Bir önceki yazımızda, Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nde camilerde imam ve pedagog yetiştirilmek üzere “İslam Araştırmaları” (İslamische Studien) bölümü açıldığını belirtmiş ve sormuştuk:

“Diyanet’in sembolik görevlendirmeleri haricinde Üniversitelerimiz ve Milli Eğitim Bakanlığımız Avrupa’daki vatandaşlarımızın dini ihtiyaçlarına yönelik hangi çalışmaları yapıyorlar ve hangi projeleri hayata geçiriyorlar?”

Amacımız konuya dikkat çekmekti. Ancak cevap, Diyanet, YÖK veya Milli Eğitim’den değil, Uluslararası İlahiyat Öğrencisi Mustafa Başkan’dan geldi. Önce mektubunu aktaralım:

“Kıymetli M.Emin Parlaktürk Bey, Öncelikle "Alman Üniversitesi’nde İmam Okulu" başlıklı yazınız için teşekkür ederim. Yurtdışında yaşayan gurbetçilerin sorunlarıyla ilgilenmeniz beni sevindirdi. Diyanet İşleri Başkanlığınca 2007 yılında başlatılan Uluslararası İlahiyat Projesi, yurtdışına yönelik önemli bir proje olarak devam etmektedir. Yurtdışından Türkiye’ye gelip, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde eğitimini sürdüren birçok yabancı uyruklu öğrenci bulunmaktadır. Bunlar eğitimini bitirdiklerinde yurtdışına geri dönüp orada din hizmetleri sunacaklardır. Bu projeyle ilgili internet ortamında malumat

bulunmaktadır. Ayrıca aşağıdaki web sitesi de faydalı olabilir. Saygı ve hürmetle.”

Sevgili okuyucumuzun ilgisi ve bu alandaki eğitimi bizi memnun etti. Bu Proje’den yararlanan öğrenciler bir de kulüp kurmuşlar, “www.uiknet.net” isimli bir de siteleri var.

Henüz mezun vermediği anlaşılan bu Proje’nin Avrupa’daki binlerce caminin ihtiyacını karşılayamayacağı açık. Ancak, zararın neresinden dönülürse kârdır deyip bu teşebbüsü önemsemek

gerek. En iyi yanı da, Avrupa’da okuyan lise mezunu gençlerin İlahiyat eğitimlerini İstanbul ve Ankara’da yapmaları. Çünkü, bu öğrenciler mezuniyetten sonra tekrar geldikleri yere dönerek oradaki gençlerle ve yabancılarla daha iyi iletişim kurarak çok hayırlı hizmetlerde bulunabilecekler.

Gerçekten, şu sıralar Avrupa’da iş bulmakta sıkıntı çeken gençlerimiz için yeni bir iş kapısı açacak bu eğitim, onların dünyasını, daha da önemlisi ahiretini de kurtarabilecek şerefli bir iş alanı olacaktır.

Bu eğitim bana ne sağlayacak, diyenler için de kısa bir bilgi aktaralım:

Okullarda din öğretmeni ve camilerde imam olmak iki ana hizmet gövdesini oluşturuyor ama bununla beraber din hizmetleri alanında belediyelerde, kamu kuruluşlarında çalışma imkanı, entegrasyon alanında aktif görev, yazar olarak (ilmi literatür, hadis, tefsir, dini çocuk kitapları, dergilerde vb.), sosyal hizmet alanında (kreşlerde, gençlik merkezlerinde, huzur evlerinde, ceza evlerinde vb.), üniversitelerin akademik kadrolarında ve DİTİB kadrolarında görev alma imkanları mevcut...

Bu kadar yaygın hizmet alanının neden Avrupa’daki gençler tarafından pek de rağbet görmediği ayrı bir soru işareti. Sanırım bu konu, ilgililerce yeteri kadar anlatılmıyor ve bu imkanlar gurbetçi gençlerimize duyurulup özendirilmiyor.

İnanıyorum ki, Uluslararası İlahiyat Projesi’yle iyi bir din ve kültür eğitimi alacak gençlerimiz, sonrasında kendileri daha da geliştirerek Avrupa’da çok büyük hizmetlere imza atacaklardır. Belki, bu ihlaslı hizmetler, Avrupalıların İslam’la şereflenmelerini de artıracaktır.