İki sarhoş ya da iki ayyaş veya iki alkolik; sabaha kadar içmişler, yatacakları yere dönerken sağa sola ateş etmişler, sonra yoldan geçen bir insanı hedef alarak, vurup vuramayacakları bahsi üzerine ateş edip öldürmüşler.
Öldürülen genç, sabah namazından evine dönerken hedef olmuş. Haberi biraz da güncelleyen veya ön plana çıkaran elbet kişinin namazdan dönüyor olmasıdır.
Öldürülen insan camiden değil de işinden de dönüyor olabilirdi. Alkol alan kişilere göre insan ya da başka bir canlı, hiçbirinin önemi yoktur.
Mesela hatırlar mısınız eski komutanlarından birisi, devletin başbakanının huzurunda rakı istemiş ve içmişti.
Üsküdar Parkında alkol alanlar, “toplum huzurunu tehdit ediyor” diye parkta alkol içimi yasaklanınca, bir sürü ayyaş parkta eylem yapmış ve içmişlerdi.
Geçtiğimiz hafta bizim gazetenin manşet haberlerinden biri de şöyleydi.
“Yunan Paşası Bile Yapmaz” manşet haberde, üst amiri, astına alkol alması için zor kullanmış ve birlikte içki içerlerse ordudan atılmayacağını söylemiş.
Sonra eşinin başını açmaması ve içki içmemesi sebebiyle, ordudan atılmış. Böyle şeyler her zaman sarhoşken yapılmıyor demek ki, ayıkken de yapılabiliyor.
Şimdi bu insanlara göre kendilerinden başka hiçbir canlının önemi olabilir mi?
¥
Gazetelerin üçüncü sayfaları ve televizyonların aksiyon adına sundukları haberler, bu ülkenin gerçek gündemleridir. Nedense hepimiz bu olayları es geçiyoruz.
Hükümet ve belediyeler başta olmak üzere, alkolle ilintisi olmayan medya ve tüm sivil toplum kuruluşları, bu ve benzeri üçüncü sayfa haberleriyle bire bir ilgilenmelidir.
Sadece ayyaşların cinayetleri değil, aynı sayfalarda ve haberlerde; onlarca intihar, taciz, cinayet, hırsızlık, gasp ve daha nice benzeri olaylar yer almaktadır.
Aşiret kavgaları ve kan davaları hâlâ sürüyor. “Barışın, sevginin ve kardeşliğin” lafı yerine icraatını görsek artık ne olur.
Hükümet, valiler, kaymakamlar, belediyeler; bu sosyal yaraya gönüllü barış elçileriyle mutlaka parmak basmalı ve devletin şefkat elini uzatmalılar.
Maalesef ülkenin gündemi; siyaseti çamurlaşmak olarak bilmiş ve inanmış muhalefet cazgırlarının lanet olası çenelerine endekslenmiş vaziyette.
¥
İşte ortada çok acı bir olay. İki sarhoş, sabah evine dönen bir insanı kafasından vurarak öldürmüş. Adamın karısı 9 aylık hamileymiş ve haber üzerine acil doğum yapmış.
Şimdi bu kadın, ömrü boyunca bu hadiseyi omzunda taşıyacak, çocuk da her babası sorulduğunda; “Sarhoşlar babamı ben doğmadan birkaç saat önce öldürmüşler” diyecek ve bu acıyla yaşayacak.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen fertlerden meydana gelen toplumlarda huzur ve barış aramak, iğneyle kuyu kazmaktır.
İyiliğin düşmanı kötülüktür. Kötülükleri yazıp okumakla kötülükler yok olmuyor. İyiler ve iyilikler harekete geçmelidir.