Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Küçülürken yaygınlaşmak

Küçülürken yaygınlaşmak

Galiba post modern medya tarihi özetlenirken, matbuatın(yazılı basın) marjının azaldığı söylenecektir.
Buna ilaveten de, medya küçülürken yaygınlaştığı da ifade edilecektir. Büyük yazarlar ve büyük fabrikalar ve büyük gazetelerin devri galiba kapanıyor. Lakin bu, iletişim devriminin bittiği anlamına gelmiyor. Aksine, iletişim devri yaygınlaşarak devam ediyor. Bu iletişim alanında da ecir devrinden sonra malikiyet devrinin başlayacağını gösteriyor. Artık hacmi büyük değil manevra alanı büyük küçük müesseseler devri. Wikileaks böyle bir şey. Post modernizm her alanda karşısına çıkanları ufalayarak ve ufaltarak yol alıyor. Post modern sanayi, post modern aile ve post modern medya da yolda. Post modern aile, modern veya çekirdek ailenin iflası üzerine şekillenmiş bir aile yapısıdır. Modern aile ise geleneksel ailenin ölümü üzerine şekillenmiş bir ailedir. Geleneksel aileden geçerek çekirdek aileye ve çekirdek aileden geçerek single/tekil yaşamlara ulaştık. Ailenin kalmadığı vasata post modern aile diyoruz. Galiba ondan sonrası da kıyameti beklemek gerekecek. Aile çeşitleri, Ahmet Davudoğlu Hocanın vaktiyle anlattığı bir fıkrayı aklıma getirdi. Ahmet Emin teceddüt yapmakta yani yenilikler ihdas etmekle iştihar etmiştir. Yevmü’l İslam adlı kitabıyla birlikte Fecrü’l İslam, Duha’l İslam ve Zuhru’l İslam adlı kitaplarını yazmış ve bu başlıklarla kendine göre İslam tarihinin dönemlerini anlatmıştı. Lakin öğlenden sonra, ikindi ve akşam geleceği için muzibin birisi seri için şunları söylemiştir: Yakında sıra İslam’ın cenaze namazına da gelirse şaşırmayın! Herhalde post modern dönemde ailenin form değiştirmesiyle birlikte ailenin sonu gelecek ve cenaze namazı da kılınacaktır.







Medya tarihi de öyle. Modernizm döneminde medya, sınırlarının en uç noktasına ulaştı. Sonra geri dürülmeye başladı. Post modernizm döneminde yeni bir kavram ortaya çıktı. Vatandaş medyası (citizen journalizm). Buna çekirdek medya da demek mümkündür. Veya adem-i merkeziyetçi basın da denebilir. Fransa ve ABD gibi ülkelerde basının federalizminden bahsetmek mümkündür. Mesela Fransa jakobenizmin merkezi ve üniterizm ideolojinin merkez üssü olmasına rağmen basın açısından adem-i merkeziyetçiliği temsil ediyor ve ABD ve Almanya gibi ülkeler paralelinde taşra basınına önem veriyor. ‘Taşra basını’ ifadesi bu ülkeler açısından zül addedilir. Hatta Fransa’da ‘Paris basını’ yani ulusal basın bir küçümseme ifadesi. Dolayısıyla ABD ve Fransa gibi ülkelerde ulusal basından ziyade şehir basını güçlü bulunuyor. Buna adem-i merkeziyetçi basın da diyebiliriz. Veya üniter olmayan basın. Lakin günümüzde bu da aşılmış ve basın yayın faaliyetleri teknolojinin gelişmesiyle birlikte merkeziyetten adem-i merkeziyete kaymıştır. Artık müessese ve kurum merkezli basının yerini bireyci ve ferdiyetçi basın alıyor. Bu da basın yayın alayında Bediüzzaman’ın dediği gibi ecir veya ücretli değil de malikiyet dönemine tekabül ediyor. Bununla birlikte yine de basının bu yapısı post modern ve merkeziyetini kaybetmiş bir basın. Bunun sonucu nereye varır acaba? Sonunda ailenin kıyameti gibi basının da kıyameti kopar. Burada da birleşik kaplar tezi geçerlidir. Suyun kabının rengini alması gibi kurumlar ve değerler de asırlarının ruhunu alıyor ve asrının rengine bürünüyor.







10-12 Adalık tarihlerinde Holiday Inn İstanbul Airport Oteli’nde yapılan ve Bağcılar Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Medya Sempozyumu’nda medya ile alakalı olarak en son görüşler ve kavramlar ele alındı ve tartışıldı. Kendi namıma yeni şeyler öğrendim. Küresel medyadan ve embedded basından ve seçilmiş imajlardan bahsedildi. Ve vatandaşlık medyası bağlamında medyada şeffaflığın yayılmasıyla birlikte dünyada ne sınır ne de sır kalacağı ifade edildi ve bu bağlamda sıkça Wikileaks’e atıfta bulunuldu. Aslında bu hedef yanlış bir hedeftir. Sınırların geçişliliği esas olmakla birlikte sınırların ve sırların kalması da önemlidir. Sırların bittiği yer, insanın da bittiği yerdir. Bazıları Wikileaks bağlamında semizdat yani yer altı medyasından bahsettiler. Bosna Savaşı boyunca Ljiljan böyle bir misyon ifa etti.



Evet, son dönemlerde CNN ve Fox TV gibi kanalların pabucunun dama atıldığını görüyoruz. Pabucu dama atılanlar bir defa sıralarını savdıklarında bir daha başlarını öne uzatamıyorlar. Basın da kendi mecrasında yol alıyor ama asla asrından kopuk değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi