Biz dertliyiz! Onlar daha dertli
Sonradan söyleyeceğimi önceden söyleyeyim...
Türkiye ilan edilmemiş bir iç savaşın içindedir maalesef... Silahsız, gümbürtüsüz amma can yakıcı, yok etmeye yönelik bir savaş bu...
Sağ cenahta, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları...
Sol cenahta, emekli subaylar, yüksek dereceli yargı mensupları, bazı siyasi partiler...
Vatandaşın suçu ne?
Esas sıkıntıyı vatandaş çekiyor bu arada... Bigünah vatandaşlar.
“Türkiye hukuk devleti” diyorlar yüzleri kızarmadan...
3 yüksek rütbeli subayı emekli etmekten aciz bir iktidar... Aksine, sözü geçen subayları terfi ettiren askeri yargı...
Sistem öyle dizayn edilmiş ki ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne ilgili bakan müessir olabiliyor...
Bu mudur hukuk devletinin fotoğrafı?
Siz hiç AKP iktidarı döneminde eski Devlet Şûrası/Danıştay’ın normal bir karar verdiğine şahit oldunuz mu?
İçki belasından vatandaşı kurtaracak kanun çıksa, derhal Danıştay ya yürütmeyi durduruyor, ya da kanunu temelden reddediyor...
Valla zannedersem zinaya da birileri müdahil olmuşlardı da talepçi güruh hayvanlar gibi sevişme hürriyetine kavuşmuşlardı...
Ve can alıcı noktalar...
Partilere ne lüzum var sanki?
CHP yeter de artar...
İnançlı hanımlar başlarını diledikleri gibi örtme yetkisine sahip değiller... Çünkü Danıştay bilir kimin ne kadar açılacağını, kapanacağını.
Gülmeyin, utanılacak derecede vahim bir baskı sözkonusu...
Hükümetin, hükümete yakın kurumların alacakları kararlar baştan yok hükmündedir... Zira şartlanmış bir zihniyet çıkacak karşımıza...
Eee, ne gereği var masraf yapıp seçime girmenin, iktidar olacak sayıyı bulmanın...
Bir dernekçi, bir sendikacı, tabii ki sol görüşlü olursa, şikayette bulunur ve istenilen karar istihsal edilir...
Aksi varit mi?
Ben gece gündüz uyudumsa, hiç uyanık kalmadımsa mümkündür...
Bildiğim kadarıyla okullarda okunacak kitablar eğer bir mezhepçi engeline takılırsa, sil baştan... Bir garip haller dosyasına kaydeyle...
Hukuk devleti, hiç içkiye, kumara, zinaya, kapıları açık bırakmak için mi vardır... Kadınların örtüsüne, erkeklerin sakalına-bıyığına müdahale kanuni midir?
Milli Eğitim Bakanı İmam Hatip mezunlarının da polis olacaklarını, onların da bu ülkenin evlatları olduklarını açıkça söyledi...
Amma ne fayda...
Karar çıktığı gün boğulmazsa ben kalemimi de kıracağım, daktilomu da.
Bizdeki basın kuruluşlarının alnından düdükle öpülür ancak...
CHP Ardahan milletvekili Ensar Öğüt, “Kürt sorununa radikal çözüm” bulmuş... Ne diyor?
“Örgüt de, asker de silah bıraksın...”
Yanlış duymadınız... CHP milletvekili Türk ordusuna silah bıraktıracak... Dağ eşkıyası ile aynı kefeye koymuş... Tabii Kılıçdaroğlu duyduğu zaman esneyecek ve uyku moduna girecektir...
Ve bir başka yandan CHP’li Ahmet Ersin, hani şu Cihaner davası dolayısıyla Erzincan’ı, Erzurum’u yol eyleyen, Ergenekon meddahlığı ile de kulakları tırmalayan adam, İmam-Hatiplilere polislik görevi verilmemeli, zaten “organize suç şubelerinin tümüyle cemaatin elinde olduğunu bilmeyen yoktur” kanaatini izhar ediyor...
Ben de ona soruyorum...
Benim hiçbir cemaatle, tarikatla ilişkim yoktur... Ahmet Ersin efendi senin Alisiz Alevi cemaatiyle ilişkin olmadığını isbat edebilir misin?
Türkiye AKP’nin özel malı değildir...
AKP’yi yıkalım diye ayrılıkçı unsurları başımıza bela etmeye de hiç kimsenin hakkı yoktur...
Biliyorum sizin güvendiğiniz merciler vardır...
Tunus’ta Bin Ali de bir yerlere güveniyordu... Lakin öyle bir kaçış kaçtı ki, götürdüğü 1,5 ton altın da kendini kurtaramaz... Altınların altında kalacağına kalıbımı basarım...
Türkiye’yi kanunsuz baskı ve icraatlarıyla kaosa sürükleyenlere de tavsiyem olacak:
Kendinize bir ülke bulun!..
==================
Dağlar yandı, deniz yanmadıysa boş ver
Bıçak kemiğe dayanmadıysa boş ver
Ayılar, domuzlar, kurtlar uyanıksa
Pespaye ruhlar uyanmadıysa boş ver...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.