Bunun adı hukuku çarmıha germe hareketidir...
Bir diğer adı ise, millete rağmen yandaş-yoldaş-soldaş koruma operasyonu...
Dindarlar aleyhinde çıkan her karara helezonik söğüt şefkatiyle sarılıyorlar... Eğer soldaş yoldaşlar aleyhinde ise kanunları da, kanun adamlarını da tanımıyorlar...
ETÖ-Ergenekon terör örgütü sanıklarını hapishaneden kurtarıp Türk milletinin başına milletvekili yapma derdine düştüler...
Yol olacak, yol!..
Silivri’de yargılananları parti kontenjanından milletvekili seçtirip TBMM’ne göndermek ayak oyunları o meclise hakarettir...
Bekleyin bakalım...
Belki de suçsuzdurlar, beraat edecekler...
Değilse elbette hak ettikleri cezayı çekmeliler...
Aceleniz nedir ey kendilerini meşru parti sayanlar?
Yarın-Öbür gün Kandil’de ikamet eden eşkıya başılar da dolaylı yollardan milletvekili seçtirilirse ne yapacaksınız?
Daha sonra daha zonturlu bir katakulli ile İmralı misafiri de hürriyetine kavuşursa söyleyecek sözünüz olacak mı?
Silivri misafirlerinin tamamına yakını sizin yandaşınız, yoldaşınız, saldaşınızdır...
Çünkü darbecidirler...
Çünkü devrimcidirler, meşru olan, müsbet olan ne varsa hepsini devirmeye yemin etmişler...
Galiba kendinizi darda hissediyorsunuz...
Türk halkının size oy verip iktidar yapacağını aklınız kesmiyor...
Gerçekten öyledir...
Sizde bu tiksindirici huy var oldukça, ki her zaman var olacaktır, Allah da, kulu da size iktidar nasip etmez...
Kadınların giyimine dair zorlama bir karar çıktığında /Kanunlara riayet edelim, ne karar verilmişse uyalım/ riyasına bürünüyorsunuz, amma bir İmam-Hatipli’nin, bir abdestli-namazlı ihtiyarın lehinde çıkacak karar hepinizi ifrit ediyor...
Ne yani, bu ülkenin hakimi siz misiniz?
Hep sizin istediğiniz mi olacak?
Bütün darbeciler ve darbe taraftarları hürriyetlerine kavuşsunlar, rahatça menhiyatlarını işlesinler mi?
Ağzı küfürlü, sağa-sola saldıran gazeteci etiketli adamlar yargıya hesap vermesinler mi?
Peki size ne oluyor Atatürk’ün kurduğu partinin mensupları?
Yoksa siz artık Dersim komikliğine mi kilitlendiniz?..
Sizleri memnun etmek için bilumum dindar Türklerin, Kürtlerin Hrant Dink katili ilan edilmeleri ve Silivri çukuruna onların mı atılmaları şarttır?
Avucunuzu yalarsınız...
Suçu kim işlediyse o çekmeli...
Seyfi Dede’nin gözü bağlı, özü bağlı müridleri, takipçileri dışında hukukçu tanımaz mısınız?
Amma niye?
İlle de Seyfi Dede takipçileri mi olacak bu ülkenin karar vericileri?
Dışardakiler yetmedi sizlere...
Şimdi hapishanelere dalacaksınız öyle mi?
Ne olur bir defa da adam gibi adil düşünceye ram olunuz...
İskilipli Atıf Hoca’ya yapılanları soruşturunuz...
Üç Ali’lerin kelle kestiği kararları soruşturun...
Silahla, bölücülükle hiçbir alakası olmayan Bediüzzaman Said Nursi’nin kabri nerede? Kimler kaçırdı, nereye gömüldü, ona bakın?
27 Mayıs darbecilerinin işledikleri, güdümlü hukukçulara işlettikleri cinayetleri araştırın ne var?
Yüreğiniz kaldırmaz değil mi?
Silivri sanıklarından medet uman, dehşet şekilde hiçliğe düşen kim varsa sizin içinizde...
Öte taraf ne kadar temiz, ne kadar haklı olursa olsunlar umursamazsınız... Mayanız öyle istiyor...
Daha beter olasınız bu kafayı taşıdıkça...
==================
Parti değil pir-ü pak panikler teşkilatı
İpten kazıktan kaçmış sanıklar teşkilatı
Gökyüzünde süzülen kartal-şahin değiller
İn önünde et yiyen enikler teşkilatı...