Fatma abla ben 27 yaşında bir genç kızım. Annemin baskılarından bıktım, artık dayanamıyorum. Annem, oturmama, kalkmama, giyinmeme yaptığım her şeye karışıyor. Artık sabrım kalmadı. Her şeyime müdahale ediyor. İki sene önce beni istemeye gelmişlerdi, annemin yanlış anlaması yüzünden görüşemedik. Ama ben bu kişiyi beğenmiştim, onunla görüşmek istiyorum. Bu konuda ne yapabilirim yardımcı olursanız sevinirim. cevabınızı merakla bekliyorum. M.E

Yakınlarınızdan destek alabilirsiniz

Bilindiği üzere, aile, aynı çatı altında yaşayan ve kan bağı olan kimselerin müşterek ruhundan oluşur. Bu çatı altında, aile bireylerinin uyması beklenen bazı kurallar vardır ve bu kurallar zaman zaman ebeveynler tarafında hatırlatılabilir. Ancak kimi ailelerde bu durum aşırı abartılır ve bireylerin kişisel sınırları ortadan kaldırılır. Böyle durumlarda, ebeveynlerin, çocuklarına verebileceği zararlar ifade edilmeli ve onların çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kurmaları noktasında destek sağlanmalıdır. Bu konuda anne babayı ikna ederek, bir aile danışmanına gidebilirsiniz. Çünkü aileler genellikle çocuklarının tavsiyelerini dikkate almak istemezler ve savundukları şeyler konusunda da oldukça dirençlidirler.

27 yaş oldukça verimli geçirebileceğiniz bir yaş süreci. Bu süreci dolu dolu geçirebilirsiniz. Vakit buldukça kitap okuyabilir, sosyal faaliyetlere katılabilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz. Annelerimizle yaşadığımız sorunları kendi çocuklarımızla yaşamamak için, bizler kendimizi yetiştirmeli ve çocuğumuzla doğru ilişki kurmayı öğrenmeliyiz. Bu da, geleceğe yapabileceğimiz önemli bir yatırımdır. Diğer taraftan aile yakınlarınızdan güvendiğiniz kişilerle bağlantı kurarak beğendiğiniz kişiyle görüşmelerini sağlayabilir ve bu konuda onların desteğini alabilirsiniz.

Dört dörtlük olmuyor

Selamün aleyküm Fatma hanım. Sizi Millî Gazete'den takip ediyorum. Kendim 29 yaşında bir beyim. Maddi durumlardan dolayı evlenemedim. Şu günlerde işlerim biraz yolunda. Artık evlenmeyi ve sağlıklı bir yuva kurmayı düşünüyorum. Annemler birkaç kızla görüştürdüler ama hiçbiri tarzım değildi. Ben dindar, kültürlü ve güzel bir bayanla evlenmek istiyorum. Böyle bir hakkım var herhalde değil mi? Ama birinden biri eksik oluyor, hiçbir şey dörtdörtlük olmuyor. Bu konuda tavsiyelerinizi bekliyorum.

A.K

Kusursuz dost arayan dostsuz kalır

İnsan yaşadığı dünyada her şeyin kusursuz olmasını ister. Oysa yaşadığımız dünya hayatı, sınırsız ve kusursuz değildir. Bu nedenle, çoğu zaman işler beklediğimiz gibi gitmez ve düş kırıklığı yaşarız. Mesela, dört dörtlük bir aile kurdum dersiniz ama içinden çıkamadığınız sorunlar vardır, olağanüstü bir iş yeri açtım dersiniz hiç beklemediğiniz durumlarla karşılaşırsınız. Ya da güzel bir bayanla evlendim dersiniz ama keşke sakin biri olsaydı ya da şu alanlarda yetenekli olsaydı dersiniz. Şunu kabul etmek zorundayız ki, bu dünyada hiçbir şey dörtdörtlük değil. Bu nedenle standartlarımızı düşürerek, hayatımızın önceliklerini belirlemeliyiz. Özellikle evlilik konusunda eş adayları evlenmeden önce, şöyle olsun böyle olsun, her şeyin en iyisi olsun diyorlar ama evlendikten sonra istekler, beklentiler değişebiliyor ve buna bağlı olarak yeni sorunlar ortaya çıkıyor. Böyle bir duruma düşmemek için, Efendimizin de tavsiye ettiği gibi, eş adayında dindarlığı ve güzel ahlakı öncelememiz ve diğer beklentilerimizi ikincil istekler olarak görmemiz gerekiyor. Yoksa, zamanla isteklerinizin değiştiğini siz de göreceksiniz.