M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Cumhuriyet İslam’la Bağdaşır mı?

Cumhuriyet İslam’la Bağdaşır mı?

Cuma günü 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.

Birkaç sene önce Fransa'da aşırı sağcı parti lideri Philippe de Villiers, "İslam'ın Cumhuriyetle bağdaşmadığını" ileri sürmüştü.

Laikliğin beşiği sayılan Ülkede büyük yankı uyandıran bu görüşe karşı çıkanların arasında Fransız sosyalistleri de vardı.

Çok garip değil mi?

Bizdeki sosyalistler “tehlikenin farkında mısınız?” sloganıyla İslamiyeti Cumhuriyetin en büyük düşmanı ilan edebiliyorlar!

Peki, bu görüş doğru mu?

Gerçekten Cumhuriyet, İslam’la bağdaşmaz mı?

*****

Cumhuriyet’in İslam’la bağdaşıp bağdaşmadığına sağlıklı cevap verebilmek için, İslam’ın yönetime damgasını vurduğu ilk döneme bakmak yeterli olacaktır.

Bu dönemde Hz. Peygamber (s.a) daha vefat etmeden önce Devlet Başkanlığı için hiç kimseyi yerine tayin etmedi.

Zaman zaman bazı görevlendirmelerle bu göreve liyakatli olanı ima ve işaret ettiği doğrudur.

Ama isteseydi isim vererek birini kendi yerine devlet başkanı tayin edebilirdi, etmedi.

Bu işi halka, yani cumhura bıraktı.

Halk da, istişarelerden sonra Hz.Ebubekir’e biat edip (oy verip), onu Başkanlığa getirdi.

Başka bir ifadeyle Hz. Ebubekir, halkın hür iradesiyle seçilerek Devlet Başkanı oldu.

Hz.Ömer’in seçilmesi de aynı yöntemle gerçekleşti.

O, “Emirü’l-Mü’minin” lakabını alan ilk Başkandır aynı zamanda.

Hz.Osman’lar, Hz.Ali’ler, Hz.Hüseyin’ler, hepsi halkın oyu ile başkanlığa seçilen liderlerdir.

Kısaca, Kur’an ve Sünnet’e uygun şekilde (istişare ve oyla) seçilen ilk halifeler, Cumhur’un iradesi olarak Başkanlığa getirilmişlerdir.

Bu yöntemin adı Cumhuriyet değil de nedir?

Ama ne yazık ki, sonradan İslam prensiplerinden uzaklaşan yöneticiler; işi baba-oğul saltanatına ve iktidar-siyaset kavgasına dönüştürdüler.

İslam’ın bunda kabahati yok!

Görülüyor ki, İslam’ın Cumhuriyet’le bağdaşmaz bir yönü bulunmuyor.

Aksine, halkın iradesine değer veriyor, seçme ve seçilme özgürlüğüne imkan tanıyor.

“Nasılsanız, öyle idare olunursunuz” hadis-i şerifi de bunu teyit etmiyor mu?

İslam’a göre, devleti yönetenleri halk seçer.

Yöneticiler de halka hizmet için görev yaparlar.

Bu yöntemde, devlet halk için, birey için vardır.

Şayet, yöneticiler yanlış yaparsa onları doğrultacak yine halktır.

Gerektiğinde onları görevden de uzaklaştırabilir.

Hz.Ömer Başkan olunca, halktan birinin ayağa kalkıp:

“Ey Ömer, eğer yanlış iş yapar, doğruluktan saparsan; seni şu kılıcımızla doğrulturuz” dediğini hepimiz biliyoruz.

*****

İslam’ın Cumhuriyet’le bağdaşmadığını söyleyenler, İslam’ı bilmeyenlerdir.

Ancak, bilmemek mazeret olamaz.

Kahir ekseriyeti Müslüman olan Türkiye’de, İslam’la Cumhuriyeti zıt kutuplar gibi gösterip müntesiplerini dışlamak, tehlikeli bir oyundur.

Milletimizi, yurttaşlar ve ümmetler diye ikiye ayırmanın, Kürtler ve Türkler diye ikiye

ayırmaktan farkı yoktur.

Hele hele Müslümanları, Cumhuriyet karşıtı ve Devlet düşmanı gibi göstermek, ülkeyi iç çatışmaya götürür.

Hem halkın hem de yöneticilerin bu tuzaklara karşı çok dikkatli olmaları gerekiyor.

Özellikle liderlerin bayram mesajlarında bu hassasiyete özen gösterilmesi temennimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi