Distribütör siyaseti
Amerika Birleşik Devletleri'nin Neo-Con'ları var, bizim de aslan gibi Neo-Concon'larımız.
Hay bin kunduz!
En son söylenecek sözü, en başta söyledik.
Mevzu bitti.
*
ABD eski başkanı Reagan'ın Türkiye temsilcisi gibi bir yüze sahip olan bir şahıs, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu tehlikeli sularda görmekteymiş.
Davutoğlu'nun Osmanlı vizyonu varmış.
Tehlikenin kaynağı işte bu.
Ah canımın içi!
Ne deyim şimdi ben sana?
*
Kimin için tehlikeli?
ABD için, Avrupa için.
Başka?
Bir de tabii, o sözün sahibi için.
Neo-Concon derken, kimi kast ettiğimizi anlamayanlar bile işi çözdü.
*
Batı karşısında aşağılık kompleksi taşıyan siyasetçilerimiz, bürokratlarımız, tüccarlarımız ve o kafayla hareket eden başka her kim varsa, Türkiye'nin son yıllardaki dış siyasetini tehlikeli buluyor olmalı.
Bulmazlarsa şaşmak gerek.
Demek ki yürünen yol doğru.
*
Kendine göre, ülkesinin menfaatine göre değil de yaslandığı güçlü ülkelere göre siyasetçilik oynamaya çalışan, diplomasi yürütenlerin yaptığına ne denir bilir misiniz?
Herkes bir şey diyebilir, bendeniz onu "distribütör siyaseti" olarak tanımlamak istiyorum izninizle.
Otomobil, dikiş makinesi, televizyon gibi sanayi ürünlerini batıdan ithal edip, burada distribütörlük yapan ve iyi de para kazananlar var ya...
Tıpkı onlar gibi, berikiler de oradan aldıkları fikirleri burada satmaya çalışıyorlar.
Ama artık para etmiyor maalesef.
*
Akif Emre'nin söylediği gibi, kendi kendini sömürgeleştirmeye çalışan bir kitleyi, başka bir memlekette bulamazsınız.
Bizim aşağılık kompleksliler, kendi halkına tepeden bakmaya bayılır.
Lakin batılılar karşısında, yerde alçak sürünme temrinlerinden vazgeçmezler.
Bu işin kuralı böyle.
Kural gereği, bir kişi birilerine tepeden bakıyorsa, bilin ki başka birilerinin altında görüyordur kendini.
Eşit ilişkiye kafaları basmaz.
*
"Elin adamı ne diyorsa doğrudur, ne yaptıysa iyi yapmıştır, ABD'den habersiz kuş uçmaz."
Az daha "rızkımızı da ABD veriyor" diyecekler de, dilleri varmıyor muhtemelen.
Gördük işte büyükelçilerinin yazdığı dedikoduları; Feller kadar bile saygılı değiller.
*
Geçelim Avrupa'ya. Bugünlerde Avrupa'nın her tarafı bembeyaz.
Kar manzarasını özledik. Darısı başımıza.
Yahut en azından yarısı başımıza...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.