Resul Tosun

Resul Tosun

AK Parti'nin yapamayacağını

AK Parti'nin yapamayacağını

Yok diplomasinin 11 Eylülü, yok siyasi deprem, yok dünya ayağa kalkmış abartının haddi hesabı yok.

Evet, medya konuyu tartışıyor ama öyle abartıldığı gibi bir deprem yok. Ya da bana öyle geliyor. Üç aşağı beş yukarı halk arasında dolaşan rivayetler, basında yer alan kimi haber ve yorumlar diplomatların yazışmasına konu olmuş.

Şu ana kadar yayınlana belgelerden bu anlaşılıyor.

Hatta bazı devlet başkanlarının dediği gibi üçüncü sınıf diplomatların safsataları ve hezeyanları.

Sadık Albayrak gibi münzevi bir yazarın büyük iş adamına dönüşmesi gibi hezeyanlar.

Kimi bilgiler doğru da olabilir. Ama dediğim gibi şu anada kadar 'vay canına' dedirtecek bir acaib bilgi yok.

Ayrıca açığa çıktı ki bu belgeler yayınlanmadan önce ABD Dış işlerine sorulmuş, onların 'olur'u alınarak yayınlanmış. Hatta hatta Wikileaks'in belgeleri servis ettiği gazeteler ABD dış işlerine ikinci kez sormuşlar 'Olur' aldıktan sonra yayınlamışlar. Yani bazı belgeler çifte olurdan sonra yayınlanmış!

Öyle anlaşılıyor.

Bundan sonra yayınlanacak belgelerin içeriği nedir bilmiyoruz. Eğer onlar da yayınlananlar gibi suya sabuna dokunmayan dokunsa da öyle ahım şahım bir etki oluşturmayacak cinsten belgelerse ortada çok ciddi bir yönlendirme ve kamuoyu oluşturma senaryosu var demektir.

Şu ana kadar bu senaryodan en fazla yara alan ve zarar gören taraf ABD oldu. Daha doğrusu ABD yönetimi oldu. Daha açıkçası Obama oldu.

Evet, ben son yazımda bu ihtimale yer vermiştim ama gün geçtikçe bende oluşan kanaat bu belgelerin yayınlanmasından en fazla zarar gören tarafın bizzat Obama'nın kendisi olduğu istikametinde. Dışişlerine hâkim olamayan bir başkan görüntüsü var. Dünyaya rezil olan bir başkan görüntüsü var.

Bu senaryonun arkasında Yahudi lobileri mi var yoksa doğrudan İsrail mi var, bayan Clinton ya da dışişleri içinde Obama karşıtı bir grup mu var zamanla ortaya çıkar ama tekrar ediyorum zarar gören taraf bizzat Obama olmuştur.

Tabii tam aksini söyleyenler de var.

Aslında bu belgeler daha doğrusu bu yazışmalar objektif olarak bakıldığında ABD yönetimini bağlamaz. Yönetimin düşüncesi olarak da değerlendirilemez.

Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir gazete ya da televizyonun haber merkezine muhabirleri tarafından gönderilen haberlere benziyor. Bu haberler yayınlanmadıkça o yayın organını bağlamaz. Başkalarının haberleri elde edip yayınlamasından da etkilenmez. 'Haber değeri olsaydı biz yayınlardık' derler çıkarlar işin içinden.

Wikileaks belgelerinin ABD yönetimi nezdinde ki değeri de bundan farksızdır. Nitekim o belgelerin yönetimi bağlamayacağı ve yönetimin görüşünü temsil etmeyeceğini açıkladılar.

Ama buna rağmen ABD'li diplomatların nelerle meşgul olduklarını gösterdiği için Wikileaks yayınları ABD'nin itibarına büyük zarar vermiştir.

Türkiye ile ilgili belgelerin hedefinin Tayyip bey olduğu söyleniyor. Doğrudur, diplomatlar ve belgeleri seçerek yayınlatanlar öyle düşünmüş olabilirler. Eğer Tayyip beyi yıpratmak amacıyla böyle bir yolu seçmişlerse ve onlar her kimlerse Türk toplumunu ve siyasetini hiç mi hiç bilmiyorlar demektir.

Başbakanın en çok eleştirildiği husus ABD'nin dümen suyunda gittiği iddiasıydı. Oysa belgeler hiç de öyle olmadığını anlatan bilgilerle dolu.

AK Parti milyonlarca lira harcasa ABD güdümünde olmadığını bu kadar açık ve net bir şekilde asla anlatamazdı, anlatsa da inandıramazdı. Bence Wikileaks anlattı ve inandırdı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi