Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Sorularla Panik Atak

Sorularla Panik Atak

Bu haftaki kitabımız Nesil Yayınları’ndan. Yazarı ise Dr. Nihat Kaya. Eskilerin deyimiyle insan halleri doktoru olan Nihat Kaya, intihar başta olmak üzere bunalım çağının bunalımlarına yakalanmış insanların tedavisiyle uğraşıyor.
Son kitabı da “Sorularla Panik Atak” ismini taşıyor. İlk soru benden: “80 yıllık bir baskı rejiminde yaşayıp da panik atak olmamak mümkün mü?”
Kitabın içerisinde direk böyle bir soru yok ama panik atakların sorunlarına çareler sunulurken, bu sorunun cevabı da verilmiş.
İnsan sosyal bir varlıktır. Düşünme, konuşma, yazma, yeme içme, gezme, evlenme, boşanma, çocuk sahibi olma veya olamama, göç, ölüm, kayıp, kazanma ve kaybetme gibi daha nice insani özellikler taşır.
Son sekiz yılımız hariç, bu toplum yaklaşık 80 yıl öyle bir baskı sisteminde yaşadı ki, ne giyeceğinizden ne yiyeceğinize, nerede oturacağınızdan nerede oturmamanıza, nerede ve ne zaman konuşup nerede susacağınıza, ne yazıp ne yazmayacağınıza, nerede düşünüp düşünmeyeceğinize, düşündüğünüz ve konuştuğunuz zaman da belli kurallara göre hareket etmenize kadar, aldığınız ve verdiğiniz her nefesin fişlendiği bir sistemde, insanlar panik atak olmasın da karıncalar mı olsun?
Haksızlık etmeyelim, genel adı CHP zihniyeti olan malum kesim, yaralı leyleklere hastaneler kuran bir düşünceye düşman kesilmiş, yılda birkaç ay camilerin çatılarına konup göçen leyleklerin ötüşünden rahatsız oldukları için yuvalarla birlikte camileri de yıktırmışlardır. Bu şartları yaşayan değil insanlar, hayvanlar bile panik atak olur.

Neyse kitaba geçelim.
Dr. Nihat Kaya, panik atak mevzusunu enine boyuna yazmış. Verdiği bilgiler arasında ise “kimlerin paniğe daha yatkın olduğunu” maddeler halinde şöyle sıralamış.
Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete (sinirsel) bozukluğu olanlar.
Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi insanlar.
Düşünce ve duygularını yeterince dışarı yansıtamayan, “içsel”, içine kapanık insanlar.
Alkol ya da başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkın ve bağımlı olanlar.
Geçmişinde panik atak ve diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olanlar.
Sürekli baskı altında olan, engellenen ya da kendi kendini baskılayanlar.
Sosyal fobik, kaçıngan kişilik yapılar.
Sürekli ‘verici’ davranan, ‘iyilik meleği’ gibi olup, ‘Hayır’ diyemeyenler.
Öfkesini, kızgınlığını dışarıya yansıtamayanlar.
Dürtülerini sürekli bastıranlar, cinselliği baskılayanlar, cinsel tatminsizlik ve yoğun bilinç dışı aldatma dürtüleri olanlar.
Aşırı hırslı olanlar; sürekli başarı ile beslenen, başarısızlıklarda kendini suçlayanlar.
‘İşiyle evli’ olanlar; yani hayatını işe adayıp hayatı ıskalayanlar.”

Kısaca sözü özü: Her insanın hayatı kendisine bir emanettir. Bu emanete hıyanet edenlerin karşısına da bedel olarak panik atak ve benzeri hastalıklara çıkmaktadır.
Eser hakkında bilgi için:
Nesil Yayınları, (0212) 551 32 25


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi