Günümüzün üçte ikisi gece oldu
Kış mevsiminde geceler uzun oluyor. 24 saatin hemen hemen üçte ikisi gece oluyor.
Ülkemizde yıllardır yerleştirilmeye çalışılan hayat tarzı sebebiyle toplumun bilgi, kültür ve seviye düşüklüğünden faydalanmak için özellikle televizyon kanalları marazi arzuları ön plana çıkarıyor. Beri tarafta hamsofular da bu arzuların gerçekleşmesinde önemli bir malzeme oluyorlar.Bunların yanında iyi niyetliler de yok değil elbette.
Meseleye şuradan girelim:
Âlemlere rahmet Hz. Peygamberimiz Efendimiz zamanından beri helâller ve haramlar çizilen çerçeve içinde bilinip uygulanagelmiştir. Farklı içtihad ve yorumlara dayanan farklılıklar vardır. Bu farklılıklar da düzeyli bir şekilde tartışılmıştır.
Tartışmalardan doğan farklılıklar/ihtilafların sebepleri izah edilmiştir. Neticede âlimlerimiz tercihlerine göre, bilmeyenler de mezheplere göre dinimizi yaşamışlar ve yaşamaktayız da...
Ancak son birkaç yıldır ortaya çıkan bir kısım türediler zuhur etmiş bunlar kafaları karıştırmaya böylece köşe olmaya başlamışlardır. Bunları 2 ana bölümde inceleyebiliriz.
1'nci kısım, bunlar nüfus kağıdı Müslümanı olup tamamen nefisleri arzusunda yaşayanlardır. İslâm bunlar için bir fantaziden ibârettir. Bunlar sık sık Müslümanların dini anlayışlarını ve uygulamalarını tartışır ve tenkit ederler. Bunların arasında bir kısım hokkabaz, şöhret heveslisi, isminin önünde bir takım sıfatlar bulunan meczup meşrepler de vardır. Bunlar medya önünde hariçten gazel okuyan nevzuhurlardır.
2'nci kısım, âlimlerimizce yıllar öncesi tartışılıp:
• Kabul edilmiş,
• Reddedilmiş
• Tercihe bırakılmış konuları sanki yeni günyüzüne çıkarıyormuş edasıyla bunları ben bilirim, halkın inancını sömürenler bunları açıklayamaz, insaf edin halkın inancını sömürmeyin cinsinden ifadelerle endam eden sahte mucitler bu ikinci kısmın aktörleridir. Bunlar kısa yoldan köşe dönerler. Yaptıkları dinimiz açısından felâkettir/rezalettir, İslâm'a dolayısıyla Müslümanlara yapılmış en iğrenç ihanettir.
İslâm'da bir kural vardır: Her doğru her yerde konuşulmaz.
Alimlerimiz tarih boyu muhatabın durumuna göre fetva verirler. Hikmete uygun olan budur. Bundan dolayı da hikmetine uygun değilse o şey her yerde ve herkese anlatılmaz.
Sahte mucitlerin söyledikleri ve yazdıkları genellikle dinin amacına, kurallarına ve insanların yararlarına uygun değildir.
Bu mevzuhurların amacı:
• Kafaları karıştırmak,
• Güvensizlik ortamları oluşturmak,
• Dini hayatı gevşetmek,
• Önemli meseleleri yalamalaştırmak,
• İslâm'ın emirlerini yaşasan da olur, yaşamasan da olur düşüncesini yerleştirmek,
• "Bunların/âlimlerin bir dediğini diğer dediği tutmuyor" düşüncesini yaygınlaştırmak,
• Aman sende gibi Kur'ân ve Sünneti dikkate almamak gibi bir oluşumu oluşturmaktır.
İyi niyetle bir kısım TV kanallarına çıkanlar da bilsinler ki, çıktıkları kanallardaki tartışmaların amacı İslam'a hizmet değil, İslâm'ı kullanarak para kazanmaktır. Onlar iyi niyetlileri de kullanarak:
• İslâm'ın imajını zedeliyor,
• Müslümanları şüpheye sürüklüyor,
• insanları dinden soğutuyor/uzaklaştırıyor.
Aklı başında hiçbir Müslüman horoz rolüne girip birilerine duhuliyyeden ve ortaya atılan bahisten para kazandırma hammaliyeliğini yapmaz/yapmamalıdır da...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.