Soru: Bir insan için en önemli değer nedir?

Cevap: İmandır.

S. Gerçekten iman etmiş (yahut "sahih imana sahip") bir Müslümanın sahip olduğu en kıymetli şey nedir?

C. İmandır.

S. İman etmiş olmak, mü'min sıfatına sahip bulunmak bir Müslümanın kurtulmasına, ebedî saadet bulmasına yeterli midir?

C. Ömrü ölümüne bu iman ile bitişmek şartıyla yeterlidir.

S. Bir Müslüman iman ettikten sonra ne yapmalıdır?

C. Kur'anda, Sünnette, fıkıhta, Şeriatta bildirilmiş olan sâlih amelleri (yararlı işleri) eda etmesi gerekir.

S. BirMüslümanın en fazla koruması, üzerine titremesi gereken şey nedir?

C. İmanıdır.

S. İman nasıl korunur?

C. İki şekilde korunur: (1)Allah'tan, imanını korumasını can u gönülden dilemek. (2) İmanının korunması için yapılması gereken şeyleri yapmak, vesile ve sebeplere yapışmak.

S. İman nedir?

C. İman, Allah'ın bir kuluna en büyük ihsanıdır.

S. Dünya işleri mi önemlidir, iman mı?

C. Kuş kadar aklı olan kişi, şeksiz şüphesiz bilir ki, iman bütün dünya işlerinden önemlidir.

S. Hayat mı önemlidir, iman mı?

C. İman daha önemlidir, en önemlidir. İnsan imanını kurtarmak için gerektiğinde hayatını feda edebilmelidir.

S. Bir Müslümanın sekülerleşmesi imanına zarar verir mi?

C. Çok büyük zarar verir. İmanının kayb edilmesine yol açabilir ki, bu bir Müslüman için en büyük felaket ve ziyan olur.

S. Müslümanların Halifesi (veya İmam'ı, Emîr'i) olmak mı rütbe ve derece olarak daha yüksektir, yoksa mü'min olmak mı?

C. Mü'min olmak daha yüksektir. İman cevherdir, Hilafet arazdır.

S. Âqil, kâmil, bilge bir Müslüman Hilafete ve riyasete talip olur mu?

C. Kesinlikle talip olmaz. İslam'da riyasete talip olmak yoktur. Riyasete talip olmak (bazı istisnalar dışında) haramdır. Ehliyeti ve liyakati yok ise, matlup olsa bile kabul etmek yine haramdır.

S. Riyasete büyük bir hırsla, çılgınca, delice talip olanlar kimlerdir?

C. (İstisnaî) durumlar dışında onlar beyinsizdir.

S. Müslümanın en büyük bayramı nedir?

C. Müslümanın üç büyük bayramı vardır: (1) Mü'min olarak öldüğünde, buna hüsn-i hâtime denir. (2) Rûz-i Cezada (Allah'ın lütfu ve keremi ile) Cennete konulduğunda veya Cehenneme konulursa, cezasını çektikten sonra oradan çıkarılıp Cennet'e konulduğunda. (3) Cennet'te Cemalullah ile şereflendiğinde.

S. İmanın en büyük düşmanı kimlerdir?

C. (1) Kişinin nefs-i emmâresidir. (2) Lânetlenmiş Şeytandır. (3) Kâfir münafıklardır.

S. Dünya ihtirasları, paraya ve mala put gibi tapmak, zengin olmak için gayr-i meşru (Şeriatın yasakladığı) yollara sapmak imana zarar verir mi?

C. Verir, hem de çok verir.

S. Faiz almak ve vermek helaldir inancı imana uyar mı?

C. Faize/Ribaya helal diyen dinden çıkar, imanını kayb eder.

S. Sadece "Lâ ilâhe illAllah" demek mü'min olmak için yeterli midir?

C. Yeterli değildir. İmanın iki ana direği vardır. Birincisi Lâ ilâhe illAllah, ikincisi Muhammed Resulullah. HzMuhammed'in tebligatını, dâvetini duyup da bu ikinci kısmı kalp ile tasdik, lisan ile ikrar eylemeyen kişi mü'min olamaz.

S. Bu devirde üç ibrahimî din vardır, bunların üçü de haktır diyene ne lazım gelir?

C. Küfür lazım gelir. Çünkü böyle bir inanç Kur'ana, Sünnete, İslam'a, Şeriata, sahih inanca kesin şekilde aykırıdır.

S. İman artar, çoğalır mı?

C. İman bir bütündür, artmaz, çoğalmaz. Mü'min olmak için imanın bütün zarurî unsurlarını kabul etmek gerekir.

S. İmanın parlaklığı, nuru artar mı?

C. Artabilir.

S. Müslümanların birinci insanî vazifesi nedir?

C. İnsanların iman etmeleri için gereği gibi, en uygun şekilde, hasbeten lillah çalışıp çabalamak, cehd ü gayret etmektir.

S. (Meselâ) Norveç halkının imana gelmesi için, Kur'an-ı Kerim'in Norveç lisanına tercüme edilip yayınlanması yeterli midir?

C. Değildir. Yapılması gereken çalışma şudur: Norveç halkının kültür ve zihniyetine uygun şekilde, onların aklının ereceği bir üsluplaİslam'ı tanıtmak ve sevdirmek.

S. Norveç'teki kötü bir Müslümanın durumu nedir?

C. O, sergilediği günah, isyan ve kötülüklerle İslam'a zarar verir, Norveç halkının hidayetine engel olur.

S. Bugün Türkiye Müslümanlarının en büyük problemi nedir?

C. İman meselesidir. Ülkemizde maalesef korkunç bir irtidat (dinden çıkma) cereyanı vardır. Müslümanlar, buna karşı alınması gereken tedbirleri almıyorlar.

S. İmanını kayb etmiş bir insanın tekrar imana kavuşması için çalışmak nedir?

C. Böyle bir faaliyet ve hizmet ulema, fukaha, gerçek şeyhler, kâmil mürşidler, sûlehâ-i ümmet için farz-ı 'ayndır. Müslüman avamın (halkın) da onları desteklemesi gerekir.

S. Türkiye'deki iman hizmetleri yeterli midir?

C. Kesinlikle yeterli değildir. Yapılanlar, yapılması gerekenin binde biri bile değildir.

S. İman hizmetleri için ücret alınır mı?

C. Alınmaz. (İstisnalar: İman hizmeti yapan kurumlarda tam mesai yaparak çalışanlara, geçinmeleri için makul miktarda maaş verilir. Bu da fetva ve ruhsat iledir.)

S. İman hizmetlerini bahane ederek zenginleşenler, voli vuranlar nasıl kimselerdir?

C. Onlar fâsık, fâcir, hâin, merdut kişilerdir.

S. Muhlisen lillah yapılan iman hizmetleri için telif ücreti almak caiz midir?

C. Böyle bir şey ihlasa aykırı olmaz mı?

S. İman hizmetlerinin ücreti nedir?

C. Allahu Teala'nın rıza-i ilahîsini kazanmaktır. Bundan büyük ve hayırlı ücret ve kazanç olamaz.

S. İman hizmetleri yapan bir Müslüman, bu hizmetten dolayı nefsine pay çıkarır, gurura kapılırsa ne olur?

C. Ekinini ateşe vermiş olur. O hizmetleri ona yaptırtan Biri vardır.

S. Allahü Teala hakkında sahih/doğru bir iman nasıldır?

C. Allah'ın kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olduğuna iman etmektir.

S. Ehl-i Sünnet Müslümanlarının iman konusunda önderleri ve imamları kimlerdir?

C. Müslümanların İmam-ı Kebiri Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemdir. Ondan sonra Ashab-ı kiram (radiyallahu anhüm ecmaîn), Tâbiîn, Tebe-i Tâbiîndir. Bu üç sınıfa Selef-i Sâlihîn denir. Ehl-i Beyt'i Mustafa da bizim iman önderlerimiz ve imamlarımızdır... Onlardan sonra Eimme-i müctehidîn gelir. İtikad konusunda Ehl-i Sünnetin iki imamı vardır: İmamı Eş'arî ve İmamı Mâturîdi. İmam Ebû Hanife hem itikad, hem de ameliyat (fıkıh) konusunda Ehl-i Sünnet'in imamlarındandır.

Cenâb-ı Hak cümlemizin imanını korusun, imanımızda bid'atler ve zaaflar varsa onları tashih etmemizi bize nasip etsin, bizlere doğrudan doğruya veya dolaylı olarak ihlaslı iman hizmetleri yapmayı nasib ü müyesser kılsın.