Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Vurun Osmanlı’ya!

Vurun Osmanlı’ya!

Tartışmalı dizi “Muhteşem Yüzyıl”ı izlerken utandım. Neyin intikamını, kimden alıyorlar anlamadım.. Kuşkusuz tarih, övgü ya da sövgü kitabı değildir. Osmanlı’da her şey her zaman doğru gitmemiştir. Ama bu 600 yıl süren bir imparatorluğu yerin dibine batırmak, alay etmek, aşağılamak için kimseye bir imtiyaz tanımaz.. “Harem” bu değil. “Enderun” da anlatılan gibi değil..
Aslında olayı nereden eleştirmeye başlamak lazım bilmiyorum.. Hani derler ya, deveye “neren eğri” demişler de, o da “nerem doğru” ki demiş ya, işte öyle bir şey.
Meşhur fıkradır. Hocaya, ‘Hocam, hangi padişahın kızının Kerbela’da köpekler tarafından yenildiği iddia ediliyor’ Hoca da yanıtlamış: ‘Evladım padişah değil peygamberdir, Kerbela değil Kenan’dır, kızı değil oğludur, köpek değil, kurttur’ Sorunun her tarafı yanlış, ne tarafını düzelteyim’. Bunun başka versiyonu da var: Adamın biri, bir şeyler bildiğini ima ederek, biraz da huzurda bulunanlara hava olsun diye: “Hocam!” demiş. “Hani bir peygamber vardı ya! Onu, amcaları kaçırıp, havuza atmışlardı. Sonra onu, oradan, eşkıyalar alıp götürmüştü... O, Musa Peygamber miydi?” Hoca, “Ben bunun neresini düzelteyim! Bir kere O, Musa değil, Yusuf Peygamberdi. O’na, amcaları değil; kardeşleri tuzak kurmuştu. Sonra O’nu havuza değil kuyuya atmışlardı. Onu, eşkıyalar değil; oradan geçen bir kervan bulmuş ve alıp götürmüştü.” Bu fıkranın bir üçüncü şekli daha var. Yine benzer bir olay karşısında hoca “Neresini düzelteyim ben bunun? Bir kere o ‘minare’ dediğin ‘minare’ değil ‘arş-ı âlâ’.. ‘Keçi’ değil ‘koç’. Gökten düşmedi Cebrail tarafından indirildi... ‘Kızı’ değil değil ‘oğlu’. Çoban değil Hz. İsmail, ‘Sünnet düğünü’ değil ‘Kurban Bayramı’. ‘Kasap’ değil, Hz. ‘İbrahim’. Neresini düzelteyim yahu!”
Bu diziyi tekrar izleyeceğimi sanmıyorum..
Dizinin sponsorları arasındaki firmalar dikkatimi çekti. Bir de teşekkür edilenler arasında Kültür Bakanlığı, İstanbul Valiliği, Haluk Dursun gibi isimleri görmek de beni rahatsız etti. Hatta diziye reklam verenlerin de ben pişman olacaklarını sanıyorum..
Show Tv de Karamehmet de bu dizinin altından kalkamaz..
Filmin yapımcıları bu işe ciddi bir para ayırmışlar, ama maksatları gerçeği anlatmak değil.. Çok ön yargılı, hatta “düşmanca” denecek türden bir çalışma.. Sanki bir psikolojik harpla karşı karşıyayız gibi geldi bana.. Bu filmin oyuncularının da ben ortaya çıkan bu manzara karşısında kendi rollerini yeniden düşünme ihtiyacı duyacaklarını düşünüyorum..
Böyle bir filmin böyle bir zamanda vizyona sokulması da düşündürdü beni.. “Gazze” ve “Hür Adam”, tarihe ilişkin birtakım belgeseller, İstanbul’un fethinin çekilmesinin tartışıldığı böyle bir zamanda birileri durumdan vazife çıkarmış gibi sanki.
Aynı zamanda “Yeni Osmancılık” cereyanına karşı da bir karşı çıkış gibi. Mesela, sanki, Kanal D’deki “Arka Sokaklar”da da şimdi dine ve dindarlara yönelik daha fazla negatif bir gönderme sözkonusu.
Tam da bu noktada, cumhuriyetin yönetici kadrosunun özel hayatlarının daha fazla konuşulduğu böyle bir zamanda, “bak Osmanlı’da da bu işler böyleydi” demek için kafa bulandırmaya mı çalışıyorlar bilmiyorum..
Bir kısım, Ergenekon çevresinde adı geçen emekli paşaların, bazı işadamları arasındaki telefon kayıtları ve çarpık ilişkilerle ilgili iddiaların konuşulmaya başlandığı böyle bir zamanda, böyle bir konunun bu şekilde gündeme getirilmiş olması da düşündürücü..
Niye “Kanuni dönemi” diye de aklıma gelmiyor değil. Yoksa “Kanuni dönemi böyle ise, sonrasını sen hesap et” der gibi..
İşin güzel yanı ise, bu haltı yiyenlerin garezi öylesine büyük ki, insaf sahibi, insanlar ilk bakışta bu rezilliği görüyor.. Yine bu konunun bu şekilde gündeme gelmesi, tartışılması, bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına vesile olacak.. “Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder”. Bu dizi, bir Bumerang gibi dönüp, fırlatanın başında patlayacak.. Bir de bu gayretler, bizi gayrete getirecek..
Karanlığa küfretmek yerine, kalkıp bizim bir mum yakmamız gerekiyor. Şeytana lanet okumaktansa, Resulullah’a salavat getirmek daha iyidir.
O zaman bizim sermaye grublarının bu tür filmlerin çekilmesi için sponsor olmaları gerekiyor..
Bu diziye gösterilecek tepki, bundan sonrakiler için de yön gösterici olacak.. Yapanın yanına kâr kalırsa bunun arkası gelir.. Onun için bu dizi herkes için bir turnosol kağıdı olma özelliği taşıyor..
Sonuçta, Allah, bize hayır gibi gelen şeyde şer murad etmiş olabileceği gibi, şer gibi gelen bir şeyde hayır da murad etmiş olabilir.. Bu iş de sanırım böyle bir iş.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi