Taha Akyol

Taha Akyol

CHP nereye?

CHP nereye?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay arifesi gibi sıkışık bir zamanda, Konya’ya giderek “Şeb-i Ârus”u izlemesi anlamlı bir davranıştır.
Hz. Mevlana’nın türbesini ziyaret etmesi daha da önemlidir.
Niye bu kadar önemli?
Önemli, çünkü Kılıçdaroğlu Mevlana ve Hacı Bektaş türbelerini bile kapatan ve “ilimden, fenden” başka “mürşit” kabul etmeyen pozitivist bir mirasın genel başkanıdır.
Ve şahsen de Dersimlidir.
Baştan beri yazıyorum, Kılıçdaroğlu’nun Dersimli olması bütün Türkiye için bir avantajdır, yadırganması değil, benimsenmesi gereken bir özelliktir.
Hatta “dışlanma” duygusunun kişiler için ne kadar ıstıraplı, toplumlar için ne kadar ‘bölücü’ olduğunu Kılıçdaroğlu muhtemelen partisindeki bazı kimselerden daha iyi hissetmektedir. Türban ve Kürt meselelerinde Kılıçdaroğlu’nun daha anlayışlı ve kapsayıcı davranmasında bu hissedişin de rolü olsa gerek.

CHP’nin gözlükleri
CHP’de Kılıçdaroğlu ile başlayan bu ‘açılım’ çabasının felsefi değeri de vardır. CHP toplumdaki duyguları, ihtiyaç ve talepleri anlamaya çalışmak yerine, bütün devrimci partiler gibi, toplumu ideolojik bir kalıba dökmeye çalışmış bir geleneğin partisidir.
Toplumsal Tarih dergisinin son sayısında Prof. Zafer Toprak’ın çok önemli bir makalesi var: Kemalizm’in başlangıçtaki “sosyolojik” bakış açısını terk ederek nasıl “antropolojik” bir ideolojiye sürüklendiğini anlatıyor.
Bu anlayış o zamanki CHP’yi nasıl etkiledi diye araştırdığımızda, esef verici bir gerçek daha karşımıza çıkıyor: CHP’nin kendi kapılarını topluma kapatması!
Mesela Doğu ve Güneydoğu’daki 13 ilde kendi örgütünü feshetmesi!..
Daha çok örgütlenmeye çalışması gerekirken!
Topluma kapalılık, halktan kopukluk CHP’nin kadim problemidir. Ecevit bunu 1970’lerde “Ortanın Solu” hareketiyle aşmıştı, Tek Parti mirasını eleştirerek hem de...
Şimdi Kılıçdaroğlu, Ecevit hareketi kadar derinlikli ve kapsamlı bir projesi olmasa da, yine CHP’nin kabuğunu yırtmaya çalışıyor.

Alevi başbakan
CHP’de dış politika işlerinin başına Uğur Ziyal getirilecekse, CHP dış politikada geniş görüşlü olmaya yönelecek demektir.
CHP bilim kurulunun başına sosyolog Sencer Ayata’nın getirilmesi ‘toplumsal bakış’a yönelişin bir işaretiydi.
Parti şimdi de kamuoyu araştırmalarına yöneliyor. CHP Genel Başkan yardımcılarından Hurşit Güneş, bu konuları iyi bilir. Turan Güneş’in oğlu olarak “Ortanın Solu” hareketi gibi büyük bir tecrübenin de sahibidir. CHP’nin sürekli toplumun nabzını tutabilmesi için Hurşit Güneş bugünlerde kamuoyu araştırmacısı Adil Gür’le görüşmeler yapıyor.
Güneş’in bu girişimi de CHP’nin toplumdaki değişik duygu ve düşünceleri anlama çabasının bir tezahürüdür; “sosyoloji”ye yöneliştir.
Gür’ün yaptığı ilk araştırmada şöyle bir soru var: Türkiye’de bir Alevi’nin başbakan olmasını nasıl karşılarsınız?
Olumlu karşılarım: Yüzde 68.
Olumsuz karşılarım: Yüzde 18.
Bir bütünleşme göstergesi olan yüzde 68 oranını büyük sevinçle karşıladım, yarın daha da yükselecektir bu.

Kurultay ne yapacak?Gür’ün araştırmasında bugün seçim olsa CHP yüzde 31, Ak Parti yüzde 44, MHP yüzde 10 gözüküyor.
İktidarda dokuzuncu yılına giren AK Parti’nin niye hâlâ yıpranmadığını herkes “sosyoloji” gözüyle iyi analiz etmeli, iyi anlamalıdır.
AKP “milli görüş gömleğini” çıkararak iktidar oldu.
CHP de artık 1930’ların gözlüğünü çıkarıp siyasete sosyoloji gözüyle bakmalı, toplumdaki çeşitli duyguları, değerleri, beklenti ve talepleri anlamaya çalışmalıdır. Ancak o zaman gerçek bir “sosyal demokrat” parti olur, ancak o zaman iktidara alternatif hale gelebilir.
Kitle partilerinin işlevi budur zaten, toplumdaki farklı duyarlıkları bir program etrafında birleştirmek...
Kılıçdaroğlu bunu yapmak istiyor. Bugünkü kurultayda kendisine tam bir inisiyatif verilmelidir. Sonrası onun sorumluluğundadır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi