'nin değil bütün bölge ülkelerinin istiklali yolunda atılan adımlar.
"Böl, parçala, yönet" tezgâhını parçalayan hamleler.
Filistin'e hamilik, Türkiye-Suriye ve Türkiye-Irak yüksek düzeyli stratejik işbirliği anlaşmaları, İran'la dayanışma, Suriye-Lübnan yakınlaşmasına katkı vs, vs, vs...
Mavi Marmara'da akan kan mevcut savaşı tırmandırdı ve yeni bir cephenin açılmasına yol açtı.
İsrail'in Mavi Marmara konusunda geri adım atması o cepheyi kapatabilir, ama savaşı bitirmez.
* * *
Mavi Marmara hadisesi sanki hiç yaşanmamış gibi davranılamayacağını, fakat günümüz dünyasında savaş yerine uluslararası hukuk yoluna itibar etmek gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Hadiseyi meydana getiren İsrail yapması gerekeni yapmalıdır" diyerek, Türkiye'nin "özür ve tazminat" talebinde ısrarlı olduğunu bir kere daha ortaya koymuş bulunuyor.
Nitekim İsrail basını da -İsrailli diplomatlara dayanarak- Abdullah Gül'ün İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile görüşmek için "özür ve tazminat" şartını ileri sürdüğünü -ve Peres'in bu şartı kabul etmediğini- yazıyor.
Abdullah Gül elbette 'savaş yerine uluslararası hukuk' diyecektir, fakat önümüzdeki resim bir soğuk savaş resmidir.
Soğuk savaşta çetin bir muharebe resmi...
* * *
İsrail'in şehit ailelerinden özür dilemesi ve onlara tazminat ödemesi beni kesinlikle tatmin etmeyecek olsa da, Türkiye'nin İsrail'e istediğini kabul ettirip bu muharebeden galip çıkmasına veya bu muharebeyi şiddetlendirerek sürdürmesine hayati önem atfediyorum.
Özür dileyip tazminat ödemek şöyle dursun "Askerlerimiz Mavi Marmara'da yanlış yaptı" demeye bile yanaşmayan, katliamı aşk ve şevk ile savunan, üstelik katillere kahramanlık madalyası takan İsrail'le gerginliğin bu alçakça meydan okumaya rağmen azaltılmasını isteyenler var; onlara kesinlikle itibar edilmemeli.
Bu gerginlik, Türkiye'nin şerefidir.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun İsrail Ticaret Bakanı Ben Eliezer'le görüşmesi bir istisna olarak kalmalı, İsraillilerle üst düzey görüşmeler kategorik olarak reddedilmeli, ancak bununla yetinilmeyip, şartların elverdiği ölçüde, İsrail'in canını acıtacak yeni yaptırımlar da mutlaka aranıp bulunmalı ve hayata geçirilmelidir.
Hükümet bize bunu vaat etmişti. 'Taleplerimiz karşılanmazsa İsrail'e karşı yeni adımlar atarız' demişti. O adımları bekliyoruz.
* * *
Son olarak, Mavi Marmara konusunda gösterdiği / göstermeye devam ettiği hassasiyet ve İHH İnsani Yardım Vakfı'na terörist yaftası yapıştırmaya çalışan Amerikalı Kongre üyelerine tepkisi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e teşekkür ederim.