Kınıyorum
Bu bence de nezaketsizliğin ötesinde büyük bir ayıp, hatta bir rezalettir. Allah ıslah eylesin diyerek gündemi daha fazla kirletmemesi için önce yazmak istememiştim.
Ama yanıldığımı bir maille anladım. Ferzende Müslüm isimli bir okuyucum, “Bu memleketin tek iman sahibi ve Müslümanların vijdanını hisseden Mehmet Şevki Eygi Hoca mı ?” diye sitem ediyor. Demek kimilerini yazılanlar tatmin etmemiş, daha fazla yazılsın istiyor ve mailinde şöyle diyor:
“Mardin Kasimiye Medresesinde yapılan defileden dolayı dini değerlerimizin rencide olduğunu, orada 700 yıldır yetişen din adamlarının ve ibadet eden insanların ruhlarının eziyet çektiğini düşünüyorum, tepkilere rağmen defileyi yapan ve organize edenlere karşı tepki içindeyim, bu yapılanlardan dolayı müthiş bir acı ve üzüntü çekiyorum, ayıplandığımı ve aşağılandığımı hissediyorum, çevremdeki inançlı insanlar da aynı tepkiler içinde, lütfen bu işe bir el atın ve acımızı hafifletin.”
Olayı biliyorsunuz. Bugün akşamleyin bütün haberlerde vardı.(26.09.2010) Cemil İpekçi denilen birisi tarihi Kasımiye Medresesi'nde bir defileye yapmayı planlar. Onu tanıyanlar bunun nasıl bir defile olacağını bildikleri için tepki gösterirler. Hatta Mardin'deki Sivil Toplum Kuruluşları (STK), daha önce bir öğle namazını Kasımiye Medresesi'ndeki Camide kıldıktan sonra ortak bir basın açıklaması düzenlemişlerdi.
Medresede toplanan 50'ye yakın STK Başkanı ve bu STK'lara üye 300'ün üzerinde vatandaş önce inkar edilen camide namaz kıldı daha sonra da medresedeki türbede dua etti. Camide asılı bulunan cami külliyesini gösteren resmi yazıyı basın mensuplarına gösteren STK'lardan Eğitim Bir-Sen Başkanı Hasan Ekinci, "Burada asılı bulunan yazılı belge hem valiliği, hem Cemil İpekçi'yi hem de müftülüğü yalanlıyor. Çünkü buradaki cami resmi olarak Mardin Müftülüğü'ne ait olup, burada bize namaz kıldıran imam da Mardin Müftülüğü'ne bağlı kadrolu bir imam hatiptir. Burası içinde 2 tane mescit bulunan; biri Hanifi, biri Şafii mezhebi tarafından medrese olarak kullanılmış ve yüzyıllarca dini eğitim yapılmıştır. Böyle bir etkinlik için mabedin seçilmesi, Allah'ın evinin seçilmesi bir talihsizliktir. Buna tepki
gösteriyoruz" dedi.
Medrese avlusunda toplanan STK'lar adına açıklama yapan Ensar Vakfı Mardin Şube Başkanı Zeynel Tepret, "Daha önce de Mardinbienali adı altında içi su dolu şeffaf naylonların giydirildiği mankenlerin sulu gösterilerine mekan kılınan Kasımiye Medresesi, şimdi de podyum olarak kullanılmak istenmektedir. Bu halkımızın hissiyatını rencide etmektir. Bu milletimizin ahlak, kültür, gelenek ve dini değerleriyle alay etmektir. Bu kutsal mekanlara bir tecavüzdür, saygısızlıktır" diye konuştu.
