Beypazarı Belediye Başkanı Cengiz Özalp
Beypazarı çok sevdiğim tarihi şehirlerimizden birisidir. Şehrin güzelliği kadar insanları da başka güzeldir.
Yılda birkaç kez uğrayıp; huzur ve neşe bulurum. Hangi mevsim yolunuz düşerse düşsün, şehir ve insanları sımsıcaktır.
İşte bu şehrin belediye başkanını, MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Necmettin Öztürk ve Mehmet Develioğlu başkanlığında bir ekiple Beypazarı’na gittiğimizde tanımıştım.
Beypazarı’nın yaşayan müzesi var. Birlikte müzeyi gezerken, bir taraftan da başkan Cengiz Özalp’i tanımaya çalışıyordum.
Bir ara Necmettin Öztürk’e;
“Yahu bu güzel insanın AK Parti’de olması lazım. Böyle birini AK Parti nasıl oldu da saflarına katamadı” diye sordum.
Stratejik bir hata yapılmış ve bir şekilde AK Parti’ye geçmesi sağlanamamış. Demek ki, vakti zamanı şimdiymiş.
Beypazarı ağzıyla şöyle denilir:
“At beslenirken, kız istenirken verilir.” Yani her şeyin bir zamanı vardır. O zaman bu zamanmış. Hayırlı uğurlu olsun.
Beypazarı Belediye Başkanı Cengiz Özalp, hakikaten çok temiz bir yüreğe sahip. Neyi var neyi yok, tüm mesaisini şehrine vermiş.
Beypazarı Ticaret Odası başkanlığından belediye başkanlığına kadar bütün hizmetlerinde siyaset üstü kalmayı başarmış sevilen ve sayılan bir isim.
¥
Beypazarı’nın tarihine de kısa bir yolculuk edelim.
Ankara’nın ilçesi Beypazarı, Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve son olarak Osmanlıların egemenliğine girmiş şirin bir ilçe.
Türklerin Sultan Alparslan komutasında Anadolu’ya girmesinden kısa bir süre sonra Marmara’ya ulaşmaları ile Beypazarı da ilk Türk akıncıları ile karşılaşmış.
Selçuklu yönetimindeki Beypazarı, konum itibarı ile sık sık göç eden Türkmen boylarına yurt olmuş. Bu boylardan en önemlisi ise Kayı Boyu.
Selçuklu Sultanlığı’nın kendilerine yurt olarak yer gösterdiği bu Türk boyu, Gazi Gündüzalp yönetiminde ilk önce Ankara civarına yerleşmiş.
Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Bey’in dedesi Gazi Gündüzalp’in mezarı, Beypazarı’nın Hırkatepe köyündedir.
Selçuklular döneminde Beypazarı; İstanbul-Bağdat yolu üzerinde önemli bir ticaret merkezi olmuş. Beypazarı, Orhan Bey’in Ankara’yı alması ile Hüdavendigar (Bursa) Sancağı’na bağlanarak Osmanlı yönetimine geçmiş.
Osmanlı Devleti’nin toprak rejimi ve askeri sisteminin bel kemiğini oluşturan “Tımarlı Sipahi Merkezleri”nden birisi olan Beypazarı; yöredeki Sipahi Beyi ve ticari hayatın canlılığı yüzünden “BEĞ BAZARI” diye adlandırılmış.
¥
Beypazarı ağzıyla başkana yeni yuvasında bir duamız olsun, bir de ikazımız.
Duamız; “Yaptığın iş ahrette mizanına konsun.” Yani yapılan işten memnunluk ifadesi için kullanılır.
İkaza gelince; “Avuz emmedik bıza gibi.” Yani kötü kötü bakanlar olacaktır veya “Bir yüzü ipek, bir yüzü kötek” ne zaman nasıl davranacağı belli olmayan kişilere aldırış etme demektir.
Yine yöre diliyle; “Ört terlesin” denilir. Yani laf burada bitsin demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.