CHP, “iktidar ol-ma-mak” için neler yapmalı?
Biliyorum, “yine mi CHP” diyeceksiniz... Evet, yine CHP!.. Siz, böyle bir “maden” bulsanız, çıkarıp çıkarıp kullanmaz mısınız?.. Ben de onu yapıyorum işte... Hani, bilim adamları; “Bu yıl, bin yılın kışı yaşanacak” diyorlarmış ya, CHP gibi bir “kömür madeni” bulmuşken, kazıp kazıp çıkardığım “kömür”leri millete dağıtmayayım da ne yapayım... Maksat, garip-gureba, bu “dondurucu soğuklar”da üşümesin, bol bol atsın sobasına, yaksın, ısınsın!.. Yani, aslında “millet menfaatine” çalışıyorum... Kendim için bir şey istiyorsam, namerdim!.. İşin esprisi bir yana; “başka konulara” girmek istedikçe, bir bakıyorum, “CHP” çıkıyor karşıma... Hani, “ekran”larda görünmek için, kameralara kafa uzatan tipler vardır ya; CHP de öyle... Adeta, “beni yaz” dercesine dikiliyor karşıma... Bir de, “dikkati çeken artistik pozlar” vermiyorlar mı; gel de çekme, gel de yazma!.. Sözün özü a dostlar; her gün “CHP” yazısı okumaktan bıkmış olsanız bile, bugün yine CHP’yi yazacağım...
CHP “İLERİCİ”(!)DİR, “ÖNCÜ”(!)DÜR!
Öncelikle şunu söyleyeyim: Cumhuriyet tarihi boyunca CHP, hep “ilerici” ve “aydın” görünmüş, “medya” tarafından öyle lânse edilmiş ve bu zavallı millet de; “Bu ülke için ne yapılması gerekiyorsa, en iyisini CHP bilir” masalına inandırılmıştır!..
Öyle ya;
“CHP’nin Ankara İl Başkanı, CHP’nin Ankara Valisi ve CHP’nin Belediye Başkanı” olmak gibi, “üç görevi” uhdesinde toplayan Nevzat Tandoğan’ın deyimiyle, “öküz Anadolulu”(!) bu işleri bilmez... “Bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da CHP getirir!”
Bu gariban millet, yıllar yılı bu masala inandırıldı... Bu ülkeye “komünizm” gelecekse, CHP getirir!.. Bu ülkeye “yenilik” getirilecekse, CHP getirir!.. “Reform” yapılHASANKARAKAYA
CHP, “iktidar ol-ma-mak” için neler yapmalı?
Biliyorum, “yine mi CHP” diyeceksiniz... Evet, yine CHP!.. Siz, böyle bir “maden” bulsanız, çıkarıp çıkarıp kullanmaz mısınız?.. Ben de onu yapıyorum işte... Hani, bilim adamları; “Bu yıl, bin yılın kışı yaşanacak” diyorlarmış ya, CHP gibi bir “kömür madeni” bulmuşken, kazıp kazıp çıkardığım “kömür”leri millete dağıtmayayım da ne yapayım... Maksat, garip-gureba, bu “dondurucu soğuklar”da üşümesin, bol bol atsın sobasına, yaksın, ısınsın!.. Yani, aslında “millet menfaatine” çalışıyorum... Kendim için bir şey istiyorsam, namerdim!.. İşin esprisi bir yana; “başka konulara” girmek istedikçe, bir bakıyorum, “CHP” çıkıyor karşıma... Hani, “ekran”larda görünmek için, kameralara kafa uzatan tipler vardır ya; CHP de öyle... Adeta, “beni yaz” dercesine dikiliyor karşıma... Bir de, “dikkati çeken artistik pozlar” vermiyorlar mı; gel de çekme, gel de yazma!.. Sözün özü a dostlar; her gün “CHP” yazısı okumaktan bıkmış olsanız bile, bugün yine CHP’yi yazacağım...
CHP “İLERİCİ”(!)DİR, “ÖNCÜ”(!)DÜR!
Öncelikle şunu söyleyeyim: Cumhuriyet tarihi boyunca CHP, hep “ilerici” ve “aydın” görünmüş, “medya” tarafından öyle lânse edilmiş ve bu zavallı millet de; “Bu ülke için ne yapılması gerekiyorsa, en iyisini CHP bilir” masalına inandırılmıştır!..
Öyle ya;
“CHP’nin Ankara İl Başkanı, CHP’nin Ankara Valisi ve CHP’nin Belediye Başkanı” olmak gibi, “üç görevi” uhdesinde toplayan Nevzat Tandoğan’ın deyimiyle, “öküz Anadolulu”(!) bu işleri bilmez... “Bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da CHP getirir!”
Bu gariban millet, yıllar yılı bu masala inandırıldı... Bu ülkeye “komünizm” gelecekse, CHP getirir!.. Bu ülkeye “yenilik” getirilecekse, CHP getirir!.. “Reform” yapılacaksa, CHP yapar!..
Çünkü CHP kadroları,
“Aydın”dır, “çağdaş”tır, “ilerici”dir, “entelektüel”dir, “sanatçı”dır, “ekonomist”tir, “yönetici”dir, “yazar”dır, “çizer”dir!..
Hasılı kelâm, “CHP, her şey”dir!..
Sadece CHP düşünür, CHP yapar!..
Sadece CHP üretir, CHP yürütür!..
“Bu ülkede her şey CHP’den sorulur!”
Bu yaşıma geldim;
Ben bile, hâlâ “Acaba CHP ne der?” demekten kendimi alamıyorum... Öyle ya; iliklerimize işlemiş CHP!..
Ancak, son yıllarda; ya “maymunun gözü açıldı” ya da “CHP’nin yaldızları dökülmeye” başladı...
“80 yıllık makyaj” akmaya, “fötr düşünce, kel görünmeye” başlayınca anladık ki, CHP, kesinlikle “asıl” değil, bir “taklit”tir!..
“Orijinal” değil, “fotokopi”dir!..
“Üretici” değil, “asalak”tır!..
CHP, ARTIK ROL ÇALIYOR!
“Bu da nereden çıktı?” diye soran çıkacak olursa, derim ki; CHP, özellikle son yıllarda, “AK Parti’den rol çalmaya” çalışmakta, “onun gibi olmaya” özenmektedir!..
Bakmışlar ve görmüşlerdir ki;
“Din” ve “dindar”larla ilgili konularda toplum “hassas”tır, CHP Meclis Grubu’na, yurdun çeşitli bölgelerinden “taşıma başörtülü” getirmeye bile başlamışlardır!..
Bakmışlar ve görmüşlerdir ki;
“Dışladıkları” başörtülü hanımlar, toplumda “küçümsenmeyecek” bir “oy deposu”dur, onlara “CHP rozeti” bile takmışlardır!..
Bakmışlar ve görmüşlerdir ki;
“İlâhiyatçı” kimliğinin toplumda “saygın” bir yeri vardır, hemen “çakma ilâhiyatçılar” transfer etmişlerdir partilerine...
Tabiî, sadece “vitrinde görünsünler” diye!
Onları, vitrine koyup sergilemişler, “son kullanma tarihleri” dolunca da, bir “kâğıt peçete” gibi buruşturup, atmışlardır çöp sepetine!..
Bakmışlar ve görmüşlerdir ki;
“Dinî toplantılara” ilgi bir hayli fazladır, “laikçi” şapkalarını fırlatıp atmışlar, “Kutlu Doğum Haftası” etkinliklerine katılıp, orada konuşma bile yapmışlardır!..
Sizin anlayacağınız;
Hep taklit!.. Hep taklit!..
Hep rol!.. Hep rol!..
Hep özenti!.. Hep özenti!..
ŞİMDİ DE “KAMP” YAPACAKLAR!
En son “çaldıkları rol” ve “özenti” de, yine AK Parti’den...
Malûm, AK Parti, hemen her yıl Kızılcahamam’da “kamp” yapar... Bu kamplarda; “geçen yılın bir değerlendirmesi” yapılır, “gelecek yıla ait yol haritası” belirlenir!..
Hem milletvekili eşleri birbirlerini tanırlar, hem de milletvekilleri kendi aralarında istişarede bulunurlar...
Kimin hangi derdi, hangi problemi ve hangi bakandan nasıl bir şikâyeti varsa, “Başbakan”a anlatır ve bir çözüm bulunmaya çalışılır!..
Kısacası, parti bir “rektefiye”ye girer ve milletvekillerine “heyecan” pompalanır.
İşin doğrusu;
Yaptıkları toplantıların adı “istişare”dir!..
Sohbetlerin konusu; “Nasıl daha başarılı olabiliriz?” sorusuna cevap aramak, “teklif”leri tartışmaktır!..
İşte, AK Parti’nin bu yöntemi;
Şimdi de “CHP tarafından taklit edilmeye” başlanmış, iyi mi?..
Haber, gazetelerde aynen böyle yer aldı: “AKP’nin milletvekili uygulamalarına CHP de başlıyor!”
Söyleyin, nedir bunun adı;
“Taklitçilik” değil mi?..
“Başkasına özenti” değil mi?..
Eee, hani nerede kaldı CHP’nin ilericiliği, nerede kaldı çağdaşlığı?.. Ve nerede kaldı aydınlığı?..
Bu mu “öncü” parti?..
Ohh, ne alâ memleket;
AK Parti uygulasın,
Sen de onu “taklit” et!..
ÖNCÜ DEĞİL, NAL TOPLAYICI!
Hani, “Bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da CHP getirir”di?.. Hani, “öküz Anadolulu”(!)nun görevi “çiftçilik” yapıp ürün yetiştirmek ve bol bol “çocuk” yapıp “asker”e göndermekti?!?
Hani, “bütün yeniliklerin öncüsü CHP” idi!..
Ne oldu CHP’ye ki;
“İlerici” değil, “gerici” oldu?..
Ne oldu CHP’ye ki;
“Öncü” değil, “nal toplayıcı” oldu?..
Ne oldu CHP’ye ki;
“Orijinal” değil, “çakma” oldu?..
Ne oldu CHP’ye ki;
“Asıl” değil, “taklit” oldu?..
Şu hâle bakın;
“Gerici, muhafazakâr” diye aşağıladıkları AK Parti, “kampa girmek” gibi bir uygulamanın mucidi oluyor, “ilerici”(!) CHP ise, onu “taklit” ediyor!..
Vahh CHP vahhh!..
Bu hâllere de mi düşecektin?.. AK Parti “at” koştururken; sen “nal” mı toplayacaktın?..
Yazık oldu CHP’ye!.. Hem de çok yazık!..
Sen ki, “Cumhuriyet’i kuran parti” olmakla övünürsün... Şimdi, “turşu kurmaya” bile mecalin yok!..
Vah ki, ne vah!..
ABANT’TA NELERİ TARTIŞACAKLAR?
“AK Parti’yi taklit” ederek, nerede “kamp” kuracaklarmış, biliyor musunuz?..
Abant’ta!..
O da bir “taklit” biliyor musunuz?..
Abant’ta o kadar çok “kamp” kuran “parti, dernek vakıf” oldu ki, orada o kadar “mesele” tartışıldı ki; CHP, yine nal topluyor!..
CHP’nin yerinde ben olsam;
Gider, İzmir/Çeşme’de yapardım bu işi!..
Ne de olsa, orası “sahil” kenti!..
Hani, yaptın bir taklit;
Bari “tıpkısının aynısı” olmasın!..
Her neyse, nasıl olsa kararlarını vermişler, ben akıllarını çelmeyeyim bari!..
Efendim, “Abant kampı”nda, “iktidar olmak için ne yapmalıyız?” sorusunu masaya yatıracaklarmış!.. Hem “referandum sonucu”nu değerlendirecekler, hem de “2011 seçimi”nde uygulayacakları “strateji”yi konuşacaklarmış!..
Kılıçdaroğlu, “hantallığa” biraz “sitem” edecekmiş;
“İktidar, hiçbir partiye altın tepsiyle sunulmuyor... Ancak çok çalışırsak iktidar oluruz!.. Hepinizden yoğun çalışma bekliyorum.”
Bu “sitem”in ardından;
“Niye iktidar olamıyoruz?.. İktidara gelebilmek için nelerimiz eksik?.. İzlediğimiz parti politikalarını halka niye anlatamıyor, halktan niye karşılık göremiyoruz?”
Sorularına, tek tek cevap aranacakmış!..
CHP NELER YAPMALI?
Valla, “CHP nasıl iktidar olur?” sorusuna verilecek cevap, “Asiye Nasıl Kurtulur”un cevabından çok daha zor!.. Asiye belki kurtulur, ama CHP’nin muhalefetten kurtulması biraz zor!..
Onun için de;
“CHP, iktidar olmak için neler yapmalı?” sorusundan ziyade, “CHP, iktidar olmamak için neler yapmalı?” sorusu sorulmalı ve asıl bunun cevapları aranmalı!..
