“Dünya devletleri arasında gerçek tarihi yazılmamış kaç ülke vardır” diye sorulsa, herhalde ilk sırayı ülkemiz alır.
Neden? Çünkü bizden başka kendi tarihine kör bakan başka bir anlayış yoktur da ondan.
Geçmişi bizden daha eski olmayan pek çok devletin tarihi şehirlerini tanır, bilir, seyahat eder ve üzerlerine yazılmış eserleri okuruz.
Hatta bu manada ne kadar kültürlü insanlar olduğumuzun da anlaşılmasını isteriz.
Elbet kendi tarihini bilmeyenler başkalarının tarihine sahip çıkacaktır.
Oysa üzerinde yaşadığımız ve her türlü nimetinden istifade ettiğimiz topraklarımızda kurulmuş kadim şehirleri ve insanlarını tanıyıp bilmeyiz.
Yaklaşık yetmiş yıldır, Osmanlı’yı reddeden zihniyet, geçmişin üstünü örtmeyi ve yok etmeyi “çağdaşlık (!)” saydığı için toplumu semeleştirmiştir.
Yedi düvel üç kıtadan, 779 bin kilometrekareye sıkıştırıldığımız şu küçük ama çok şirin şehirlerimizin tarihi kaynakları, hâlâ diğer dünya ülkelerinin kütüphanelerinde beklemektedir.
¥
Türkiye Yazarlar Birliği, bu konuda önemli bir kongreye imza attı. Hafta sonu, 1. Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi düzenledi.
Bu işi esasında Kültür Bakanlığı veya tarihi şehirlerimizin belediyeleri yapması gerekirken, Türkiye Yazarlar Birliği kendi kıt bütçesiyle gerçekleştirdi.
Sanırım bu fotoğraf, Kültür Bakanlığı ve tarihi şehirlere sahip belediyelerin, şehirlerimizin tarihlerine nasıl baktıklarını ortaya koymaktadır.
Böyle bir kongrenin düzenlenmesinden dolayı Türkiye Yazarlar Birliği’ni kutlamak ve özverili çalışmalarından dolayı tebrik etmek gerekir.
Her ne kadar sözlerim sitem doluysa da haklı olduğumu belirtmek için bir örnek vermek isterim.
Kongreye Kültür Bakanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden hiçbir yetkili katılmadığı gibi, bir telgraf gönderme zahmetinde bile bulunmadılar.
Kongrenin açılışında Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan’ın şu tespiti güzeldi. Dedi ki;
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gençlerin ayaklarına verdiği önemi kafalarına verseydi, bugün Ankara daha başka olurdu.
Kültür Bakanımız bizim kültürümüzle ilgilenmeyerek bizi güçlü kıldığı için ona da ayrıca teşekkür borçluyuz.”
¥
Bu arada kongrenin açılışına Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül adına Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Mustafa İsen katıldı.
Kongrenin ikinci günü Türkiye Yazarlar Birliği’nin Kızılay Sümer Sokak No: 11 adresindeki yeni binasında devam etti. Hem binanın açılışı hem de kongre yapıldı.
Binanın açılışına İçişleri Bakanı Prof. Dr. Beşir Atalay katıldı. Kültür Bakanı veya bakanlığı temsil edecek yine kimse yoktu.
Kongreye Türkiye’den ve yurtdışından şehir tarihi üzerine çalışan çok sayıda ilim, fikir ve edebiyat adamları katıldı.
Türkiye Yazarlar Birliği, Türkiye’de ilk defa şehir tarihi yazarları ile konunun edebi yönü üzerinde çalışanları bir araya getirerek önemli bir adım atmış oldu.
Ne diyelim, “kendi tarihini görmezden gelenler, başkalarının tarihini sahiplenirler.”