"Hicaba Azadlıq"
Azerbaycanlı yetkililer, Karabağ meselesiyle ilgili müzakerelerin sonuçsuz kalması halinde savaş seçeneğinin gündeme geleceğini söylüyorlar.
Ermenistan'la savaş ihtimali orta yerde dururken Azerbaycan yönetiminin iç barışı sağlamak ve korumak yerine iç kavgayı kızıştırma yoluna gitmesi anlaşılır şey değil.
Camilerde ezan yasağından sonra şimdi de okullarda başörtüsü yasağı...
Ermenistan'ın taciz ve provokasyonları yetmezmiş gibi bir de kendi hükümetinin taciz ve provokasyonlarıyla uğraşmak zorunda kalıyor Azerbaycan.
Geçen gün Bakü'de 2000 kişi Eğitim Bakanlığı binasının önünde toplanıp "Hicaba Azadlıq" (Başörtüsüne Özgürlük) diye haykırdı, 100 gösterici gözaltına alındı...
Muteber bir âlim "Allah'ın düşmanlarına karşı sonuna kadar mücadele"den bahsediyor, muteber bir yazar 'Ülkemizde ezan ile başörtüsü yasaklanıp hakkı söyleyenler zindana tıkılırken Çeçenistan dağlarında savaşmaya ne hacet?' diye soruyor...
Ortam gerildikçe geriliyor...
Dost üzülüyor, düşman seviniyor...
Peki, Azerbaycan yönetimi ne umuyor bu gerginlikten?
Ezanla, başörtüsüyle, dindar Müslümanlarla ne diye uğraşıyor?
2008 yılının Ocak ayında Bakü'de görüştüğüm Musavat Partisi Genel Başkanı İsa Kamber, bu soruyu şöyle cevaplamıştı:
"İktidarın niyeti dindarları kışkırtmak. Ezanı susturmanın, başörtüsüyle uğraşmanın, sokaklarda dindar insanların sakallarını kesmenin provokasyondan başka izahı olamaz. Cezayir ve Özbekistan'dakine benzer bir tezgâh kurulmakta. Bu ülkelerdeki rejimler dindar insanları 'İslam radikalisti' diye yaftalayarak ezdi ve yapılan zulümlerin binlerce dindar insanı ayaklanmaya sevk etti. Sonuçta ortaya gerçekten 'İslam radikalizmi' gibi bir manzara çıktı ve sözkonusu rejimler o manzara sayesinde Batı'nın desteğini garanti altına aldılar. Seçimlere hile karıştırmak ve gazetecileri siyasi kimlikleri yüzünden hapse tıkmak gibi anti-demokratik uygulamaları yüzünden Batı'nın eleştiri oklarına hedef olan Aliyev iktidarı da, 'İslam radikalizmi' efsanesini kullanarak Batı'yı 'yola getirmeye' çalışıyor."
Aynı soruyu, Elçibey döneminin önde gelen devlet adamlarından Halk Partisi Genel Başkanı Penah Hüseyn'e de sormuştum.
Cevabı:
"İslam dünyasındaki en laik hükümet oldukları mesajını vererek Batı'nın tam desteğini almaya çalışıyorlar."
Bu gidişin nereye varacağını sorduğumda ise şöyle demişti Penah Hüseyn:
"Azerbaycan'da dindarlık artar. Dini sembollere saygısızlık, milletin bu semboller etrafında birleşmesine yol açacaktır. Azerbaycan toplumu zaten hızla dindarlaşıyor. Bu gidişe siyasetin de er veya geç ayak uyduracağına inanıyorum. Biz Müslüman bir toplumuz ve demokrasimiz de Müslümanların demokrasisi olmalı."
Can Azerbaycan'daki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz inşaallah.