Org. Eşref Bitlis niye öldürüldü?
Bizim gazete pazartesi günü dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis'in, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a yazdığı üç sayfalık mektubu yayınladı (Mutlu Çölgeçen'in haberi).
Dün de Bitlis'in Kürt-PKK sorununa ilişkin çözüm önerileri yer aldı haberin devamında...
Ben bu mektuplardan sonra, Eşref Bitlis'e suikast düzenlendiğine kendimce emin oldum. (Tabii bu bilimsel ve hukuki bir kesin yargı değil, bir tahmin.)
***
Böyle düşünüyorum, çünkü...
Eşref Bitlis, mektubunu 1992'de Özal'a gönderiyor. Yani PKK'nın saldırılarının başlamasından 8 yıl sonra...
Bu sekiz yıl, bazı kesimlerin TSK-PKK kapışmasından nemalanmaya başlaması için yeterlidir: Zaten mektubunda Bitlis de o fırsatçı kesimin altını çiziyor.
Peki, kimleri suçluyor?
1) Çekiç Güç'te görev alıp PKK'ya yardım eden Amerikalı komutanlar...
2) Savaştan rant sağlayan devlet görevlileri...
3) Güvenlik güçlerinden aldıkları destekle PKK adına iş çeviren Kürt işadamları...
***
Burada ABD'nin yaptıkları ayrı bir tartışma konusu. Onu şimdilik bir yana koyalım...
Esas olan yerli aktörlerdir!
Ve Eşref Bitlis düpedüz mensubu olduğu kurumu, yani Silahlı Kuvvetler'i suçlamakta...
TSK içinde PKK sorunundan nemalanan ekiplerin olduğunu... Daha da vahimi, Genelkurmay'ın bunlara ses çıkarmadığını görüyor.
İşte kritik nokta bu!
Yoksa Eşref Bitlis'in çözüm önerilerinde, en azından bugünden bakıldığında, heyecan uyandıracak, "yaşasaydı çözecekti" dedirtecek bir fikir bulunmuyor.
(Örneğin PKK'nın lider kadrosunun dağıtılması gerektiğini yazmış ki bunu herkes söyler.)
Eşref Bitlis'in günahı, sorunun sadece dışarıdan değil, "içeriden de" kaynaklandığını Cumhurbaşkanı'na bildirmesiydi.
***
Niye GK Başkanı'na ve Kuvvet Komutanlarına değil de, CB Turgut Özal'a?..
Çünkü diğerlerinin ya işin içinde olduğunu ya da yapılanlara göz yumduklarını düşünüyordu da ondan...
Eh, bir de buna Amerikalı komutanları suçlamasını eklerseniz... Tarihte hep şahit olduğumuz bir olayla karşılaşırsınız: "Menfaat çarkına çomak sokanı yok etmek..."
Abdullah Öcalan, 1993'te "Bu işi bitirmeye kalkarsam, beni bitirirler" demişti. Bitirmedi, yaşadı.
Eşref Bitlis bitirmek istedi...
Onu bitirdiler. Olay budur.