Sivil mahkemede beraat etmiş. Maraş olaylarının “sol terör örgütleri” tarafından “dış güçlerin” yönlendirmesiyle gerçekleştirildiği binlerce belgeyle ispatlanmış. Ve... “Maraş Davası”ndan yargılanan Ökkeş Şendiller’in bir “provokasyona kurban edilmek istendiği” anlaşılmış. Mesele bu kadar net ama hâlâ “Maraş Katili” olarak hedef gösteriliyor Şendiller. Öyle ki;


Birbirleriyle hemen hiç bir konuda anlaşamayan “militan sol medya” organları bu meselede birleşmiş...



Bir tarafta, 32 yıl sonra “Maraş olaylarını anma” provokasyonu gerçekleştiren Alisiz Alevi’ler... Öbür tarafta, medyadaki uzantıları... Sarıkız çocukları!.. Hep birlikte yüklen Ökkeş’e!..



Buraya kadarı tamam da... Balkonundan, Valilik önündeki eylemi seyretmekten başka hiçbir “kusuru”(!) olmayan Şendiller’i “provokatörlükle” suçlayan “ülkücüler”e(!!!) ne demeli!..



Ve, “basın açıklamasıyla”, ‘militan sol’u değil de, eski dâvâ arkadaşını hedef gösteren Bahçeli’ye? Ne yapmaya çalışıyorlar? militan solun gözüne girmeye mi?..



Bunları düşünüyordum ki... Şendiller’in yazılı açıklaması düştü önüme...



“SUÇLULUK KOMPLEKSİNİN



AŞAĞILIK HEZEYANLARI”



Şendiller, açıklamasında, “Maraş’taki militan sol” provokasyonuna dikkat çekiyor... Ve şöyle devam ediyordu:



“(...) Şahsıma ait irtibat büromuz miting alanına yaklaşık 1 km. mesafededir. Vilayet binasının karşısında olduğu için, birkaç arkadaşımızla birlikte, Vali’yi protesto eylemini büromuzun balkonundan izledik.



Biz Kahramanmaraş’tan ayrıldıktan sonra Ülkü Ocakları’na bağlı bir grup irtibat büromuzun önüne gelerek, sözde bir basın açıklaması yapmıştır.



Akıl, izan ve ahlak dışı saçmalıklarla dolu olan bu ihanet bildirisi maalesef Ülkü Ocakları İl Başkanı tarafından okunmuştur.



Bildiride, ‘Bu olayların sorumlusu Şendiler ve onun gibi düşünenlerdir. Dün bürosunun balkonundan bir komutan edası ile vatandaşları ve gerginlikleri izleyen Ökkeş Şendiler...’ gibi akıl ve vicdan dışı ifadeler kullanılmıştır.



Bu saçmalıklar düz bir kağıttan okunurken, ne dediğinden habersiz güruh ise ‘Ökkeş provokatörler defol’ gibi sloganlar atmıştır.



Hamdolsun, bu kutsal mücadelemizde, ne kullanıldık, ne de bir tek ülkücünün kullanılması gibi aşağılık bir harekete müsaade ettik.



Son zamanlarda bu ‘kullanılma’ tabiri maalesef bir kısım (....lerin) sloganı olmuştur.



- İftiracılar, iddialarını ispatlamazsa, şerefsiz ve müfteridir.



- Büromuzun önünde yapılan bu adi saldırıyı “cahil cesareti” olarak değerlendirmemiz beklenmemelidir.



- Provokasyon olarak görülmesi gereken, bu eylemin adıdır. İhanetin adı bu değilse nedir?



- Bu eylem, kardeşlik, iman, izan ve dava birliğine saygısı olan herkesi üzmüştür.



- Bu adi tertibi ülkücü hareketin iman pınarından bir tas su içmiş olanların yapamayacağına inancımız tamdır.



- Ancak, bu (..!)lığı yapan sorumlulardan yukarıdaki yetkililerin hesap sormasını bekleme hakkımızın olduğunu hatırlatmak istiyoruz.



- Bu saldırı, Şendiller İrtibat Bürosu’ndan ve yapılan çalışmalardan kimlerin huzursuz olduğunu da ortaya koymuştur.



- Muhatabımız maşalar olamaz. Ortaya çıkıp yiğitçe mücadele edemeyen ve maşaların eline o paçavrayı tutuşturan (...!) elleri de biliyoruz.



- Milletin değerlerinden ve Nizam-ı Alem davasından uzaklaşıp siyasette dibe vuran beceriksiz zihniyetin iç çekişmelerini örtme hesaplarına kargalar bile güler.



- Bugüne kadar Şendiller ve dava arkadaşlarına (verdikleri ulvi mücadeleden dolayı) düşmanlık edenler, vatan hainleri, bölücüler ve Kahramanmaraş düşmanları olmuştur. Ancak son gelişmeler ‘acaba roller değişiyor mu?’ sorusunu akıllara getirmektedir.



Sonuç olarak; geçmişte yaşanmış acıları hücrelerine kadar hissetmiş bir nesil olarak, hain tertipleri aziz milletimize ve gençliğimize anlatmaya devam edeceğiz. Allah, birliğimizi, beraberliğimizi ve huzurumuzu bozmasın.”



Evet açıklamanın bazı bölümlerini verdik.



Diyorum ki; kendilerini “ülkücü” olarak nitelendiren bazı şahısların iftiralarına hedef olan Ökkeş Bey yine de bu kadar sert bir açıklama yapmasaydı!..



Ve diyorum ki; “Kendilerine ‘Ülkücü’ diyen bir takım zatlar, militan sola ‘yaranmak’ için Ülkücü Ökkeş Şendiller’e saldırmasaydı!..”



Ah şu eziklik!.. Ah şu kompleks!..