M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

YARSAV'dan Gülünç Bildiri

YARSAV'dan Gülünç Bildiri

Hakim ve Savcı Adaylarının Adalet Bakanlığı'nca "fişenmesi" tartışılıyor.

Aslında bu, bir "fişleme" değil, bir memur adayını "izleme" olayıdır.

"Fişleme" ifadesi biraz onur kırıcı, biraz da hakaret içeriyor.

Bakanlık kayıtlarında belki böyle ifade edilmese bile, medyada "fişleme" olarak yer aldı ve böyle anılıyor maalesef.

Yapılan iş; asaleten atanacak hakim ve savcıların adaylıkları süresince ahlakî davranışlarını ve kötü alışkanlıklarını izlemekten ibarettir.

Çünkü hakim ve savcılık görevi, özel nitelik isteyen önemli bir görevdir.

Sonuçta, mülkün (devletin) temeli olan adaleti, bu görevi üstlenenler dağıtacaklar!..

***

YARSAV, Adalet Bakanlığı'nın her uygulamasına karşı çıktığı gibi, bu uygulamasına da karşı çıkarak bir muhalefet bildirisi yayınladı.

Bildiride aynen şöyle diyorlar:

''Adalet Bakanlığının 2004 yılında çıkardığı Adli Yargı Hakim Ve Savcı Adayları ile İdari Yargı Hakim Adaylarının Meslek Öncesi Eğitimlerinin Yaptırılmasının Esas Ve Usullerine Ilişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca numaralandırılarak ve yönetmeliğe örnekleri eklenen gizli fişlerle aday yargıç ve cumhuriyet savcıları fişlenmektedirler. Bu fişlemeler adayların mesleğe kabullerine engel olmasa bile, bütün meslek yaşamları ve kariyerleri sürecinde birer veri tabanı niteliğinde varlıklarını sürdürmektedirler. Bu durumun kanuna uygun olduğu söylemlerine karşı ise 'evrensel hukuka uygun mu? 'Anayasa'nın 12. ve 13. maddelerinde ruhunu bulan temel hak ve özgürlüklerin yasa ile sınırlandırılmasının hakkın özüne dokunamayacağı yolundaki kurala uygun mu? Getirildiği söylenen 'ileri demokrasiye' uygun mu' soruları akla gelmektedir ki, bu soruların yanıtının kamuoyunu tatmin edecek biçimde verilmesi gerektiği kanısını taşıdığımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.''

YARSAV'a günaydın demek gerekiyor!

Çünkü, Adalet Bakanlığı bu uygulamanın yeni olmadığını, çok daha önceki Hükümetler ve Bakanlar tarafından da uygulandığını açıkladı.

Zahmet edip Seyfi Oktay'a veya Mehmet Moğultay'a sorsalardı, tarihi yanlış vermezlerdi, burayı geçelim.

Çünkü, esas diyeceğimiz bu değil.

Cevabımız, bildirideki itiraz cümlelerine olacak!

***

Devlet Memuru olacak bütün personel için buna benzer (fişleme demiyelim buna) izlemeler, takibatlar ve kontroller yapılır, yapılmalıdır da.

Sicil amirleri bunu değerlendirir ve uygun görürlerse asalet (asıl memurluk) için görüş bildirirler.

Bu izlemeyi, hakim ve savcı adayları için yapmak ise, konumları ve görevleri gereği çok daha makul ve elzemdir.

YARSAV bunları "kanuna uygun söylemler" şeklinde niteleyerek zımnen kabul ediyor gibi görünüyorsa da, bakın arkasından itirazlarını nasıl sıralamaya başlıyor:

Bu uygulama kanuna uygun ise, "evrensel hukuka da uygun mu?" diye soruyor önce.

YARSAV yöneticileri, bu olay sebebiyle iyi ki, bir "evrensel hukuk"un da var olduğunu hatırlayabilmişler.

Peki, kılık-kıyafetleri sebebiyle Üniversite kapılarından içeri sokulmayan öğrencileri yönetmelik hükümlerine feda ederken acaba bu beyler "evrensel hukuk"u neden görmediler?

O zaman "evrensel hukuk" yok muydu?

Yine YARSAV bildirisinde bu "fişleme" olayı için diyor ki;

'Anayasa'nın 12. ve 13. maddelerinde ruhunu bulan temel hak ve özgürlüklerin yasa ile sınırlandırılmasının hakkın özüne dokunamayacağı yolundaki kurala uygun mu?"

Peki, yine bu beylere sormak gerekiyor:

Siz, Anayasa'da temel hak ve özgürlük olarak nitelenen eğitim hakkını imam hatip öğrencileri için sınırlayan kararlar alınırken neden buna alkış tutuyordunuz?

Meslek Liselerinde okuyan öğrencilere katsayı uygulanarak eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin özüne dokunulurken niçin sesiniz çıkmıyordu?

Üstelik her iki kısıtlamayı ve hak ihlallerini hararetle destekliyordunuz!

Bir de çıkmış, bu "fişleme" uygulaması "getirildiği söylenen 'ileri demokrasiye' uygun mu'" diye soruyorsunuz!

Peki, halkın kendisinin ve çocuğunun dinini öğrenme talepleri "ileri demokrasi"nin bir gereği iken, buna karşı çıkmanız hangi demokraside vardı da bu talepleri "çağdışı" ilan ettiniz?

İnanç özgürlüğünüyle ilgili tüm taleplere hemen tepki verip "irtica" yaygarası, "yobazlık" ve "gericiklik" yaftasıyla hep karşı çıktınız!...

Bu mu "hukuku savunmak", bu mu "ileri demokrasi" anlayışınız?!

***

Kısaca, din, kılık-kıyafet, eğitim...gibi temel insan hak ve özgürlükleri alanındaki söylem ve eylemlerinde daha önce sınıfta kalan bir YARSAV'ın, bugün de söylediklerinin hiçbir değeri ve inandırıcılığı yoktur.

Her zaman olduğu gibi bildirileri ideolojik bir tepkiden ibarettir.

Bu bildiri bize, YARSAV yönetiminin hukuk anlayışının ne kadar sığ ve düzeysiz, görüşlerinin de ne kadar ideolojik ve ön yargılı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi