Hemen belirtmekte fayda var:
Dinci denilen ve kendini dinci sayan kim varsa ben onlardan nefret ederim...
Dindara elbette can kurban...
Gerçek bir Müslüman sapasağlam dindar olur... Darbeler karşısında hiç dengesini kaybetmez, yalpalamaz...
İki gün önce Aydın Doğan medyasına ait bir TV kanalında seçilmiş insanlar arasında din ve inanç üzerine program vardı...
Selçuk üniversitesi'nin aykırıklarıyla meşhur olan ilahiyatçısı Prof. Şahin Filiz ve bir de kapatılmış, giydirilmiş, kimilerinin tesettürlü, kimilerinin "türbanlı" dedikleri, Emel Sunter Yalçın isimli bir kadına rol vermişlerdi...
Konu namaz...
Kadınların nerede, nasıl namaz kılacakları şeklinde ifade edilebilir...
Türbanlı kadın; "Kadınlar her yerde namaz kılmalı... Gerektiğinde erkeklere imamlık yapmalı" türünden oldukça acayip laflar ediyordu...
Camilerdeki kadınlar mahfiline itiraz ediyor, ille de kadın-erkek karışık namaz kılsınlar diyordu...
Sunucu Esra Ceyhan, nerdeyse sevinçten uçacaktı...
Tabii imamlığa göz diken kadını alkışlayanlar vardı...
Amma neden orada olduğunu bilmediğim değerli sanatçı İbrahim Sadri "Kadın-erkek, bir arada karışık olarak namaz kılamaz... Doğru değildir" diye haklı bir cevap verdi...
Komşumuzun evinde seyrettiğim için kaçırmışım herhalde... Şahin Filiz konuşurken duymadım... Alt yazıda okudum varlığını... Bir sima giydirilmiş kadının yanında put gibi duruyordu... Tahmin ettim sadece...
Sonra, Prof. Arif Verimli girdi devreye...
Diline sağlık, çok güzel bir değerlendirme yaptı... İslâmi kuralları söyledi, gerçekleri dile getirdi... Amma giydirilmiş kadın, tesettürlünün semtlerine dahi sokulmadığı bir TV kanalında "İlle de kadın-erkek karışık olsun, kadınlar icabında namaz kıldırsınlar" diyordu, başka laf etmiyordu... Acaba o programa çıkıp kadınların imam olmasını savunması için giydirenler kaç para vermişlerdi sayın alime hanıma?
Laiklik cacığı mı, yoksa dinci salatası mı yiyecektik, pek anlamış değilim...
Aklıma Kamer Genç geldi...
çözse çözse böyle düğümleri asrımızın büyük alimi Kamer Genç çözer dedim... Galiba bir gün sonraydı, Meclis'te konuşma yaparken hortumu patlatmış, AKP'lilerden dayak yemeye ramak kalmış... Aldırmayın ıslahı nefs etmez kesinlikle...
O da saldırarak meşhur olmayı, gündemde kalmayı şiar edinmişlerden birisidir...
Biz neler görmedik bu memlekette...
Hürriyet isimli gazetede, şimdiki AHC'nin yazı yazdığı sayfada, PAKO isimli bir itin yazılar yazdığını, it dili nasıl olur bilmiyoruz, amma laikçi kokonaların iki gözleri iki çeşme ağlaştıklarını... Hele Pako’nun nalları dikmesinden sonra kriz geçirdiklerini duymuştuk...
Pako isimli itin babası (bunu kendisi söylüyor) çirkin kadınların değişmez sevgililerinden... çirkin kadınlar dedimse, hakaret için değil, gerçekten fikirsiz, anlayışsız, bir o kadar da yüzleri boyalı ve güzellik alameti taşımayanlar... Buna rağmen Pako dedikleri it için hüngür hüngür ağlayıp, gözyaşı dökenler...
Tabii burası Türkiye...
Yazması oyalılarla, yüzleri boyalılar hiçbir zaman ülke menfaatı için birleşmemişlerdir... Birileri, yani oyalılar çalışmış, boyalılar bölüşmüş...
Dert etmeyelim... Olur böyle hadiseler...
Daha fazla üzerlerine gidersek Doğanlı Yaylanın sidikli sünepeleri bize rahat yüzü göstermez...
Şu bahar ayı güzelliklerinden uzaklaşmak doğru değil... Bir daha ya görürüz, ya da göremeyiz...
Zekeriya Beyaz'ın pabucunu dama attıran ilahiyatçılar yetiştiren bir ülkede her şey mübahtır...
Zevk için açılmak da, para için örtünüp ekrana çıkmak da...
-----------
çapaçol çaçaronlar çağda yaşıyor
İptidai ruhları dağda yaşıyor
Hepsi zamanın et satan yosmaları
Solda yer bulamayan sağda yaşıyor.