Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Yvonne Ridley’den

Yvonne Ridley’den

1970 ve 80’li yıllarda sık sık ihtida öyküleri duyar ve ferahnak olurduk. İhtidalar hem de şöhretler/meşahir arasından vuku bulurdu. Sanki 90’lı ve 2000’li yıllarda bir bereketsizlik, kesilme veya daralma yaşandı. Lakin son yıllarda ihtida öyküleri yeniden tırmanışa geçti. Zira, İslâm cazibe odağı ve bütün insanların onun merhamet, şefkat ve ölçülerine ihtiyacı var. Bir zamanlar Taliban’ın elinde esir olan İngiliz gazeteci Yvonne Ridley anlatılanların hilafına Taliban elinde beklemediği bir muamele ile karşılaştığında kalbine İslâm’ın aydınlığı ve koru düşer. O aydınlık onu şahadete ve tanıklığa götürüyor. Şimdi de benzeri bir ihtida öyküsüyle karşı karşıyayız. Yeni hikayenin kahramanı ise Lauren Booth. Yakından tanımak için, onu Blair’in baldızı olarak tanıtabiliriz. Blair ailesi ilginç bir aile. Eşi Katolik Kilisesi mensubu ve kendisinin de eş durumundan Katolik Kilisesi’ni seçtiği ileri sürüldü. Lakin bu mesele hâlâ esrarını koruyor. Muamma. Belki de bu tür manevralarla Blair vicdanını yıkıyor olabilir. Tabii kalpleri ancak iki sahibi bilebilir. Birisi şahsın kendisi, diğeri de yaratıcısı olan Mevlası. Ridley Afganistan’la ilgilendiği gibi Booth da Filistin’le ilgilenmiş ve nasıl olduysa yolu İran’ın İngilizce yayın yapan Press Tv’si ile kesişmiş. Zaten baştan beri İslâm’a karşı tabii bir alaka duyuyormuş ve İran’ı gezmeye gittiğinde Kum’da medfun bulunan İmam Ali Rıza’nın (Şiilerce Sekizinci İmam) kız kardeşi Fatıma Masume’nin Kum’daki kabrini ziyaret etmiş. Gönlü İslâm’a açılmış. Dönüm noktası burası olmuş. Ziyaret sırasında kendisini çarpılmış hissediyor. ‘Adeta manevi bir morfin yedim’ diyor. Bu rüzgarla birlikte İngiltere dönüşü de Müslümanlığını ilan ediyor.
¥
Ben sadece İsfehan’a giderken Kum yakınlarından otobüsle geçtim. Kum’a gitmek nasip olmadı. Lakin Kum’un en meşhur meşhed ve medfeni İmam Ali Rıza’nın kız kardeşi Fatıma Masume’nin türbesidir. Ali Rıza’nın türbesi ise Meşhed’dedir. Nasip oldu onun kabrini ziyaret edebildim. Lakin ondan önce olmalı, Yemen asıllı Suudi Arabistanlı Muhammed Ali Bar’ın İmam Ali Rıza ile alakalı biyografik tarzdaki eserini okudum. İmam Ali Rıza’nın hem Abbasiler hem de ehli tasavvuf ile alakası vardır. Seriy Sakati, Maruf Kerhi gibiler onunla birlikte anılırlar. Bir ara Me’mun’un zoraki veliahtı olmuştur. Harun Reşit 809 tarihlerinde öldü. Onun yerine oğlu Emin saltanat tahtına oturdu. Rivayete göre, anası Türkmen olan Memun Ehlibeyt taraftarların desteğiyle kardeşi Emin’e galebe çaldı. Mem’un bunun üzerine, Ebu Talib soyundan birine veliahtlığı vermeyi kararlaştırmıştı. Yani İmam Ali Rıza’ya veliahtlık verildi. Şii kaynakları daha sonra İmam Ali Rıza’nın Mem’un’un gadrine uğradığını söylerler. Fatıma Masume kutlu bir soy ağacının meyvesidir ve Booth gibilerin nuraniyetinden ve feyzinden etkilenmeleri şaşırtıcı bir hal değildir. Lauren Booth haftalar önce Müslüman olmaya karar verdikten sonra günlük olarak Kur’an tilavet etmeye ve başını örtmeye ve mahallesindeki camiye devam etmeye başlar. Çarşafla ilgili de karar arifesindedir. Keza Allah’ın sınırlarına da riayet eder. Domuzu ve içkiyi ağzına sürmez olur.
¥
The Mail’e mahrem hikayesini anlatan 43 yaşındaki Cherie Blair’in üvey kızkardeşi Booth, 25 yıldır ilk defa ağzına içki sürmediğini hatırlıyor. Halbuki, alkolik olmasa da günde bir iki bardak veya şişe viski almadan gününü geçirmediğini söylüyor. Burka meselesinde şunu söylüyor: “Düşünme ve karar aşamasındayım. Manevi seyrü sülüküm beni nereye götürür, kestiremem.”
Ağustos 2008’de onlarca yardım gönüllüsüyle birlikte Gazze’de yardım faaliyetlerinde bulunur. Bundan dolayı Mısır ve İsrail’e girişi yasaklanır. İran’da iken eniştesi Blair’e de bir mektup yazarak İslâm hakkındaki peşin hükümlerinden ve fikirlerinden arınmasını ve vazgeçmesini ister. Mektubunda Blair’e şöyle seslenmektedir: “Senin dünyandaki Müslüman algısı, çılgın, bed, kötü ve tehlikelidir. Amerika ile dayanışmana gelince, seninki yasadışı kimyasal silahlar ve milyonlarca masumun ölümünden arınmış bir dayanışma olsun!”
BBC’nin eski elemanlarından ve İngiliz dili ve edebiyatı uzmanı Hasan Karmi’nin kızı olan ve İngiliz İşçi partisi saflarında siyaset yapan ve Exeter Üniversitesi hocalarından Dr. Ghada Karmi katıldığı burka panelinde bizdeki ezberciler gibi peçe ve benzeri kıyafetleri siyasi olarak nitelemiştir. Aksine, Yvonne Ridley ise aynı panelde başörtüsü ve peçenin kadının tercihi olduğunu söylemiş ve Sarkozy’yi ve bu yöndeki uygulamalarını eleştirmiştir. Lauren Booth ve Ridley gibi sonradan Müslüman olmuş kadınlar başörtüsüne ve tesettüre sahip çıkarken, aksine İngilizleşmiş ve Batılılaşmış olan Ghada Karmi gibiler Sarkozy ve bazı Türk laiklerine benziyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi