“Geçmişe mazi” demezler
Olağanüstü kurultayını da yaptı CHP...
“Kurultaylar ve Tüzükler Partisi CHP” için bir eksik, bir fazla hiç fark etmez.
Bugüne kadar her kurultaya “değişim” sloganıyla girdiğini, “Ortanın Solu”, “Anadolu Solu” gibi sloganlarla heyecan arayışına çıktığını, nihayet “değişim” uğruna “çarşaf açılımı” bile yaptığını unutmadık.
Başarı için her yol mübah!
Ama CHP’nin hiçbir yolu bugüne kadar başarıya çıkmadı.
Çünkü hiçbir kurultayında “değişim” gerçekleşmedi.
CHP hep o devletçi mantığı, statükocu yaklaşımı, askerci tavrı, dine mesafeli duruşu, dindara “irticacı”, kaymak tabaka dışında kalan halka tepeden bakışı ve kendine demokrasi isteyen konumunda kaldı.
Güya bu kurultay sonrasında gerçekleşecekmiş asıl değişim...
Usta-çırak ilişkisi içinde öteden beri CHP’yi tutan “yoldaş” yazarlarla gazetecilerin ağzı kulaklarında: “Bu sefer tamam” havasında yazıyorlar.
Bunun belirtisi de neymiş biliyor musunuz? “Yeni CHP cami cemaatiyle barışacak”mış...
Keşke...
Ama nasıl olacak bu iş?..
Tabii ki cami avlusuna gidilecek...
CHP’nin dinle ve dindarla barışık bir parti olduğu anlatılacak cemaate...
Derken ezan okunacak...
Cemaat namaz kılmak için camie girecek...
“Dinle barış” nutku atan CHP’liler ise aykırı vurup arabalarına binecekler...
Bu durumda cemaat arkalarından bakıp, “Yürü ense tıraşını göreyim!” demez mi?
Samimiyetsizliğin mumu cami avlusunda söner!
Bu konuda gerçekten samimi iseler, inandırıcı olmanın yolu, öncelikle kendi geçmişleriyle hesaplaşmaktan geçer.
Bunu hep söyledim...
Çünkü 940’lı yılların ortak hafızada bıraktığı tortuları ancak böyle silinebilir.
Ne mi yapmalı?..
Devleti “kutsal”, vatandaşı “şamar oğlanı” sayan devlet (yahut devletçilik) anlayışını terk ettiğini göstermelidir...
“Devletçilik prensibi” çerçevesinde “devlet milletin sahibidir” görüşünü terk ettiğini, “Devlet milletin hizmetkârıdır” anlayışına geldiğini ispatlamalıdır...
Yetmez...
Milletin ezanıyla, Kur’an’ıyla, camisiyle, haccıyla oynamanın, 27 Mayıs’ı, 28 Şubat’ı, 27 Nisan’ı hararetle desteklemenin, halkı bir dilim ekmeğe muhtaç etmenin hesabını da vermelidir.
En azından okkalı bir özür...
“Cami cemaatiyle barışmak” öyle kolay değil anlayacağınız...
Kılıçdaroğlu’nun, kafası çok karışık olmakla birlikte, böyle bir atılım başlatmak istediği malum.
Ancak partisinin hantal gövdesi peşinden gitmiyor. Eski alışkanlıklarından bir türlü kopamıyor. Milletle barışmayı başaramıyor. Bundan dolayı da Genel Başkan zikzak üstüne zikzak çizmek zorunda kalıyor.
Sonuç olarak: CHP ne yaparsa yapsın, “Milletle sorunlu parti” görüntüsünü bir türlü silemiyor.
Yeni yönetim bu görüntüyü değiştirecekmiş...
Haydi hayırlısı!..
Değiştirsinler de görelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.