Fatma hanım, beş yıllık evli bir beyim. Karımı çok sevdiğim halde anlaşamıyorum. Fikirlerimiz ayrı, ortak hiçbir şeyimiz yok. O çok sinirli ben sakinim o sabırsız ben sabırlıyım, o konuşmayı çok seviyor ben az konuşurum. Bu yıl bir aile danışmanına gitmeye karar verdik. Ama bunu kendime yediremiyorum. Ne oldu da bizler kendi sorunlarımızı çözemez olduk, incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler için bile psikoloğa gitmeye başladık. Bu benim aklımı karıştırıyor, bilmiyorum siz ne dersiniz...

M. K.
Farklılıklara saygı esastır

Eşler, evlenecekleri kişiyi seçerken bazı kriterler ararlar. Bu konuda kimisi, benzer özellikleri dikkate alır kimisi de kendisinden farklı özellikler taşıyan kişileri tercih eder. Evlilik öncesi kurulan hayal ve beklentilerin bir kısmı gerçeği tam yansıtmaz. Çünkü evlilik sonrası bu beklentilerin büyük bir kısmı değişebilir ve kişi zaman zaman düş kırıklığı yaşayabilir.

Bilindiği üzere aile temel bir kurumdur ve burada en geçerli kural aile bireylerinin sağlıklı iletişim kurabilmeleridir. Eşler farklı özellikler taşıyabilir ya da beklentiler değişebilir burada aslolan kişilerin birbirlerini olduğu gibi kabul etmeleri ve anlamaya çalışmaları olmalıdır. Eşinizi sevdiğinizi fakat benzerliklerinizin olmadığını söylüyorsunuz. Bu durumda eşinizi değiştirmek yerine, kendi düşüncelerinizi değiştirerek onu olduğu gibi kabul etmeyi deneseniz daha iyi olmaz mı? Sizin de ifade ettiğiniz gibi, o konuşmayı seviyor siz sevmiyorsunuz o sabırsız biri, siz sabırlısınız... Bütün bunlar kişisel farklılıklar. Evliliklerde sağlıklı ilişkiler kurabilmek için bu farklılıklara saygı göstermek gerekir. Hayatta başa çıkamadığımız bazı sorunlarımız olabilir ve böyle durumlarda bir uzman desteğine ihtiyaç duyarız. Ancak sizin de ifade ettiğiniz gibi günümüz insanı üstesinden gelebileceği küçük sorunları için dahi uzmana başvurmayı düşünüyor. Bu konuda size hak veriyorum ancak, aile içinde kişisel farklılıkları tanımlamanız ve bunları doğal kabul edebilmeniz için bahsettiğiniz aile danışmanına gitmeniz uygun olur. Bunun size faydalı olabileceğini düşünüyoruz.
Peşlerinde koşmaktan yoruluyorum

Üç çocuk annesi bir bayanım. Kızlarımdan biri üç, diğeri beş, büyük kızım da yedi yaşında. Çok kavga ediyorlar, büyük kızım kardeşlerini eziyor. Bir de çok dağınıklar. Onlara özel bir oyun odası yaptım. Biraz oynadıktan sonra sıkılıp yanıma geliyorlar. Ev çok dağılıyor, işim hiç bitmiyor. Oyuncaklarını toplamıyorlar, akşama kadar peşlerinde koşmaktan yoruluyorum. Tavsiyelerinizi beklerim.

N. K.
Kopukluk olabilir

Çocuklar duygularını oyunlar aracılığıyla ifade ederler. Bir yerde oyunlar çocuğun işidir. Bu nedenle aileler çocuğa oyun alanı açmalı ve rahatça oynamalarını sağlamalıdırlar. Çocuk oyun içinde erişkinleri taklit ederek bir yaşam süreci gerçekleştirir.

Çocukların kendilerine ait bir oyun odalarının olması ve odanın gelişim sürecine uygun olarak düzenlenmesi önemlidir. Ancak çocuğun yaşam alanı bir bütün olarak aile ortamıdır. Çocuk mutfakta aileyle yemeğini yiyebilir, zaman zaman oyuncaklarını alıp annenin bulunduğu alana gelebilir ve burada oynayabilir, misafirlerin bulunduğu odaya gelebilir ve burada vakit geçirebilir. Aksi durumda bir kopukluk söz konusu olabilir. Çocukların kimi zaman size yakın olmak istemeleri doğal bir şeydir, çünkü çocuğun sizin ilginize ihtiyacı vardır. Çocukların uymaları gereken temel kuralları belirleyin ve oyunları bittikten sonra oyuncakları ve dağıttıkları alanı toplamaları gerektiğini ifade edin. Bu konuda küçük kaytarmalar olabilir, onları mizansen bir dille teşvik edebilir ve küçük ödüller verebilirsiniz. Çocukların hangi konularda çatıştığını tanımlayın ve çatışmaya neden olan sorunu ortadan kaldırmaya çalışın. Bunu yaparken, çocuklarınıza birbirlerinin haklarına saygı göstermeleri gerektiğini vurgulayın.