Politikayı bırakmak mümkün değil mi?
Hem siyasetle hem de tüccarlıkla meşgul olan bir politikacı (Milli Görüş ile ilgisi olmayan bir kişi), bir tarihte şu iddiada bulunuyordu: “Seçim sabahı tek başımıza iktidardayız.” O kişinin adamlarına sordular; “Bu iş nasıl olacak” diye. Adamlar da şu cevabı vermişti:
“Herkes gidip oyunu istediği partiye verecek, sandığa atılan oylar hangi partiye verilirse verilsin, sandık içinde oylar bazı doğaüstü güçler tarafından bizim partiye döndürülecek.”
Tabii böyle bir iddiaya tüm dünyada var olan 5,6 milyar insan içinden herhalde hiç kimsenin inanması mümkün değildir ama o politikacı, bunu inanarak söylemişti.
Böyle bir şeyi dile getirmek, insanı kesin olarak inkâra götürdüğü gibi, Allah’a isyandır. Peygamberlere, meleklere, Kitaplara, evliyalara, velilere ve tasarrufu devam eden ve etmeyen tüm manevi şahsiyetlere yapılmış büyük bir hakaret ve ihanettir. Gerçekten iman etmiş hiçbir Müslüman, böylesine garip bir iddiada bulunamaz.
Ülkemizdeki siyasetin pis bir iş olduğunu belki binlerce defa anlamış ve idrak etmiş olmama rağmen, hep kıyısında köşesinde dolaştım durdum. Demek ki insan siyaset pisliğine bir bulaşınca kolay kolay temizlenemiyormuş. Defalarca; “Artık siyaset yazmayacağım ve konuşmayacağım” diye söz vere vere yine kendime karşı hep yalancı çıkmaktan bıktım.
Siyasetin çirkin yüzünü ve ne kadar pis olduğunu, yukardaki parti ile alakası olmayan, bir başka partinin mensupları bize örnekliyor.
Kendisine “aziz önder ve aziz üstat” seçtiği Önder Sav’dan akıl alanlara ne kadar iyiniyetle bakabiliriz? Sırf bu hareket sebebi ile, siyaset pisliğinden çıkacağıma söz vermiştim ama olmadı, beceremedim.
Allah düşmanımı bile siyaset hastalığına müptela etmesin.
Görüyorsunuz bulaşanların halini.
Şimdi önümüzdeki yıl seçim var. Politika hırsı ile yananların hedefi ne olmalı?
Partiyi ele geçirip, seçime gitmek olmalı.
Sonra?
İktidara gelecekler, ülkeyi güllük gülistanlık yapacaklar, zenginlikten, huzurdan, güvenden uçacağız ve “İşte adil düzen buydu” diyecekler.
Ama öyle görünüyor ki, 2011’deki seçimde de AK Parti yine iktidarda. Her şey yolunda giderse ondan sonraki seçim 2016’da. Peki bu hırs içinde olanların kaçının bir beş yıl daha sağlıklı yaşama ihtimali var.
O zaman ne olacak? Torunlarını mı partinin başına geçirip; “Bunlara itaat edip” diyecekler.
Gerçekten bu ülkeye ve millete yapılanlar büyük bir ayıp. İnsan elini vicdanına koyar ve artık yerini yurdunu bilir. Bu kadar hırs, öfke yeter. Masum insanların şapkalarını yere düşürdükleri, başlarını öne eğdirdikleri yeter.
Ele güne, dosta düşmana karşı; kendilerine inanan ve güvenenleri daha fazla üzmeyelim..
Bu siyaset hakikaten garip bir hastalıktır.
Bir adam tanırım, 80 öncesi bakanlık falan da yaptı. Bu şahısbir zamanlar, bazı isimlere öyle iftiralar savuruyordu ki, ben duymaya utanıyordum.
Şimdi ne olduysa laf kondurmuyor, toz kondurmuyor. Düne kadar çok sevdiğini ve saydığını söylediği insanlara hakaretler yağdırıyor. Hatta işi öyle ileri götürüyor ki, insanların aile hayatına kadar müdahale edip; bilmediği, görmediği, şahit olmadığı, şahidi olmayan olayları malzeme olarak kullanıyor.
Yaşını başını almış insanlar bu duruma düşmemeli.
Bu nasıl bir zihniyettir, bu nasıl bir anlayıştır?
Allah’ım, aklımıza mukayyet olma gücü ver.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.