Darbeciler vatanı nasıl satar?

Darbeciler vatanı nasıl satar?

İsmet Berkan'ın Radikal'deki "Ergenekon" tefrikası, özenle arşivlenecek ve siyasette sıra dışı olaylar vuku bulunca referans olarak kullanılacak, dönüp tekrar tekrar okunacak metinlerden biri. Siyasetin harareti ve çapraşık gündemleri hafızamızı zayıflatıyor.

2001 yılından bugüne tamı tamına yaşanmış altı darbeyi serencamları ve delilleriyle sıralamak bugünü ve geleceği aydınlatmak demek. Berkan, kapatma davasının yedinci darbe teşebbüsü olup olmadığı hükmünü, amacına ulaşmasına ve zamana bırakıyor.

Berkan'ın bize anlattığı şey çok önemli. "Türkiye'de darbe olur mu?" sorusuna, bir sabah tankların ağır paletleriyle caddelerde yürümesi, sabahın erken saatlerinde radyodan bildiri okunması ve bir cuntanın veya emir komuta zinciri içinde komutanların yönetime doğrudan el koyması şeklinde cevap arayanlar yanılıyorlar. Demokratik siyaseti iş yapamaz hale getiren, silahlı gücün yönetim üzerindeki vesayetini artıran, kullanılan araçlar ne olursa olsun siyaseti yeniden tanzimle sonuçlanan her hamle darbedir. Berkan'ın işaret ettiği üzere Türkiye son yedi sene içinde bunlardan tam altı tanesini yaşamıştır.

Yeni bir darbe olur mu? Berkan'ın son derece tutarlı tablosuna bakarak verilecek tek cevap var: "Elbette olur."

Darbecilerin karanlık, kirli bir dünyası var. Aşırı güç vehmi ile tezat teşkil eden tatminsizlik paranoyalar oluşturuyor. Geçmişin kanlı tecrübelerinin oluşturduğu fiilî bir operasyon kabiliyeti ve her türlü imkân da var. Homojen bir dünya görüşünün içine iktidara el koymanın veya ülkeyi yönetmenin gerekçelerini yerleştirmek de kolay. Her dönemde, her iktidar karşısında gerekçeleri önce üretip, sonra uydurduğunuz gerekçelere inanmak da mümkün. 12 Eylül öncesi zaten çok kirli, 12 Eylül sonrasına bakalım: özal'dan Erbakan'a, Mesut Yılmaz'dan Ecevit'e her iktidar hain değil miydi? İstisnasız her iktidar, bugün süregelen benzer sorunları yaşamadı mı?

Berkan'ın işaret ettiği sivil ve askerî muhalefet ayırımına dikkat etmeliyiz. Her birey, her örgüt iktidarın herhangi bir davranışını veya doğrudan mevcudiyetini "millî çıkarlara aykırı" bulabilir. Bunun propagandasını yapabilir. Aynı işi, tel örgülerin ve "girilmez" levhalarının arkasında birileri yaptığı zaman, üstelik devlet bütçesinden bu iş için para kullanmaya başladıkları zaman her şey değişir. Her şey değişir ve o ülkenin millî çıkarlarını hiç kimse koruyamaz.

"Hükümet vatan haini", "Gayri millî hükümet Türkiye'yi ABD'ye ve AB'ye satıyor" saçmalıkları, her dönemde olduğu gibi tekrarlanıyor. Bütün bunlara, siyasete müdahale hakkına kitle desteği kazandırmak üzere "laikliğe küresel saldırı" hezeyanları da ekleniyor. Bütün bu türrehat, sabahtan akşama kadar birlikte mesai yapan memurlar arasında aynı kalıplarla muhabbet konusu yapılıyor. Sonuç "ne duruyoruz?" olacaktır.

Berkan'ın analizleri millî çıkarlar ile darbeler arasındaki ilişkiyi tersine çeviriyor. Hükümetin AB politikalarını çökertmek için Kıbrıs politikasını riske atmak, Berkan'ın verdiği çarpıcı örneklerden biri. Dünyayı siyah ve beyaz renklerden ibaret gören, ellerindeki kasatura ile her sorunu çözeceğini zanneden postal kafalı darbeciler, AB'ye ve AB süreçlerine karşılar. Bu süreci baltalamak için Güney Kıbrıs'ın AB'ye girişine yardımcı oluyorlar; böylece Yunan cephesinin AB'de Türkiye'nin karşısına daha güçlü engeller çıkarmasına hizmet ediyorlar. AB süreci, darbeyi anlamsız ve darbecileri işsiz bırakıyor. Darbeciler bunun için kendi iktidarlarını millî çıkarlara tercih ediyorlar. Türkiye'nin bugün AB kapısında karşılaştığı zorlukların büyük kısmının 12 Eylül dikta yönetiminin alelacele kabul ettiği Rogers planı olması, vatanın kestirmeden nasıl satıldığına örnek teşkil etmiyor mu?

Türkiye'nin güçlü bir devlet, millî çıkarlarını koruyabilen bir ülke olması için, darbelerden ve darbecilerden kurtulması lâzım. Demokratik siyaset, aydınlıkta yaptığı hataları bile düzeltme şansına sahip. Karanlıkta, izbelerde, ayak oyunları ve tezgâhlarla iş gören darbeciler ise, millî çıkarları bile siyasete müdahale için masaya sürecek kirli bir geçmişe sahipler.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi