Ey CHP’li! Muhtaç olduğun kudret...
Ey CHP’li!
Muhtaç olduğun kudret Luther’de değil, Müntzer’dedir
CHP’nin yeni “Yaşar Nuri” arayışları hız kesmeden sürüyor. Aslında bu arayış, bugün sadece CHP için söz konusu olan bir şey değil.
“Dinin lüzumlu bir müessese olduğu” fikrinin kökenleri çok eski çağlara uzanır. Bir taraftan mevcut işleyişi halkın vicdanında massedecek bir aygıta, öbür taraftan korkunç ve çirkin varlığınızı tek tek insanların gözünde meşrulaştıracak bir alışılmışlığa ihtiyaç vardır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in, İstanbul’daki “beyin fırtınası” toplantılarında “nefesimizi tutarak dinlediğimiz adam” diye kamuoyuna takdim ettiği Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Çakmak da bu tarz bir ihtiyacın ürünü olarak çıktı karşımıza.
“70 milyon” gibi biz de merak ettik kendisini. İnsanı soluksuz bırakan bir bilge; masallardan, feylesofi dinletilerinden, Upanişadlardan, Vedalardan fırlayıp yurdumuza düşmüş bir kutlu kişi varmış da bilmiyormuşuz diye kendimizi suçladık ilkin.
Neyse ki televizyon kanalları bu bilgeyi evlerimize kadar getirdi. İnsanlar ekran başlarına koştu, oradan kapacakları vecd ile CHP Genel Merkezi’ne fevç fevç akmaya hazırlanıyorlardı. Çünkü bu kutlu bilgenin “CHP tanrısal bir dil geliştirmeli. O zaman toplumlar temelinden sarsılır” sözünü işiten kitleler, bunu vaat edilmiş bir devrim manifestosu olarak algılamıştı.
Ona kulak verelim, manifestoyu açıklıyor: “Ben yeni bir dil, yeni bir kurulum, yeni bir inşadan söz ediyorum. CHP Genel Merkezi yıkılıp yeniden yapılmalı. (Hayatında sadece CHP Genel Merkezini görmüş olduğuna bahse girerim) Çünkü odalara kartlı geçiş sistemi var, akıllı bina partiyi halktan yalıtıyor. Değişim kavramı baz alınmalı. Dünyadaki ve Türkiye’deki sosyolojik değişimleri izlemeliyiz. (Oralarda harıl harıl akıllı genel merkez binaları yıkılıp köy odası gibi genel merkezler inşa ediliyor ya) Yaratıcılığı ve entelektüel değişimi öncelemeliyiz. Doğulu köklerimizle, batılı tecrübemiz arasındaki yeni bir entelektüel derinliği olan sentezi algılamalı ve bunu topluma bir proje olarak sunmalıyız. (edebiyat yapacağına sunsana). Bu rüyada (hangi rüya) Orta Asya, Afrika, Ortadoğu, ABD ve AB düşünceleri de olmalı.”
Afili kelimeleri manasız bir bütünlük içinde ardı ardına dizme lafazanlığını entelektüel meziyet sayma alışkanlığının burada da tekrarlanmış olması bir tarafa, bu son cümledeki faydacı kurnazlığın, tasarlanan siyasi projeye ABD ve AB güvencelerinin verilmesi suretiyle arzı endam etmesi, hiçbir söz ve metinde bu kadar pervasızlaşmamıştı.
Adamın bunları konuşurken soluksuz kaldığı kesin de dinleyenler bakımından bir sıkıntının olup olmadığı konusunda şüpheler oluştu. Sonradan görme, az gelişmiş siyasetçi ve gazeteci tipinin çakma feylesof merakı herkesçe malumdur. Ancak halk dediğimiz özne, “temelinden sarsılma”nın ne demek olduğunu her şeyden önce kendinden ve gayet tabii ve sahici olarak bildiğinden, ne CHP Genel Merkezi’ne huruç başlattı ne de bildiğinden şaştı.
Ey CHP’liler ve hatta bütün renkleriyle solcular, sosyalistler ve onlarla aynı dili konuşmaya heves eden yeni sağ muhafazakarlar:
Size lazım gelen kurtarıcı, yeni kıtanın zenginlikleri yepyeni üretim ilişkileri temelinde eskinin boyut değiştirmiş Karunları ve Firavunlarının hizmetine sunulurken, yeni köle sınıfının vicdanını “değişimin” gereklerine uygun biçimde kotarma görevi verilmiş bir Martin Luther değildir.
Size lazım gelen; bebek vaftizini reddederek ezeli ve ilahi insan masumiyetine iman eden ve 8 bin fukara ile birlikte cenk meydanına çıkıp vuruşarak yenilen ve af dilemediği için sehpada kellesini bırakan Thomas Müntzer’dir.
O da aslında size hiç uzakta değil. 1970’lerde sadece okumuş gibi yaptığınız o eski kitaplarınızda mevcuttur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.