10 dosyadan 9'u Yargıtay'a gelmez
Hakkında kesin hüküm olmadıkça kişinin masum olduğu genel kuralı malum. Masum insan sanık olmuşsa ve hakkında ciddi ithamlar varsa elbette ki tutuklanır. Buna kimsenin itirazı yok.
Ama sen adam hakkında karar vermez 10 yıl hapiste tutarsan buna herkes itiraz eder..
Ya o sanık beraet ederse?!
Bir insanın hayatından on yıl almak demek ne demek bir düşünün!
Kanun(CMK 102), ağır cezalarda tutukluluk süresinin 2 yıl olduğunu söylüyor. Zorunlu hallerde gerekçe gösterilerek tutukluluk süresinin uzatılabileceğini ve uzatmanın 3 yıldan fazla olmayacağını içeriyor.
Kanun bir başka maddede (CMK 252) "katalog suçlarda" (Uyuşturucu, çıkar amaçlı suç örgütü, ülke bütünlüğüne karşı fiiller, anayasayı ihlâl, casusluk, silâhlı örgüt vs), bu sürenin iki misli arttırılabileceği hükmünü getiriyor.
Yargıtay bunları göz önünde bulundurarak 2 yıl tutukluluk süresine 3 yıl uzatmayı ekliyor böylece 5 yıl oluyor, bunu ikiye katlıyor 10 yıl oluyor. Dolayısıyla azami tutukluluk süresi on yıla çıkabiliyor. On yılı dolduran tutuklular kesin hüküm verilmediği için otomatik olarak tahliye ediliyor.
Kanun 2004 yılında çıktı ancak uygulaması 31 Aralık 2010'a ertelendi ki bu arada Yargıtay elindeki dosyaları inceleyip karara bağlasın.
31 Aralık'ta başlayan tahliyeler gösteriyor ki Yargıtay bu durumda olan 1236 dosyayı karara bağlayamamış. Bağlamadığı için de bunlar kanun gereği tahliye olmuşlar/oluyorlar.
Uygulamanın kanunla çelişen bir yanı yok. Kimse affedilmiş falan da değil.
Tahliyelerin toplum vicdanını kanatan yanı, Yargıtay'ın böylesi önemli dosyaları ihmali ve bu tahliyelerin kutlamaya dönüşmesidir.
Kanun çıktıktan sonra tanınan beş yıllık süre içinde Yargıtay bu 1236 dosyayı öne alabilir ve neticelendirebilirdi.
Nitekim Yargıtay 6. Ceza Dairesi elindeki 120 bin dosyayı tarayarak tutukluluk süresi dolmak üzere olan 2 bin dosyaya öncelik vermiş ve karara bağlamış.
Tahliyeleri yapan 9. daire aynı hassasiyeti gösterememiş.
Ben kasıt olduğu kanaatinde değilim. İhmal ve bugünleri tahmin edememek gibi bir ilgisizlik söz konusu. Durumun böyle olacağını tahmin etseydi o daire de bu dosyaları karara bağlardı.
İşte Yargıtay başkanının başarısı da bence burada ortaya çıkıyor.
Yargıtay başkanına kimi dosyaların öne alındığı hatırlatılınca takındığı tavır hukukçu ve sorumlu bir başkan tavrı değildir, hiç te şık olmamıştır.
Yargıtay başkanı siyasilerle polemik yerine 6. ceza dairesini örnek göstererek diğer daireleri de yönlendirebilirdi!
Henüz vakit de geçmiş değildir. Yargıtay bu 1236 dosyayı hemen görüşüp kısa sürede karara bağlayabilir ve toplum vicdanını rahatlatabilir.
Fakat asıl önemli olan tutukluluk süresidir. Tahliye edilenlere bakarak sürenin az olduğunu düşünebilirsiniz ama bence işin aslı hiç de öyle değil. 10 yıl tutukluluk süresi çok fazladır.
Şu anda iddia edilen Ergenekon tutukluları -ki onlar tutuklu ve belki bir kısmı beraat edecek- on yıl süreyle içerde kalacaklar demektir.
CHP basına yansıdığı kadarıyla bu süreyi kısaltacak bir teklif hazırlıyor. Kabul edilir mi bilemem ama kabul edilirse 1236 dosyaya yeni dosyalar eklenecek ve toplum vicdanı bir kez daha kanayacak demektir.
Tabii bu durumda Yargıtay bir an önce hem bu 1236 dosyaya hem de tutukluluk süresi dolmak üzere olan diğer dosyalara öncelik vererek karara bağlamalıdır. Çünkü biriken dosya ne kadar çok olursa olsun birinci derecede sorumlu mevki Yargıtay'dır. Yasama ve yürütmenin sorumluluğu ikinci derecededir.
Tabii bunlar sadece tahliyeler üzerine yaptığımız tespitlerdir.
Yargıtay'ın idelojik tavırlarını, temyiz yolunun algılanış biçimini, Yargıtay'daki hakimlerin denetleme mi yaptıkları yoksa yeni kararlar mı verdikleri ve diğer konuları uzmanların ayrıca tartışması gerekir.
Dosyaların sadece imkansızlıktan mı yoksa sistemden mi kaynaklandığı o zaman daha iyi anlaşılır.
Mesela Yargıtay Başkanlığı da yapmış olan Prof. Sami Selçuk diyor ki:" "Yüksek Mahkeme'nin 1.mahkemenin yerine geçerek karar verme yetkisi yoktur. Bu kurala uyulsa, 10 dosyadan 9 u Yargıtay'a gelmez zaten."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.