Fırsat bu fırsat dedim arife günü Ankara'ya oradan da bayram sabahı Kapadokya'ya geldim. Nasıl olsa bu hafta sonu Kayserispor-Galatasaray maçı da var, 'yürü bre Osman' dedim, eşimle beraber kendimi Ürgüp'e attım. Pazar'a da kısmetse Kadir Has Stadı'nda olacağım. Kapadokya bir harika tam 'pastırma yazı' yaşanıyor. Salı günü sıcaklık neredeyse 25 dereceydi... Etraf yanıyordu...

Çarşamba günü de bizim gazete Yeni Şafak haberi patlatmış, etrafı yakmış!...

Abdullah Eğilmez haberin kralına ulaşıp yazmış.

Galatasaray'da, kaleyi içten çökertme operasyonunun, başkanlığa heveslenenlerin, muhalefetin gazıyla her gün medyada haber çıkartıp yönetimi ve Galatasaray camiasını karıştırıp kendilerine ikbal bekleyenlerin alayının planlarını bozmuş!

İşte gazeteci dediğin budur.

Gazeteci dik durur, dedikoduyu değil, gerçekleri yazar.

Benim bildiğim gazeteci Eğilmez'dir!

Kulağına fıslananı değil, haberi yazandır.

Yeni Şafak'ın bu yayınından sonra telefonun durmadı. Soran sorana... Bilhassa da medya mensubu arkadaşlar soruyor bana haber doğru mu diye...

Şaşırdım.

Demek kimse medyaya güvenmiyor ki medya mensubu bile bir gazeteciye haber doğru mu diye soruyor.

Hem meslek adına üzüldüm hem Galatasaray adına...

Soranlara cevabım şu oldu;

Sizin gazeteniz yalan yazar mı?

Yazmaz...

Yeni Şafak hiç yazmaz!

Bizim gazetenin spor müdürüne de, muhabirine de, yazarına da kurşun işlemez!


Hıncal'ın hesabı başka!


Bazıları hala Galatasaray'a ve başkanının kişilik haklarına durmadan tecavüz ediyor.

Onların Adnan Polat'a değil, sadece 'Adnan' ismine alerjileri olduğu için durmadan sallarlar.

Ortalığı karıştıran onlardır.

Onlar da değil o!...

Hıncal Uluç.

Yine bugün (dün) sütunlarında Adnan Polat'a lisanen saldırmış.

Çek git demiş Galatasaray'dan... Hatta Galatasaray üyeliğinden de istifa et demiş.

Haspam Kadı ya!...

Buyurmuş işte!...

Bu kinin sebebi de ne biliyor musunuz?

Adnan Sezgin, Hıncal Uluç'a hakaret davası açtı da ondan.

Adnan Polat, neden Sezgin'e mani olmadı diye başkana kızıyor haspam...

Eğer adalet Adnan Sezgin'i haklı bulursa Uluç hapis yatacak!

Çünkü Hıncal'ın önceden de ertelenmiş bir kabahati var.

Şimdi, anladınız mı Hıncal'ın maksadını...

Yani mesele Galatasaray'ın kötü idare edildiği falan değil, kişisel husumet!

Galatasaray Yönetimi içerden dışarıdan saldırılarla mı uğraşacak iş mi yapacak?

Malum ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Medya Yeni Şafak'taki haberi tartışacağına Hıncal'ın neden Galatasaray Başkanı aleyhine yazdığını bir araştırsın.

Ve böyle nicelerini... Bunların amaçları üzüm yemek değil bağcıyı dövüp kaçırtmak.

Bu vesileyle bugün son gün de olsa herkesin Kurban Bayramı'nı kutlar, cemi cümleye de sağlık sıhhat ve yüreklerde sevgi yaşatmalarını dilerim...

Husumetle ahirete gidilmez!


Kim gider kim kalır?


Galatasaray'da Hagi&Tugay'ın yerinde olmayı çok isterdim. Belki çoğu kimse şimdi o konumda olmak istemez ama ben isterdim. Mayamda haksızlıklarla uğraşmak vardır. Belki de ondan...

Bir takımın akıttığı teri,

Savaşta akıtılan kana benzetirim. Onun için de yenilgiyi Hagi gibi ben de kabullenemem.

Hele hatalarla olursa...

Hele başka sorumsuzluklarla olursa...

Galatasaray bu yıl şampiyonluğu kaçırdı. Bir mucize olmazsa, 10. sıranın üstündeki bütün takımlar oturup 'biz bu işten vaz geçtik' demezse Galataasaray şampiyon olamaz.

Onun için de Hagi&Tugay'ın Galatasaray üzerindeki yapısal kararlarını dinlemek gerek.

Ve bu kararlara uyulacağını da birilerinin Galatasaraylı futbolcuların beyinlerine çivi çakar gibi çakması gerek ki bu hoca da gider ihtimali ortadan kalksın!

Galatasaray'a bir kaleci şart. Çünkü;

Büyük takımlara gelen futbolcular ve bilhassa kaleci bütün formasyonuyla gelmeli. Galatasaray gibi takımlar öğrenme ve müsamaha yeri değildir. Oraya gelen takır takır oynamalıdır. Gençlere tabii ki sabır gerek ama olması için değil. Takıma adaptasyonu için.

Galatasaray'a gelmiş bir futbolcu yedi sene hala o takımda direkt oynar hale gelememişse kalsa da faydası olmaz.

Keza gençse gelecek vaat ettiği de üç maçta belli olur.

Olmuyorsa onun da yerine adam düşünülür.

Gençlere canım feda ama Galatasaray gibi takımda oynamak için de üstün yetenekli gençler bulunmalı.

Lafı bağlayalım;

Kaleye 1, savunmaya en az 2, orta sahaya 2 forvete 1 adam gerek.

Hagi&Tugay içerden mi bulur, başkana söylerler dışarıdan mı bulur bilemem.

Ama Hagi&Tugay'ın raporu bunları diyecek.

Benden söylemesi.


Milli Takımı beğendim


Milli Takım'da oyundan çok değişimi beğendim. Guus Hiddink belli ki sazı eline almış. Onun için alaturka zor olmayacak ama bizim spor adamlarımız acaba Guus'un bu değişim kafasını algılayabilecek mi?

Bütün mesele bu.

Del Bosque, Joahim Löw buradan yollandılar.

Gittiler Milli Takımlarını başarıdan başarıya koşturdular.

Son örnek Beşiktaş'ın üste para vererek yolladığı Del Bosque İspanya'yı Dünya şampiyonu yaptı.

Besele hocada değil ona inanacak beyinleri bulmakta.

Guus'tan ümitliyim çünkü Hollanda karşısındaki Milli Takımımızı çok beğendim.

Çocuklar başarıya aç olanlardı.