Darbeciler için de sivil yargı yolu açılabilecek mi?
Hasan Cemal, Milliyet'teki köşesinde dün pek çok sorular soruyordu. Şimdiye kadar cevapları hep "Hayır" olmuş sorular. Yazısının başlığında "Darbecilere hukuk, sivil yargı dokunabilecek mi?" diye sorarken, yazısının devamında "Küçük Ergenekon'dan Büyük Ergenekon'a geçilebilecek mi?" dedikten sonra "Darbeciler için sivil yargı yolu açılabilecek mi?" diyerek yazısını sürdürüyordu.
Sanıyorum ülkemizin demokratikleşme sürecinde en önemli sorunu Hasan Cemal'in bu sorularına şimdiye kadar "Evet" denemiyor olması yatıyor. Elbette sadece bu sorulara "Evet" diyebilmek de yetmiyor, uygulamaya geçilebilmesi gerekiyor. Bu ülkede kendilerini herşeyin üstünde gören, ülkeyi canları istediği gibi yönlendirmeyi kendileri için hak ve görev olarak görenler ve bunlara mevcut sistem içinde şimdiye kadar hiç dokunulamamış olması da dikkate alındığında bu ülkede aslında demokrasiden söz etmek laftan öte bir anlam ifade etmiyor. Hatta, hukuk ve demokrasi dışı güçlerin işlerini kolaylaştırmak, hukuk dışı uygulamalara hukuki kılıf bulmaktan ibaret kalıyor.
Hatırlanacağı gibi 28 Şubat sürecinde Batı çalışma Grubu(BçG) diye bir teşkilat gündeme geldi. Ve bu teşkilat hiçbir kural tanımadan canlarının istediğini yaptı, millet iradesi ile işbaşına gelmiş hükümet düşürdüldü. İnsanların inançlarına müdahale edildi ve hatta dünkü BUGüN Gazetesi'nde yer alan bir habere göre BçG 28 Şubat Sürecinde 80 bin camiye ajanlar göndermiş, camilerde okunan hutbeler, vaazlar ve cemaat hakkında bu ajanlara raporlar tanzim ettirilmiş.
Peki Batı çalışma Grubu olarak bilinen illegal, yani kanun dışı bir örgütün böyle bir yetkisi olabilir mi? Adı üzerinde illegal olduğuna göre hiçbir konuda hiçbir yetkisi olamaz. Ama ülkemizde oluyor, ülke yönetiminde belirleyici olacak kadar ileri gidebiliyor.
Niçin böyle oluyor?
Bu sorunun cevabı Hasan Cemal'in sorusunda gizlidir. Hasan Cemal'in sorularına şimdiye kadar "Evet" deme imkanı olmadığı için bir takım kişiler kendilerine göre örgütler ya da gruplar oluşturup, bazı vazifeler icad ediyorlar ve bu vazifeleri hiçbir hukuk kuralarına uymadan yerine getiriyorlar. Tüm bunları da ülkeyi ve rejimi korumak adına yaptıklarını ileri sürüyorlar. Hukuku devre dışı bırakarak oluşturulmuş illegal örgütlenmelerle ülkenin ve rejimin korunması mümkün olabilir mi?
Peki niçin darbecilere sivil yargı yolu açılamıyor?
çünkü, darbeciler hazırladıkları bir takım anayasa ve yasalarla kendilerini dokunulmaz hale getirmişler. Yani sistem hukuku ve demokrasiyi korumak adına değil, darbecileri korumak adına oluşturulmuş.
Peki bu düzen değişir mi?
Zor görünüyor... Peki ne yapalım? Böyle gelmiş böyle gider deyip bu darbecileri koruyan sisteme teslim mi olalım?
Bu soruya herkes kendine göre bir cevap verebilir. Ancak, unutulmamalıdır ki dünyanın hiçbir yerinde darbecilerin verdiği haklarla demokratik bir uygulama gerçekleştirilebilmiş değildir. çünkü, topluma bazı hakları lütfedip verme hakkını kendilerinde görenler canları istediğinde bu hakları geri alma hakkını da kendilerinde görebilmektedirler. Bunun hukuki zeminini de oluşturmuş durumdalar. Bir ülkede ordu ülkeyi dış tehlikelere karşı koruma görevinin dışında bir de iç tehdite karşı rejimi korumak gibi bir görev verilmiş ise ve bu konuda da yasal bazı dayanaklar oluşturulmuşsa heran farklı görüş ve düşünce sahipleri iç tehdit olarak algılanabilir ve bunlara karşı mücadele edilmesi gündeme gelebilir.
İç tehlikelere karşı devletin oluşturulmuş kurumları yok mudur? Emniyet Teşkilatı, Jandarma Teşkilatı, Yargı ne işe yarar? Bunlar iç tehlikelere karşı oluşturulmuş örgütler değil midir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.