Emanet Elimizden Alınır mı?
Bu terör, bu patlamalar, bu kan dökmeler, bu sıkıntılar Kürt vatandaşlarımızın haklarını elde etmek için değildir. Sakın bu yalanlara kanmayın. Terörün amacı şudur:
Türkiye parçalanacak,
Doğu ve güneydoğuya Ermeni nüfusu ithal edilecek,
Trabzon ve civarındaki eski Pontus bölgesine Rum nüfus getirilecek,
Kürdistan postu altında Büyük İsrail kurulacak,
Anadolu, kısmen de olsa yeniden Hıristiyanlaştırılacak,
Türkiye büyük bir ülke olmaktan çıkartılacak,
Küçültülen Türkiye'nin nüfusu da, gücü de, tesiri de azalmış olacak...
Kürtlere ne kadar çok hak, hürriyet verilirse verilsin, "Derin Terör" yine de razı olmayacaktır.
Ülkenin ismi değiştirilse, mesela "Anadolu ve Rumeli Türk-Kürt Cumhuriyeti" denilse Derin Terör razı olmaz.
Onların olmazsa olmaz şartı şudur:
Türkiye mutlaka parçalanacaktır.
Peki, bunu başarabilirler mi?
Bir Müslüman olarak benim itikadıma göre başarı Allah'tandır.
Yine kesin olarak biliyorum ki, bu mülkün asıl sahibi Allah'tır, şu andaki vatanımız bize emanet olarak verilmiştir.
Biz bu emanete riayet edersek, adaletle hükm edersek mülk bizde kalır.
Zulm edersek,
Her türlü azgınlığı yaparsak,
Kokuşma lağımlarına batarsak,
Fuhuş, zina, işret, riba, büyük hırsızlık, soygun, talan, vurgun, ahlâksızlık yaparsak,
Saçı bitmedik yetimlerin haklarını yersek,
Kutsal dini pis emellerimize alet edersek,
Lüks, israf, sefahat, gurur ve kibir içinde yeryüzünü fesada verirsek,
İhalelere fesat karıştırırsak,
(Müslümanlar için söylüyorum) Namazı bırakıp her türlü şehvetlerimize uyarsak,
Kadınlara resmî TC vesikaları verir, onlara yasal KDV'li fuhuş yaptırırsak,
Rüşvet alır verirsek,
Kara, necis, haram servet sahibi olursak,
İşe sahte mücahid olarak başlayıp sonra vurguncu müteahhid olursak,
Allah'ın inzal ettiği ahkamdan başkasıyla hükm edersek,
Âhireti unutup dünya zevk ü safasına düşersek,
Münafıklığın ve mürailiğin her alametine boyanırsak,
Kur'ânın yap dediklerini yapmaz, yapma dediklerini yaparsak,
Sünnetten yüz çevirirsek,
Velhasıl azdıkça azarsak...
İşte o zaman emanet bizden alınır.
Nasıl, ne zaman alınır?.. Onu bilemem.
Azarsak, zulm edersek, misak ve ahdimize hıyanet edersek,
Resulullah'a olan biat bağımızı kopartırsak, vazifelerimizi yapmazsak, yularımızı şeytanın eline verirsek, haram yeme genelleşirse; takdir edilen zaman gelince silleyi yeriz, azaba uğrarız, emanet elimizden alınır.
Bu işin kanunu, kuralı böyledir.
Hem Müslümanım diyeceksin, hem de her haltı yiyeceksin ve nice fısk ve fücur, nice nifak ve şikak, nice isyan ve tuğyan içinde vur patlasın çal oynasın, devranların sonuna kadar eğlenip duracaksın. Yağma yok...
Üzerimize azap inmeden önce derlenip toparlamamız gerekir.
Müslümanların bugünkü durumu iyi değildir.
Bize emanet olarak verilmiş bu mülkün elimizde kalmasını, bu topraklar üzerinde haysiyet ve şerefle yaşamayı istiyorsak bunun çare ve çözümleri şunlardır
Sahih ve gerçek iman sahibi olmak.
Kur'anı düstur ve imam kabul etmek.
Farzları dosdoğru yerine getirmek.
Haramlardan kaçınmak.
Peygambere itaat ve biat etmek.
Dünyevî vazife ve hizmetlerimizi yapmak ama âhirete dönük olarak yapmak.
Bir Emîr seçip ona biat etmek.
Lüks, israf ve sefahati terk etmek.
Mâruf ile emr ve münkerden nehy etmek.
Küçük ve büyük cihad yapmak.
Müslümanların din kardeşlerine melek olması.
Ahlâkımızı düzeltmek.
İyi insanlar, iyi Müslümanlar, iyi vatandaşlar olmak.
Birtakım ruhbanları erbab haline getirmemek, putlaştırmamak.
Adaletten ve doğruluktan hiç ayrılmamak.
Bunları yapmak çok mu zor?..Biz zevk ü safamızdan vaz geçemeyiz mi?..Şu aldatıcı dünya çok mu tatlı?.. Biz on bir ay her haltı yeriz, sonra bir umreye gider, pîr ü pak döneriz mi?.. Bozuk düzenlerde bozukluk yapılır mı?.. Devletin ve belediyelerin malı deniz, yemeyen domuz mu?.. Fakir fukaranın hakkı olan zekatlar bile bize ganimet mi?..Mübarek Ramazanda nice Müslümanın iftar yemeği yok iken biz beş yıldızlı otellerin içkili ve domuzlu restoranlarında lüks ziyafetler tertipleriz mi?..
Öyleyse tokat üzerine tokat yemeye, kıyametimize hazır olalım...