Kendini yiyip bitiriyor
Fatma hanım ben 30 yaşında bir bayanım. On yıldır, bebek sahibi olabilmek için tedavi görüyorum. Eşim çocuğumuzun olmamasını çok sorun yapıyor. Ama bu benim elimde değil. Evlenirken eğer çocuğumun olmayacağını bilseydim kesinlikle evlenmezdim ama insan başına neyin geleceğini bilemiyor. Ben, başkalarının çocuklarını da sevebilirim onlarla da ilgilenebilirim ama eşim çok dert ediyor. Beni seviyor, bırakmayı filan düşünmüyor ama çocuğumuz yok diye kendini yiyip bitiriyor. Bu konuda ona nasıl davranabilirim? K. M.
Elinizden geleni yapıyorsunuz
Çocuklar, aileyi bir arada tutan ve onlara yaşama sevinci veren varlıklardır. Her insan evlenmeden önce aileye yaşama sevinci verecek ve insanlığa faydalı olabilecek çocuklar yetiştirmeyi hayal eder. Bunda biraz da biz insanların çocuklarımızı kendi devamımızı sağlayacak kişiler olarak görüyor olmamızın etkisi var. Ancak bazen elimizde olmayan nedenlere bağlı olarak çocuk sahibi olamayabiliriz. Böyle durumlarda eşlerin birbirlerini anlamaya çalışmaları ve bunun bir imtihan olduğunu bilerek hareket etmeleri gerekir. Anladığıma göre, eşiniz çocuğunuzun olmamasını sorun yapıyor ama sizden hiçbir şekilde ayrılmayı düşünmüyor. Bu nedenle eşinizin size karşı sevgi ve saygı besliyor olmasını yaşadığınız sorunu ortadan kaldırmanız noktasında size yardımcı olacağına inanıyorum. Bu durumda, öncelikle ona elinizden geleni yaptığınızı ve bu konuda tedavileri ihmal etmediğinizi belirtin ve buna rağmen çocuğunuzun olmamasının bir imtihan olduğunu ifade edin. Hayatta istediğimiz her şeye ulaşamayabiliriz ve böyle durumlarda kendimizi kötü hissedebiliriz. Ancak yaşadığımız durumu kabullenir ve hayatın akışına uyum sağlar, bu konuda ortaya çıkan boşluğu başka şeylerle doldururuz. Bunun için, tedavilere devam etmekten ve sonucu Allah'a bırakmaktan başka yapabileceğiniz hiç bir şey yok. Şunu da unutmayın ki, Allah'ın işini Allah'a bırakmak bir mümin olarak sorumluluğumuzdur.
Bir türlü anlaşamıyoruz
Emekli bir öğretmenim. Şimdilik evimde kitap okuyorum, çocuklara özel ders veriyorum. Dört tane torunum var. Hepsi birbirinden akıllı ikisi üniversiteye gidiyor biri ilkokula diğeri anasınıfına. Hayalim onlarla ortak çalışmalar yapmak ve tecrübelerimi onlara aktarmaktı. Ama bir türlü anlaşamıyoruz. Her konuda benimle çatışıyorlar. Dinledikleri müzikten tutun da yedikleri yemeğe kadar benden çok uzaktalar. Zaman değişti, bunu biraz anlayabiliyorum ama bu kadar da uçurum olabilir mi? Hafta sonu okuduğum kitabı onlara kritik yapmak istedim "- Dede bu bizim ne işimize yarayacak ya? Dediler. Bu kadar büyük bir uçurumun olması doğal bir şey mi? Aklım havsalam almıyor inanın. H. G.
Zamanın çocukları
Sizin de ifade ettiğiniz gibi zaman değişti ve artık çocuklarımız halk müziği dinlemiyor, kuru fasulye, bulgur pilavını tercih etmiyor. Zaman değişti dolayısıyla çocuklar da bu zamanın çocukları oldular.
Hazreti Ali "Çocuklarınızı yaşadığınız çağın şartları dâhilinde değerlendirin ve onlarla ilişkilerinizde bunu dikkate alın." demiştir. Çocuklarımızla ilişkilerimizde bu düsturu dikkate almalıyız. Anlıyorum, bugün yaşadığımız çatışmanın dozu iyice arttığından onlarla ortak zeminlerde buluşamaz duruma geldik. Bunda modernleşme ve teknolojinin ilişkilerimize yansıyan etkilerinin rol oynadığını söyleyebiliriz. Fakat önümüze çıkan engel ne olursa olsun, çocuklarımızı kazanmanın en etkin yolu, onlarla iyi ilişkiler kurmaktır...
Çocuklarımız bizim dinlediğimiz müziği dinlemeyebilirler, bizim tercih ettiğimiz kitapları okumayabilirler, yeme alışkanlıklarından giyim tarzlarına kadar her şeyleri bize yabancı olabilir ama bizim onları suçlamadan, yermeden bildiğimiz doğruları ve tecrübelerimizi aktarma gibi bir sorumluluğumuz var. Size iletişim dilinizi değiştirerek onlarla iyi ilişkiler kurmanızı ve tecrübelerinizi aktarmanızı tavsiye ederim. Kimi zaman da siz onların okuduğu kitapların özetini dinleyebilir ve onların dünyalarını tanımaya çalışabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.