“Aktüel bir gelişme”den başlayarak sıralayalım “neler yapılması” gerektiğini:
¥ BİR: Edirne ve Eskişehir’de görev yaptığı yıllarda Hanefi Avcı’ya “cephe” alıp; “İktidar partisinin adamı!.. Amacı Hamdi Sedefçi ve Yılmaz Büyükerşen’i bitirmek” diye ortalığı velveleye veren CHP; sadece CHP’li Ahmet Ersin, Çetin Soysal, Malik Ejder Özdemir ve Ali Rıza Ertemür’le yetinmemeli; “daha kalabalık bir CHP heyeti” göndermeli Silivri’ye... Göndermeli ve “Hanefi Avcı’nın arkasındayız” mesajı vermenin yanı sıra; “Avcı’ya özgürlük” diye bağırmaya devam etmelidir!..
¥ İKİ: Başbakan Tayyip Erdoğan, her konuşmasında “Türkçe” konuşup, “Başörtüsü” ifadesini kullandıkça; “Vatandaş, Türkçe konuş!” kampanyasının günümüz temsilcisi CHP, sürekli “gâvurca”yı tercih edip, “Türban” demekte inat etmelidir!..
¥ ÜÇ: Hükümet, herhangi bir “yasa” veya “anayasa değişikliği” yaptığında hemen Danıştay’a veya Anayasa Mahkemesi’ne koşmalı, “iptal” için “medya” ve “367 Sabih”ten destek istemelidir!..
¥ DÖRT: Bir yandan, “türbanı biz çözeriz” deyip halkı avutmaya, bir yandan da CHP’li İzmir Belediyesi’nin uyguladığı “başörtülü paso yasağı”nı genişleterek sürdürmelidir!..
¥ BEŞ: Deniz Baykal’ın başlattığı “Ergenekon avukatlığı” aynen devam ettirilmelidir... CHP, sadece “Silivri İlçe Teşkilatı” kurmakla yetinmemeli; “tutuklu”lar için “CHP Silivri Cezaevi Şubesi”ni, “hasta”(!)lar için de “CHP GATA Şubesi”ni derhal inşa etmeli ve “avukatlık hizmetleri”ni yerinden vermelidir!..
¥ ALTI: Ağzıyla kuş tutsa da, Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu’dan CHP’ye oy çıkmayacağı anlaşılmıştır... Onun içindir ki, CHP, ya “deniz kıyıları”nı genişletmeli, ya da, meselâ “Kahramanmaraş veya Kayseri’ye deniz” getirip, oraları da “sahil” yapmalıdır!..
Daha başka önerilerim de var ama; “CHP’nin 6 oku”na, şimdilik “6 öneri” yeter!..
CHP bunları yapmaya devam ederse, mümkünatı yok, “iktidar-miktidar” olamaz!..
Zaten, “olmak” da istemiyorlar!..
Deniz Baykal’ın öyle dediği rivayet edilir ya;
“Biz deli miyiz, iktidar olacak!!!”
Kamer Genç “aptal” mı?
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç; katıldığı bir panelde, Aziz Nesin’in; “Bu toplumun yüzde 60’ı aptal” sözünü hatırlatıp, referandumda “evet” oyu veren “yüzde 58’in aptal olduğunu” söylemiş... Hatta, “Aziz Nesin’in yanılma payı yüzde 2” deyip, devam ettirmiş hakaretini!..
Yarın, birileri de çıkıp; Aziz Nesin’in yanılma payının “yüzde 12” olduğunu söyleyip, “Hayır” diyen yüzde 42’ye “aptal” derse, nereye varır bu işin sonu?..
Hayır, ben o “birileri”nden olmayacak, bir hatırlatmada bulunacağım kendisine...
Malûm, “1982 Anayasası’na evet” diyenlerin oranı “yüzde 92” idi... Aziz Nesin onlara ne derdi bilemem, ama benim için önemli olan, “Kamer Genç’e ne derdi acaba?”
Öyle ya, Kamer Genç; “aptal”ların “evet” dediği 1982 Anayasası’nı hazırlayan “Danışma Meclisi”nin bir üyesiydi!.. Kamer Genç’lerin onayladığı anayasaya “evet” diyenler “aptal” oluyorsa, acaba Kamer Genç’in kendisi ne oluyor?!?..
Sadece sordum... Cevabını bile bile!..