Ekim ayının ilk haftasında ülkemizde düzenlenen “camiler haftası”nın yanı sıra, yurt dışında da “açık cami günleri” düzenlendiğini biliyorsunuzdur.

Açık cami günleri için yapılan organizasyonlar, İslam ve Müslümanlara olan ilginin yanı sıra, karşı şüpheleri ve olumsuz imajları da giderme imkânı sunuyor. Bu günlerde farklı dinlerdeki ziyaretçiler, Müslümanlarla bizzat görüşme ve cami hayatını yakından tanıma fırsatını buluyorlar.

Cami cemiyetlerinde görevli yetkililer başta olmak üzere camiye devam eden cemaat, bu insanların zihinlerindeki çarpıtılmış İslam algısını bu sayede bir nebze olsun düzeltme imkanı bulabiliyorlar.

Açık cami günleri, Müslümanlar için aynı zamanda İslam hakkındaki temel bilgileri aktarmaya bir vesile oluyor. Bu konuda gerçekten bilgi eksikliği mevcuttur.

Dinin doğru bir şekilde aktarılması, insanlar arasında güven ortamı sağlar. Bu ortamda teolojik temelli akademik tartışmalar yerine, karşılıklı tanışma ve sonuç olarak “öteki” hakkındaki algının değişmesi hedef alınmalıdır.

“Senin inancın batıl, benimki hak” dayatmasıyla dinleri ve din mensuplarını çatıştırmak, netice sağlamıyor. Bunun yerine, sadece kendi dininin güzelliklerini gösterip yaşamak, örnek olmak daha etkili oluyor.

Her insanın “yabancı”dan korku duyması, bilinçsiz olarak “önyargı”lara kapılması veya “öteki”ne karşı güvensizlik duyması doğal karşılanabilir. İşte bu önyargılar ancak “öteki” diye görülenlerle bu ortamlarda tanışmak ve konuşmakla aşılabilir.

Çoğu zaman, dinimizi başkalarına anlatamadığımızdan şikayet ederiz. Bu sebeple de karşımızdaki insanların dine ve dindarlara soğuk baktıklarını hatta düşman olduklarını söyleriz.

Sakın, dinimizi anlatamadığımız, onu tam anlayamadığımızdan ve tam yaşayamadığımızdan olmasın?!..

Hiç şüpheniz olmasın.

Sonradan Müslüman olmuş (İhtida etmiş) batılıların üzerinde en çok durduğu konu da budur. Onlar sonradan öğrendikleri ve yaşamaya çalıştıkları Müslümanlıkla, bizlerin bir türlü yaşamadığı veya yaşayamadığı Müslümanlığı karşılaştırınca hayret ediyorlar ve bunu anlamakta zorlanıyorlar.

Açık cami günleri, gayrımüslimlere İslam’ın kapılarını açarken, bizler İslam dışı yaşantımızla bu kapıları kapatmış olmayalım. Bu büyük bir vebaldir.

Oysa bir kişinin hidayetine vesile olmak, dünyalara bedeldir.

Sergileyeceğimiz ahlâkî tavırlar, güler yüzler ve güzel sözler, onlara hidayet yolunu açabilir.

Belki onların bu kurtuluşu, inşaallah bizim de kurtuluşumuza vesile olur.