İslam'ın Gerçek Temsilcileri
İSLAM evrensel gerçekler manzumesidir. Bu dinin, bu nizamın, bu medeniyetin birinci temsilcisi Hz.Muhammed'tir (Salat ve selam olsun ona).
BinLadin, Hasan Sabbah, Muhammed ibn Abdilvehhab, Cemalettin Afganî, İbn Teymiyye gibi şahsiyetler İslam'ın temsilcileri değildir. İslam onlara bakarak değerlendirilmez.
Evrensel İslam'ın bazı temsilcilerini saymak istiyorum:
İmam-ı Âzam Ebû Hanife.
İmamı Mâlik.
İmam Şâfiî.
İmamAhmed ibn Hanbel.
Hüccetülislam Zeynüddin İmamı Gazalî.
Muhyiddin İbn Arabî.
Abdülkadir Geylanî.
Ahmed er-Rufaî.
Mevlana Celalüddin Rûmî.
Şah Bahaüddin Nakşibend.
Bursalı İsmail Hakkı.
Erzurumlu İbrahim Hakkı.
Hacı Bektaşı Veli.
Hacı Bayramı Veli.
Evrensel İslam'ın gerçek mümessillerinin (temsil edenlerin) özellikleri nelerdir?
Birincisi: Ehl-iSünnet ve Cemaat dairesi içindedirler.
İkincisi: İslam'ın cadde-i kübrasında yürürler.
Üçüncüsü: Sevad-ı Âzam içindedirler.
Dördüncüsü: Cumhur-i ulema tarafından benimsenmiş ve desteklenmişlerdir.
Beşincisi: Şeriat-ı Garra-i Ahmediyeye sımsıkı bağlıdırlar, onun ölçü ve kıstaslarından kıl kadar ayrılmamışlardır.
Altıncısı: Onlarda, İslam'ın ahlak boyutu olan tasavvuf kanatları vardır.
Yedincisi: Sahih itikad sahibidirler, bid'atçi ve bid'atli değildirler.
Sekizincisi: Beş vakit namazı dosdoğru kılmışlardır.
Dokuzuncusu: Peygamber ahlakı ile mütehallidirler (ziynetlidirler).
Onuncusu: Zühd ve takva sahibidirler.
Onbirincisi: Hidayet (doğru yol) üzerindedirler ve nasihatlerini dinleyenler de doğru yolda olurlar ve necat bulurlar.
Onikincisi: Bu sayılan gerçek temsilcilerin hiç biri ehl-i dünya, ehl-i para değildir.
İslam'ın daha başka gerçek temsilcileri vardır. Burada hepsinin isimlerini saymama imkan yok. Allah'ın rahmeti onların üzerine olsun, kaddesallahu esrarehüm.
Bid'atçiden gerçek İslam temsilcisi olmaz. Aktivistten de olmaz. Şu veya bu şekilde terörizm yapan da temsilci değildir.Azılı ve dinsiz Farmasondan temsilci olmaz. Müslümanları müşrik ve kafir ilan eden, canlarını kanlarını heder, mallarını ganimet bilen çapulculardan temsilci olmaz.
Mezhepsizler, reformcular, dinde yenilik ve değişim isteyenler, tarihselciler, münkir ve muannid kâfirleri ehl-i necat ve ehl-i Cennet ilan edenler, bid'atleri kendilerini küfre götürenler asla ve asla İslam temsilcisi değildir.
Dini imanı para, mal, zenginlik, benlik, riyaset olan dünya perestler kesinlikle İslam temsilcisi değildir.
İslam temsilcileri ezelde qâlû bela bezminde Rabbülâlemînle yaptıkları ahd ü misaka bağlı ve sâdıktırlar.
Onlar Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimize biatlidirler.
Onların hem zâhir (Şeriat), hem bâtın (tarikat ve tasavvuf) boyutunda, ucu Resullerin Seyyidine ulaşan sahih silsileleri ve icazetleri vardır.
Sevgili Müslüman kardeşlerime min gayri haddin, İslam'ın gerçek temsilcilerine bağlanmalarını tavsiye ediyorum.
(Not: Muhyiddin Arabî'nin havassa mahsus kitapları izinsiz ve üstadsız okunmaz. Fütühat-ı Mekkiye'nin nasihat cildini avam ve havas, herkes izinsiz okuyabilir...İhyâu Ulûmiddin'i herkes okuyabilir...)
*(İkinci yazı)
Kedi Katili Dört Üniversiteli
Birkaç internet sitesinde başlığını okudum, yanında silik bir fotoğraf da vardı. Nefretimden haberin metnini okumadım, başlıktan her şey anlaşılıyordu.
"DÖRT ÜNİVERSİTELİ ÖĞRENCİ BÜFE ÖNÜNDEKİ KEDİYİ TEKMELEYEREK ÖLDÜRDÜ"
Vak'a hangi şehirde olmuş, öğrenciler hangi üniversitede okuyormuş?.. Bunları da öğrenmedim.
Türkiye'mizde iğrenç, korkunç, dehşet verici hadiseler hızla çoğalıyor.
Kedi katili merhametsiz dört öğrenci hangi dalda okuyormuş?
İleride biri öğretmen olabilir.
Biri doktor.
Biri avukat.
Biri hakim veya savcı.
Biri inşaatçı.
Ve sizin onlara işiniz düşebilir. Veyl size, eyvah size, vah size!
Tekmeyle kedi öldüren acımasız, gaddar biriyle muhatap olmak ister misiniz? Ben kesinlikle istemem. Şeytan görsün öylesinin yüzünü.
Kedi insana göre küçük bir hayvan. Bir sokak kedisinin ağzı var, dili yok.
Böyle zavallı, acınacak, kendi halinde bir âciz hayvanı tekmeleyerek öldürmek sadece o dört hayvan katiline değil, bütün ülkeye uğursuzluk ve şeâmet getirir.
Böyle bir gaddarlık ve vahşilik medenî bir ülkede cereyan etmiş olsaydı herkes protesto ederdi.
Bizde bakalım kaç inilti duyulacak?
Artık böyle haberleri kanıksadık. Birkaç yıl önce anasını öldüren, başını kesip top gibi sokağa atan bir katille tanışmıştık.
Ojeli takma tırnak takan liseli kız da testere ile kesilerek öldürülmüş, cesedi bavula, başı poşete konulup atılmıştı.
Ceza Kanunumuz kedi öldürenlere ceza veriyor mu?
Geçen sene Bursa'da bir şoför, otomobiliyle durağa daldı ve beş kadını biçerek öldürdü. Ne kadar yattı biliyor musunuz? Tam on ay yattı ve tahliye oldu. Yaşasın adalet!..
Beş ölüye on ay, bir ölüye iki ay. Modern ceza kanunu aritmetiği.
Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) hayvanlarla ilgili iki hadîsini zikr etmek istiyorum.
* Birinci hadîs:
Ebû Hureyre hazretleri anlatıyor: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: "Adamın biri yolculuk yapıyordu, yolda çok susadı. Önüne bir kuyu çıktı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Kuyudan çıkınca, susuzluktan soluyup duran, toprağı yalayan bir köpek gördü. Adam kendi kendine, "Bu köpek de benim gibi susamış" diyerek tekrar kuyuya indi, ayakkabılarından birini su ile doldurup dişleriyle tutarak dışarıya çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından hoşnut ve razı oldu ve günahlarını bağışladı." Buharî, Müslim, Muvatta,Ebû Davud.)
* İkinci hadîs:
İbnÖmer hazretleri rivayet ediyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:"Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme konuldu. Çünkü kediyi haps etmiş, yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşaratından yemesi için de dışarıya salmamıştı." (Buharî ve Müslim)
Bakınız bir adam susuzluktan kıvranan bir köpeği suvardığı için affediliyor, bir kadın ise bir kediyi haps edip açlıktan ve susuzluktan ölmesine yol açtığı için cehennemlik oluyor.
Bir hadîs-i şerifte "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" buyrulmaktadır.
İnsan olan, hele Müslüman olan küçük bir kelebeği bile öldürmez.
Bu memlekette her yıl dehşetli bir ağaç ve bitki katliamı yapılıyor. Evet katliam... Allah bunların da hesabını sorar.
Heves ettin, eve veya büroya saksı içinde bir bitki aldın. Sonra gafletten, tembellikten merhametsizlikten ona bakmadın, su vermedin ve bitki kurudu, yani öldü. Bunun da hesabı senden sorulur.
Belediye, toprağa dikerek veya saksı içinde sağa sola ağaçlar, çiçekler koydu ve bakmadı. Allah katında sorumludur. Biz halkın oyuyla iş başına geldik, her haltı yeriz, kimse bizden hesap sora maz. Ya öyle mi, ya öyle mi?
Dört üniversiteli öğrenci tarafından tekmelenerek vahşice öldürülen zavallı kedinin kanı yerde kalmaz. Memleketin, halkın, devletin, devletlilerin başına felaket, azap, gazap iner. Ne zaman iner, nasıl iner, nerede iner?
Hazret-i Ömer ağlamış, "Dicle kenarında bir kuzuyu kurt kapsa, ilahî adaletin bunun hesabını Ömer'den soracağından korkuyorum" dermiş.
Mülk Allah'ındır. Allah zulmü, vahşeti, gaddarlığı, merhametsizliği sevmez.