Açıklamasında Mardin Valiliği'nin daha önce düzenlediği etkinliklere de tepki gösteren ve burada düzenlenecek olan defile gibi hepsinin kasıtlı yapıldığını öne süren Tepret, "Özellikle son bir yıldır Mardin'de abartılı içkili kokteyllerin, konser, müzikal, dans, defile gibi etkinliklerin başta Kasımiye Medresesi olmak üzere tarihi yapı, mabed ve medreselerde yapılması halkımızın haklı tepkisine yol açmaktadır. Mardin Valiliği tarafından 25 Eylül 2010 günü, modacı Cemil İpekçi'ye tarihi Kasımiye
Medresesi'nde bir defile düzenlenmesi planlanmıştır. Niçin başka alan değil de, Kasımiye Medresesi?” (*)
Aynı kaynaktan öğrendiğimize göre, Mardin-Diyarbakır Metropoliti sayın Saliba Özmen konu ile ilgili 'Manastırlarımızda bu gibi gösterilere izin vermem. Allahın anıldığı mekanlarda bunlar uygun değildir' diye açıklama yapmış. Ne acıdır ki, bu ülkede laikliğin olmadığının en büyük delili olarak devlete bağlı bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı, dolayısıyla Mardin Müftülüğü, bu papaz kadar olamamış, bunu kadarcık bile bir tepkiyi ifade etmekten kaçınmışlardır.
Niçin?
Devlete, vilayete bağlı sıradan idari memur oldukları için.
Bu, üzerinde durulacak çok önemli bir konudur ve yeni anayasada mutlaka ele alınmalıdır.
Kasımiye Medresesi Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne, içindeki caminin kadrosu ise Mardin Müftülüğü'ne aittir. Tarihi Kasımiye Camii'nden, Mardin’li STK'lar başta Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı sayın Bülent Arınç olmak üzere Diyanet İşleri Başkanı'na ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne “Camilerimizin, dini ve tarihi mekanlarımızın amacının dışında ve tarihi misyonuna aykırı kullanılmasına izin verilmemelidir. “ diye açık çağrıda bulunmuşlardır.
Cemil İpekçi denilen herif meydan okuyarak bunu gerçekleştirdi. Çünkü arkasında devlet vardı. Nasıl bir devletti bu ki, halkını huzursuz etmeyi göze almış, onca ricaları tersleyerek inananları rencide etmişti. Hükümet olaya seyirci kaldı. Oysa iyi niyetle başka bir çözüm bulunabilirdi.herhalde. denemeye bile gerek duymamak, ceberut devlet anlayışının bir tezahürü mü idi acaba?
Liberallerle bizim farkımız budur işte. Biz Müslümanlar, Allah Teâlâ’nın çirkin dediğine çirkin deriz. Çağdaş dünyanın ona çirkin deyip dememesi bizi hiç ilgilendirmez. Bize göre fahiş açık saçıklık, eşcinsellik, içki ve uyuşturucu, zina çirkindir. Biz bunu çirkin bulur, bunlarla meşguliyeti ayıplar, elimizden gelirse engel olmaya çalışır, fitne olacaksa tepki gösterir, ama fiili müdahaleden kaçarız.
Bir liberale göre bunlar bireylerin kendi tercihleridir ve kimsenin ayıplamaya hakkı yoktur. Başkalarına zarar vermedikçe, zina yapmak, eşcinsellik, içki falan filan haklarıdır ve buna engel olmak suçtur.
Görüldüğü gibi bu bakış açısında din iman yoktur.
Bizde ise dinin karışmadığı bir alan yoktur.
Peki nasıl anlaşacağız?
Birbirimize en azından saygı göstererek. Cemil İpekçi halkın tepkisini gördüğünde kibarlık yaparak “yasal hakkım da olsa, halkımı huzursuz etmek istemem” diyerek geri çekilse sorun yaşanmazdı. Demek o nezaket yokmuş onda.
Hükümete de bir çift sözümüz var. Olaya müdahale ederek bir orta yol bulamaz mıydınız? Başka mekan kırıldı mıydı koca Mardin’de?
Cemil İpekçi’yi de, ona meydan okuma cüretini verenleri de kınıyorum!