Yaklaşık iki aylık bir aradan sonra okuyucularımızla bizi yeniden buluşturan Allah’a hamdolsun.

Şu iki aylık sürede, vicahen ve gıyaben telefonla ve e-posta ile bize ulaşarak habervaktim’deki yazılarımızın akibetini soran ve neden yazmadığımızı merak eden okuyucularımıza ifade etmiştik ama, sormayan meraklıları da düşünerek belirtelim, ailemizde sağlıkla ilgili olarak verdiğimiz zorunlu bir araydı bu! Rabbim herkese sıhhatli ve hayırlı bir ömür versin.

Ramazan başında yazdığımız son yazıyla verdiğimiz bu ara, Şevval ayının sonunu bulmasıyla neredeyse iki ayını doldurdu ama bu süre benim için hiç de kısa olmadı! Bu sürede Türkiye’de ve dünyada çok şeylere şahit olduk. Geriye dönüp bunları yorumlayacak değiliz elbet.

Türkiye gibi gündemin sıkça değiştiği ve olayların medyada abartılı bir şekilde eksiksiz yer aldığı bir ülkede, yazarlar güncel konu bulmakta zaten zorlanmaz. Çok konuşmak ve yazmak çok hata getirdiği gibi, çok olay da çok yanlışı içinde barındırdığından, muhabir ve muharrirler için her olay bir haber, her haber de bir yorum fırsatıdır.

Biz, bütün bu büyük olayları, siyasi gelişmeleri ve aktüel bilgileri şimdilik bir kenara bırakıp, bu yazımızda daha büyük bir hadiseye dikkat çekelim:

“Neyi soruşturuyorlar?.. O çok büyük haberi; ki hakkında bir türlü anlaşamadılar!.. İhtilâfa ne gerek var; yakında her şeyi bilecekler!.. Kesinlikle ve mutlaka bilecekler, anlayacaklar!..”

Bunlar, Nebe’ sûresinin ilk ayetleri.

Mekke döneminin sonlarına doğru indirilen bu sûre; adını ikinci ayette geçen ve “kıyamet günü”ne işaret eden en-nebe’ kelimesinden alır ki, “önemli olay, büyük haber” demektir.

Gerçekten de “kıyamet”; büyük bir haber, önemli bir olaydır.

Ama kıyamet, sadece bu dünyanın sonuna mı diyoruz?
İnsanların kıyameti yok mu?
Ya eşyaların, diğer varlıkların?
Yönetimlerin, partilerin, parti liderlerinin?
Ve devletlerin kıyameti yok mu?
Elbette var.
Sünnetullah, hükmünü icra ediyor.
Her şeyin bir kıyameti vardır.
Sonuçta, bu dünyanın kıyameti de olacaktır!

O halde, bizler hem o önemli olayı, o büyük haberi düşünerek ahiret hesabı yapalım, hem de onun öncesinde hayatımızda yaşanan kıyametlere duyarlı ve hazırlıklı olalım.

Ancak, her iki kıyametin kopmaması için de elimizden gelen bütün gayreti gösterelim.

Çünkü, kıyametlerin yaklaşmasına veya gerçekleşmesine sebep olmak, çok büyük bir vebal, sonu acı bir sorumluluktur!