Senede bir gün
Her yıl bu zamanlar VIP dergisinden bir meslektaşım ziyaretime gelip benimle röportaj yapar. Konusu: Yeni yılla ilgili öngörülerim. Yine geldi arkadaş. Dün. Ben de 2011 yılıyla ilgili tahminlerimi sıraladım. Başlıcaları şöyle:
Türkiye-ABD ilişkileri sıkıntılı bir yıl geçirecek. İran nükleer krizi ve İsrail'le sorunlar yüzünden.
Türkiye-AB ilişkileri bu yıldan daha iyi olmayacak. Yıl boyunca taş çatlasa iki fasıl açılacak. O da belki. Fransa, Almanya gibi Türkiye karşıtları üyelik müzakerelerini kösteklemeye devam edecekler. Ve engellemeleri yine arkasına saklandıkları Rum yönetimine yaptıracaklar. Ankara'nın dostları da yine Türkiye'nin ekonomik ve beşeri potansiyelini ve de jeostratejik önemini hatırlatıp, AB'nin mutlaka kapıyı açması gerektiği üstüne nutuklar atacaklar. Ama tüm bunlar yine laf salatasından öteye geçmeyecek.
Kıbrıs'ta çözüm için son umutlar da tükenecek, KKTC bir yol ayrımına gelecek.
Kafkaslar'da Rusya ile Gürcistan'ın arası düzelecek, Yukarı Karabağ sorununun çözümü için olumlu adımlar atılacak. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin düzelmesi yolunda da yılın ikinci yarısında yeni girişimler yapılacak.
Avrupa'daki ekonomik kriz büyüyecek: İspanya, İtalya, Belçika sarsılacak. Şimdi sağlam gibi görünen ülkeler bile epey zor günler geçirecek. Örneğin, Fransa, İngiltere... Ekonomik kriz birçok Avrupa ülkesinde sosyal patlamaları tetikleyecek, aşırı sağcı ve yabancı düşmanı partileri güçlendirecek.
Ortadoğu'da ciddi gelişmeler yaşanacak: Suudi Arabistan tahtında değişiklik gibi. Lübnan'da Hizbullah ile silahlı kuvvetler arasında çatışmaların patlak vermesi gibi. Ama en önemlisi, 2012'de bir Filistin devleti kurulmasının yolu açılacak, yani Filistin-İsrail barışının temelleri atılacak.
Irak'ta şiddet olayları azalacak. Bağdat'taki merkezi yönetim otoritesini güçlendirecek.
Afganistan'da hem NATO güçleri, hem de Taliban savaşmaktan yorulacakları için çatışmalar epeyce azalacak. Taliban'ın ılımlı unsurları yönetime ortak olacak.
Buna karşılık Pakistan'daki Taliban gruplarının silahlı eylemleri artacak. İslamabad yönetimi biriken enerjiyi başka alanlara yönlendirerek boşaltmaya çalışacak. Örneğin, Keşmir'e. Bu da Hindistan ile Pakistan arasında yeni bir gerginliğe yol açacak.
Çin-Japonya ilişkileri iki ülkedeki milliyetçi akımların güçlenmesi nedeniyle bozulacak.
Gelelim ABD'ye... Başkan Obama için 2011 çok zor ve zorlu bir yıl olacak. 2012'deki başkanlık seçimlerinde şansını koruyabilmek için sevimsiz ve de Çay Partisi'ni (Cumhuriyetçiler'in en sağ kanadı) sokağa dökecek kararlar almaktan kaçınacak. Bu da hem siyaseten, hem de ekonomik olarak ABD'yi "Tutuk" bir konuma getirecek. Obama sadece dış hamlelerle (Irak'tan tümüyle çekilmek, Filistin-İsrail barışı için tüm ağırlığını koymak, Afganistan'daki askerlerin sayısını azaltmak, Çin'le bilek güreşine girişmek gibi) imajını düzeltmeye çalışacak.
Ve nihayet, küresel ısınma devam edecek. Yoksul ülkelerden zengin diyarlara kaçak göç de. Açlık da. Terör de.
Ah, terör deyince, unutmadan ekleyeyim: Gelecek yıl içinde bir gün Bin Ladin'in öldü(rüldü)ğü açıklamasını duyacağız.
2011 ile ilgili tahminlerim veya kehanetlerim böyle. Elbette Türkiye'yle ilgili öngörülerimi de anlattım. Eh, onları da derginin yayınlanacağı günlere saklayayım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.