Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Daha huzurlu bir hayat için erkeklere bazı tavsiyeler (1)

Daha huzurlu bir hayat için erkeklere bazı tavsiyeler (1)

“Daha huzurlu bir hayat için kadınlara bazı tavsiyeler”i bir süre önce yazmıştım. Bugün sıra “Erkeklere tavsiyeler”de...
Kızacaklarını bile bile bunu yapacağım. Ama önce birkaç “giriş” cümlesi etmeme izin verin...
Biz erkeklerin, genel olarak “kadın”ı yok sayma eğilimimiz ağır basıyor. Kadına “teferruat” muamelesi yapıyor, bunu da “dinin gereği” gibi sunuyoruz. Hâlbuki bu anlayışın kaynağı din değil, “kadın”ı diri diri mezara gömen cahiliye geleneğidir!
Efendimiz’in “Yürek İnkılâbı”ndan geçmiş her Müslüman, Peygamber Efendimiz döneminde kadınlara tanınan hakların bekçisi olmak zorundadır...
Geleneklerin din gibi algılanması ve “mutlak doğru” olarak kabul edilmesi, maalesef buna izin vermiyor... Tabiatıyla, kadına ilişkin hak ve özgürlükler, kamusal alanda olduğu gibi, özel alanlarda da gerilemiş bulunuyor.
Tek çare, Peygamber-i Alişan Efendimiz’in Veda Hutbesi’ndeki değerlendirmeyi, ilişkinin temeli yapmaktır...
Şöyle buyuruyor: “Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız... Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır.”
Şimdi gelin, Müslüman’ın, her konuda olduğu gibi, kadın konusunda da referansı olması gereken kitaba (Kur’an’a) bakalım: “Ben” diyor Yüce Yaratıcımız, “erkek olsun, kadın olsun (ki hep birbirinizdensiniz) içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim.” (Al-i İmran, 3/195)...
Ve “O’nun varlığının delillerinden (Allah’ın ayetlerinden) biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (Rum, 30/21).
Ancak bu çerçeve içinde kalan erkekler aile içi dengeyi kurabilir ve aileyi bir “sevgi havuzu”na dönüştürebilirler.
Şimdi, erkek okurlarımı kızdırmayı göze alarak, hemcinslerim hakkında yıllardır yaptığım gözlemleri maddeler halinde sıralayacağım...
1. Bu ülkenin erkekleri kadınları okumayı bilmiyor. Bilmiyorlar, çünkü böyle bir çabaları yok... (ABD eski başkanlarından Abraham Lincoln, “Okuduğum en güzel kitap annemdir” demişti. “Kadın” olunmadan “anne” olunamadığına göre, “Her kadın okunması gereken bir kitaptır” aynı zamanda; üstelik de çok karmaşık, son derece girift kitap)...
2. Erkeklerin çoğu hayatlarını iş üzerine kuruyorlar ya da öyleymiş gibi yaparak ailevi sorumluluklardan kaçıyorlar.
3. Kadın sağlıklı, nitelikli bir iletişim ve paylaşım dışında bir şey beklemiyor erkeğinden. Erkek ise, ‘aç mısın açıkta mısın?’ diye saldırıyor kadına; şükürsüzlükle, kadr-ü kıymet bilmemekle itham ediyor.
4. Hayatın doymak ve giyinmekten ibaret olmadığını fark etmek istemiyorlar. İstemiyorlar, çünkü bunun getireceği sorumluluktan korkuyorlar. Erkeklerin bu kadar korkak olmaları anlaşılır şey değil!
Tavsiyelerimize sonraki yazımızda da devam edeceğiz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi