İstanbul'da bayram
Bu sene İstanbul'da Kurban Bayramı unutulmayacak tarihi gelişmelere sahne oldu. Sinan'ın kalfalık eserim dediği muhteşem Süleymaniye Camii ibadete açıldı. Bu muazzam eserin üç yıl aradan sonra restore edilmiş haliyle yeniden ibadete açılması başlı başına bir olaydı. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nü ne kadar tebrik etsek azdır.
Son bin yılda vakıf eserlerini ihya eden en kapsamlı restorasyonunun sermimarı olan Başbakan'ın, ilgili bakanı, İstanbul valisi, büyükşehir ve ilçe belediye başkanları ve il emniyet müdürüyle ilk namazda saf tutmaları da tarihi bir enstantaneydi.
Süleymaniye o sabah bir önemli ilke daha şahit oldu. Bu önemli ve mübarek günde son yarım asırda ilk defa bir Diyanet İşleri Başkanı'nın cami kürsüsüne, minber ve mihrabına geçtiğine şahit olduk. Atanmasının ne kadar isabetli olduğunu ispat edercesine Diyanet İşleri'nin yeni Başkanı Porf. Dr. Mehmet Görmez kürsüde vaaz verdi, mihrapta namaz kıldırdı ve minberde hutbe irad etti.
Süleymaniye'de bayram namazı müminlere Elhmadülillah dedirten bu eşsiz manzaralara sahne oldu.
Cemaati söylemeye gerek yok. Yahya Kemal'in
"Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor" dediği gibi daha sabah namazında cami tıklım tıklım doluyor ve Süleymaniye tekrar tarih oluyordu.
Cemaat, "Senelerden beri ru'yada görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim" dercesine tarihe şahitlik ediyordu.
Süleymaniye'de şahit olduğumuz bu manzaralar karşısında ben de Rabbim'e hamd ettim ve de ne yalan söyleyeyim bu manzaralarla gurur duydum.
* * *
İstanbul'da bayram herkes için ayrı bir neşe ve huzur kaynağıdır. İstanbul manevi önderlerin de merkezi olduğu için bayramlar o önderlerin takipçileri için de fevkalade anlamlıdır. Her birinin kendine has bayramlaşma merasimi vardır.
Ben hiçbir cemaate mensup değilim ama bütün manevi önderleri ve bütün cemaatleri iyilikleriyle anmaya çalışan biri olarak hepsine hizmetleri için teşekkür etmemiz gerektiğine inanırım.
Hepsine eşit mesafede durmak için cemaatlerin bayram merasimlerine katılmam. Yıl içindeki diğer etkinliklerine katılmaktan da hiç çekinmem.
Bayram günleri aile büyüğümüzün ziyaretine ilave olarak kimi ilim erbabını ziyaret ederek onlardan feyizlenmeyi yeğlerim. Mesela bu bayramda da Emin Saraç hocamızı ziyarete gittim. Kabul salonu kütüphanesi misafirleriyle doluydu. Misafirler arasında kendi köylüleri de vardı ve hoca efendi onlara sitem ediyor diğer misafirlere de almaları gereken dersi veriyordu. Hoca efendi köylülerine çocuklarını İmam Hatip Lisesine göndermedikleri için sitem ediyordu. Bir Kur'an dostu olan hoca efendi imam hatiplerdeki öğrenci azlığından şikayet ediyor "Kur'an öğretilen ve okunan bu okullara Müslümanlar niye talebe göndermez?" diye duyduğu ızdırabı dile getiriyor ve insanımızdaki dünyevileşmeden dert yanıyordu. Kalkmak istediysek de hoca efendi bizi bırakmadı ve bir saat oturduk ve dinledik. Fatih Camii imamlarından Osman Şahin hocanın o nefis tarzıyla okuduğu aşrı şerif ile ziyaretimizi tamamladık.
* * *
Benim toplu olarak katıldığım tek bayramlaşma ise Birlik Vakfı'nın bayramlaşma merasimidir. Biz MTTB'ye kendimizi borçlu hisseden kuşağın temsilcileriyiz. Oradan aldığımız ruh ile hayatımıza yön veren kuşaktanız. Birlik Vakfı o ruhu taşıyan farklı cemaat parti ve grupların içinde yer alan insanları bir araya getiren ender sivil toplum kuruluşlarından biridir.
Vakfın başkanı her dönem değişir. Ama vakfın bir araya getiren birleştiren ve buluşturan mıknatısı İsmail Kahraman beydir. O Kültür Bakanlığı da yapmıştır ama bizim gözümüzde MTTB Başkanı olan İsmail ağabeydir. Onun geldiği toplantıda vakıf başkanı kenara çekilir ve sözü ona bırakır.
Her bayramın üçüncü günü saat üçte Birlik Vakfı'nda bayramlaşma vardır. Ayrıca bir davete ihtiyaç duyulmaz, herkes bu "üç-üç"ü bilir ve davetsiz gelir. Bir yıl boyunca görüşmemiş çok sayıda dost bu vesileyle hasret giderir.
Bu bayram da Birlik Vakfı bayramlaşması üçüncü gün saat üçte başladı ve akşam yediye kadar devam etti. Daha doğrusu ben yedide ayrıldım. Bu sene bayramlaşmaya Ankara'dan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Ömer Dinçer bey de katıldı.
Bayramlaşma bittikten sonra başkanın odasında bakanlarla özel sohbet başlamıştı. Ben ev sahibi olduğum için (Önce dış ilişkiler bu dönem kültür komisyonuyla ilgilenme görevi verildi.) oda da küçük olduğundan kalabalık etmeyeyim, misafirlerimiz sıkıntı çekmesin diye dışarıdaki misafirlerle ilgilenmeyi tercih ettim. Saat altıda(18.00) ayrılmak üzere izin almak için kapıyı açmamla İsmail ağabeyin beni içeri alması bir oldu. O 'otur' diyince itiraz edilmez. Oturdum. İsmail ağabey sohbeti yönlendirmedeki maharetini yine gösterdi. Ömer beyi konuşturmak istiyordu.
Sohbet, Ömer Dinçer'in MTTB'yi Erzurum'da nasıl kurduğundan başladı, üniversite sınavları, işsizlik, enerji, mesleki eğitim ve çalışma bakanlığında yapılan icraatları da içine alan bir saatlik keyifli bir sohbete dönüştü.
Dinleyenlerin hepsinin hem Ömer beyin hem de hükümetin performansını takdir etmekten gayri söyleyecek sözü yoktu.
Vallahi ne yalan söyleyeyim ben de keyif aldım bu sohbetten ama yerim kalmadığı için neler konuşulduğunu yazamıyorum. İnşallah Ömer beyi Birlik Vakfı'nın Aralık ayının ilk haftası her cumartesi saat 14.00'te başlayacak olan konferans programlarından birinde misafir edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.