Şimdi gelelim bizim başörtülü kızlarımıza ve onları sürgüne gönderenlere... Kimse kendi isteğiyle sürgüne gitmeyeceğine göre yapılan işleme, pratik anlamda “sürgüne göndermek”, işlemi yapanlara da “sürgüne gönderen” yani “sürgüncü” diyebiliriz herhalde! Ne yapıyor sürgüncüler; “Sen inandığın gibi yaşayarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde okuyamazsın. Okumak istiyorsan öncelikle, ya başını açacaksın ya da ülkeyi terk edeceksin” diyor... Bir zamanlar kimi Müslümanların “Nurlu Süleyman”, kimilerinin de “Morrison Süleyman” dediği (9) Numaralı Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in “Arabistan’a gitsinler” dediği gibi.
Sayın (9) Numaralı Cumhurbaşkanımızın kulakları çınlasın; bu kızlardan Suudi Arabistan’a gidenler var mıdır, varsa kaç kişilerdir doğrusu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o da bugün sırf bu sebeple 5 binden fazla başörtülü kızımızın yurtdışında olduğudur; Avusturya’dan Amerika’ya, Malezya’dan Sudan’a, Macaristan’dan İrlanda’ya kadar, dünyanın her yerinde.
Bildiğimiz bir şey daha var: Bu kızlar Arabistan’a da gitseler, Amerika’ya da gitseler, oralara (9) Numaralı Cumhurbaşkanı’nın gönlünden geçen düşünce doğrultusunda gitmiyorlar. Yani erekleri sadece dini eğitim almak değil... Gidenler, adları Ali-Veli, Yakop-Morrison, Nurlu ya da nursuz her ne olursa olsun fark etmez, bu anlayıştaki insanları üzecek şeyler(!) yapıyorlar: Kahir çoğunlukla ilahiyat değil, tıp, mühendislik, iletişim, ekonomi, felsefe, siyasal bilimler, dış politika, uluslararası ilişkiler vs okuyorlar. (9) numaralıların dudakları uçuklayacak ama içlerinde sinema, tiyatro tahsili görenler bile var.
Yenilmez armada zannedilen güçlü ordunun mağrur başkomutanı edasıyla söylenen ve söyleyene, o zamanlar, zinde kuvvetler nezdinde epeyce puan kazandıran malum lakırdıdan sonra çok zaman geçmedi, keyifleri iyice kaçıracak haberlerin gazetelerde yer alması..
Sürgüncüleri zafer kazanmışlık havalarına sürükleyen “Ağlamaktan gözleri kızarmış bir anne, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Salonu’nda gözbebeği, biricik kızı N..’ü ilk yurtdışı yolculuğuna göndermeye hazırlanıyor” şeklinde geçilen haberler, daha birkaç eğitim yılı geçmedi ki bir anda yön değiştirmeye başladı. Sürgün yiyenlerin hüzünlü gidişleri ne kadar mutluluk verici idi ise, bu haberlerle kendini belli eden vakur dönüşleri de o derecede moral bozucu idi sürgüncüler için.
...Z.D İslam Akademisi’nde okuyor. Almanca ve Arapça eğitim alıyor... Akademi eğitiminin yanı sıra Katolik Üniversitesi’nde misafir öğrenci sıfatıyla dersler almaya başlayacağını da doğruluyor: “Bir Müslüman olarak Hıristiyan teolojisini öğrenmemde hiçbir sakınca yok”.
...Yozgat İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Bilgi Üniversitesi’nden sonra Viyana Ekonomi Üniversitesi’ne kaydoldum... Burada çekingen değilim. Tiyatro, opera, sinema ne varsa bütün imkanlardan yararlanıyorum. Türkiye’de istikbal endişem yok. Eğitim alırken hem kültürünü hem de ticaretini inceliyorum Viyana’nın. Türkiye’ye dönünce kendi işimi kurmayı düşünüyorum.
...Gaziosmanpaşa Kazım Karabekir İHL’yi bitirdim. 16 yaşımda üniversiteyi kazandım ve başörtüsü sorunu yok diye Bilgi Üniversitesi’nin matematik bölümünü tek tercih olarak seçtim. Yasak oraya da geldi, ben de buraya geldim. Sinemayla ilgiliyim. Felsefe, Almanca ve Fransızca öğreniyorum.
A.F Viyana Wirtschaft (ekonomi) Üniversitesini başarıyla bitirdi. Yüksek lisans tez konusu: Türkiye-Avusturya arasındaki ticaret. A.F. de gösterdiği üstün başarılardan dolayı okulunu erken bitiren Türk öğrencileri kervanına katıldı. (başörtüsü sebebiyle sürgünde okumak durumunda kalan kızların yanında, katsayı sebebiyle lisans eğitimi için yurtdışına gitmek durumunda kalan erkek öğrenciler de var).
...Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur’un, “...Kıyafetlerine bakın, yapmak istediklerini anlarsınız” diyerek aşağıladığı öğrencilerden biri olan M.Ş., öğrenim gördüğü Almanya’nın Duisburg şehrindeki Max Planck-Gymnasium’da, tam 1000 öğrenciyi geride bırakarak “okul birincisi” oldu.
...Çok sevdiği okulu Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden istemeye istemeye ayrılmak zorunda kalmış Elif. Viyana’da Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Elif, 6 aya sığdırdığı dil öğrenme sürecinden hemen sonra başladığı, Avusturya’da üniversite diploması için şart koşulan ‘master’la birlikte 5 yıl süren, ancak ortalama bitirme süresi 7 yıl olan okulu 3 yıl 2 ay gibi kısa bir zamanda bitirmeyi başarmış.
...N.A. Viyana Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ni dereceyle bitirdi. Aynı üniversitenin Felsefe Bölümü’nde de masterini yaptı. Tezini ‘AB’nin Doğu Genişlemesi ve Bunun Gelecekteki AB Görünümüne Etkileri’ konusunda yazan N.A., Viyana Üniversitesi Felsefe alanında ‘Magistra’ (master mezunu) unvanını aldı... Törende mezun olmaya hak kazanan öğrencilerin diplomalarını Viyana Üniversitesi Rektörü verdi.
...Yüksek Öğrenim Kurumu’nun İHL mezunlarına yönelik yaptığı katsayı adaletsizliği ve başörtüsü engeli nedeni ile Türkiye’de eğitim göremeyen E.A.S., Viyana Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni birincilikle bitirdi. Bir yıl master yapan Sağlam, doktorasına devam ediyor.
Kısmetse haftaya devam edeceğiz.