Dost meclislerinde sık sık gündeme gelen bir konu var:

“İslam kardeşliğini nasıl güçlendirmeliyiz?”

Bu sadece İslam dünyasında yaşanan bir problem değil!

Kendi ülkemizdeki Müslümanlar arasında da yaşadığımız bir büyük sorun.

Hatta aynı şehir, okul, kulüp, dernek, parti, apartman... çatısı altında bile “İslam kardeşliği”nin güçlü olmadığını, büyük sorunlar yaşandığını üzülerek görüyoruz.

Hucurat suresindeki “Müminler kesinlikle kardeştirler” İlahi hükmüne rağmen neden bu kesin kardeşlik sağlanamıyor.

Muhacirle Ensar arasındaki kardeşlik örneğini bir “nostalji” olarak tarih sayfalarında mı bırakacağız?

Aynı değerlere inandığımız halde, bu değerlerde buluşup birlikte hareket etmemize mani olan nedir?

Birbirimize destek olmada niçin cimri davranıyoruz?

Zihnimizi ve gönlümüzü samimiyetle açıp birbirimize güvenmemiz gerekirken, neden kuşkular duyuyoruz?

***

Galiba bütün bunları bize yaptıran “kimlik” problemimiz olsa gerektir!

Her birimizin ortaya çıkardığı “kimlik” o kadar farklı olmalı ki, bu kimlikler bizleri birleşmeden çok ayrıştırmaya sevk ediyor!

“Farklı kimlik” nitelemesi, çokluğu ve çeşitliliği temsil eder.

İslam’ın, kendine inandığı insana verdiği kimlik ise, tektir ve alternatifsizdir.

Bu tek olan kimliğin adını bizzat Kur’an “Müslüman” olarak nitelemiştir.

Başka bir ifadeyle, “Müslüman” olanın bu isimden başka kimliğe ihtiyacı yoktur.

Hatta “Müslüman” isminin önüne veya arkasına getirilen tüm tanımlamalar da yersiz ve geçersizdir.

İslam’a inanmış bir kişi, “Müslüman” kimliğinden başkasına ihtiyaç duymaz, duymamalıdır.

Her Müslüman, kendini bu “kimlik”le tanıttığı veya tanımladığı zaman, problem de kendiliğinden çözülmüş olacaktır.

Bir Müslümana, inancının dışındaki başka herhangi bir nedenle “kimlik” izafesi söz konusu olacaksa, bunlar ancak alt kimlik tanımlamalarıdır.

Ama bu alt kimlik tanımlamaları, asla üst kimliğin yerine geçemez, onu öteleyemez.

***

Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin, dayanışma ve yardımlaşmanın ve en önemlisi kardeşliğin tesisinde en önemli adım; alt kimliklerle tanımlanmayı bırakıp üst kimlikte buluşmak ve kucaklaşmaktır.

Üst kimlik; Allah Teala’nın Hac suresi 22.ayette tanımladığı “Müslüman” kimliğidir.

Çünkü, İslam’ı din olarak seçen Allah’tır ve bu din’e inanan insanlara “Müslüman” ismini koyan da O’dur.

Bu kimliği yeterli görmeyen, çeşitli mensubiyetlerle kendilerini farklı isimler altında tanımlayan ve yeni kimlik arayışlarına yönelen bir Müslümanlık anlayışı, İslam kardeşliği önünde en büyük engeldir.